Eskişehir’de, Ali İsmail Korkmaz’ın sivil polisler ve esnaf tarafından can vermesine neden olacak şekilde dövüldüğü sırada, bir başka noktada Tevfik Caner Ertay isimli bir genç de feci şekilde dövülmüş ve bir polis otosunun bagajında hastaneye götürülmüştü. Ertay’ın o esnada telefonunun dinlendiği ve bu sayede yeri tespit edilerek darp edildiği ortaya çıktı.
İsmail Saymaz’ın haberine göre, Eskişehir’de, Tevfik Caner Ertay adlı üniversiteli gencin Ali İsmail Korkmaz’ın dövüldüğü noktaya 100 metre uzaklıktaki ve onunla aynı saatlerde polislerce dövülerek polis otosunun bagajında gezdirilmesi iddiasına ilişkin hazırlanan polis müfettiş raporundan, bir skandal daha çıktı. Ertay’ın cep telefonunun “önleyici dinleme” kapsamında takip edildiği, o gece eski otogar binasında saklandığı bu şekilde öğrenilerek, yerinin tespit edilip dövüldüğü anlaşıldı. Raporda, “Ertay’ın darp eyleminin, vatandaşın canını korumak görevini üstlenmiş görevliler tarafından, hiçbir mukavemet yaşanmaksızın yakalandıktan sonra, tekerrür halinde gerçekleştirildiği, amirlerin de bilgisinin bulunduğu” vurgulandı. Şüpheli polislerin, Ertay’ın dövülmesini gördükleri halde bunu gizledikleri anlatıldı. Bir emniyet müdür yardımcısı ve iki komiserin “Ertay’ın feci şekilde darp edilmiş halini görüp bir polis amirinin göstermesi gereken ilgiyi, konuyla ilgili işlemleri başlatmayıp suçun aydınlatılması için gayret göstermedikleri” belirtildi.
Polis Başmüfettişi Zeki Acar’ın hazırladığı disiplin soruşturması raporunda Tevfik Caner Ertay’ın cep telefonlarının önleyici dinleme kapsamında takip edildiği ve saklandığı yerin de böyle bulunmuş olduğu ifade edildi. Kanıt olarak eski İstihbarat Şube Müdürü Mustafa Arık’in ifadesi gösterildi. Arık, ifadesinde, “Ertay’ın iletişim aracına önleme amaçlı iletişime müdahalenin yapıldığını, yer tespitiyle ilgili bilgilerin yardımcısı Ahmet Bilici tarafından ilgili birimlere bildirilmiş olduğunu” söyledi. Polis Saldoğan da Terörle Mücadele Şubesi’nden (TEM) Komiser Yardımcısı Murat Umutlu’yu kastederek, “Arkadaşlar Tevfik Caner otoparkın içinde saklanıyormuş, onu bulup gözaltı yapacağız, talimat bu şekilde” dediğini anlattı.
Raporda Ertay’ın Çevik Kuvvet’in müdahalesi ve darbına maruz kaldığı, eski otoparka sığındığı, polisin çekilmesini beklediği anlatıldı. Yarım saat sonra binaya TEM polisleri Adem Arslan, Ahmet Kızıl ve İzzet Erkan’ın gelip Ertay’ı yakaladığı ve “darp ederek” eski otoparkın avlusuna indirdikleri belirtildi. Avluda Umutlu ile polis Mevlüt Saldoğan, Ömer Faruk Albayrak, Emre Koç, Mehmet Nuri Eliaçık ve Adil Çavdar’ın beklediği kaydedilerek, “Bu noktada üçüncü darp olayının yaşadığı iddiasının mevcut olduğu” ifade edildi. Gözaltı aracıyla hastaneye götürülen Ertay’ın, iddiaya bakılırsa Saldoğan, Albayrak ve Koç tarafından hakaret ve tehdide uğradığı anlatıldı. Son olarak, aracın AKP il binasının önünde durdurulduğu, eski Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün ile şube müdürleri Mustafa Arık, Ayhan Karayel ve Halil Kısalar’ın burada beklediği ve dördüncü darbın bu anda gerçekleştiğinin iddia edildiği vurgulandı.
Amirlerin dayaktan bilgisi var
Ertay’ın “yasal bir zor ve güç kullanma çerçevesinde değil, göstericiler dağıldıktan sonra tek başına yakalanarak darp edilmiş olduğu tespit edilmiştir” denildi. “Darp eyleminin de vatandaşın canını koruma görevini yasalarla üstlenmiş olan görevliler tarafından hiçbir mukavemet yaşanmaksızın yakalandıktan sonra ve tekerrür halinde gerçekleştirildiği ve sorumlu amirlerin de bilgisinin bulunduğu” vurgulandı. Raporda, “Gezi eylemlerine sorumlu amirlerce gereken hassasiyetin gösterilmediği, yeterli ve etkin tedbirlerin aldırılmadığı, personelin suça karışmaması için önleyici tedbirlerin geliştirilip uygulanmadığı, yeterli ve etkin denetim yapılmadığı kendi ifadelerinden anlaşılmıştır” denildi. Ertay’ın dövülmesini izleyen polislerin şüphelilerin tespitinde amir ve üstlerini bilgilendirmek yerine suçu gizleme gayretine girdikleri, “bu tutum ve davranışları soruşturma sürecinde de devam ettirdikleri” anlatıldı. Ertay’ın dövülmüş halini gören Umutlu ile TEM Şube Müdür Yardımcısı Ayhan Karayel ve Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün’ün “yapmaları gereken, failleri tespit ve haklarında adli ve idare işlemleri başlatmak iken, konuya ilgisiz davrandıkları” anlatıldı. Bu amirlerin “olaya el konulması, hukukun objektif şekilde korunması, mağduriyetin giderilmesi adına işlem tesis etmedikleri” kaydedildi. Raporda, üç amir için şöyle denildi:
“Darp edilmiş olduğu her halinden belli olan, gösterilere sürekli katılmasından dolayı ismen de bilinen Etray’ın vücudunun 13 bölgesinde darp temaslarının olduğundan anlaşıldığı üzere feci şekilde darp edilmiş halini görüp bir polis amirinin göstermesi gereken ilgiyi, konuyla ilgili yapılacak iş ve işlemleri başlatmayıp suçun aydınlatılması noktasında hiçbir gayret göstermedikleri, bir polis rütbelisi olarak kendilerine olan güven ve saygınlığı zedeledikleri…”
Ertay’ı döven polis Arslan, Erkan ve Kızıl’a “Emniyet binalarına getirilenleri dövmek”ten 12 ay süreli, dört polis hakkında “amirlerden bilgi saklamak”tan dört ay kısa süreli, Aygün, Karayel ve Umutlu hakkında ise “Hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak”tan 16 ay süreli durdurma cezası talep edildi. Bu rapor, soruşturmayı yürüten Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na da gönderildi.