Her yüzyıl, eşit olmayan koşullarda işgalciye karşı evini ve toprağını savunan halkların mücadelelerine tanıklık etmiştir. Pers işgaline karşı topraklarını savunan Leonidas ve askerleri, Roma işgallerine direnen Galyalılar, Amerikan ve Fransız işgaline direnen efsanevi komutan Giap ve savaşçıları, Nazi işgaline direnen Stalingrad, … İşgalcileri karşısında eşitsiz şartlarda vuku bulan bu savaşlarda ev sahiplerinin zaferlerine ve yenilgilerine aynı anda rastlamak mümkün ve fakat neredeyse her yüzyılın bir sonrakine en az bir tane destanlaşan direniş örneği miras bıraktığını da biliyoruz. Bu yüzyılın kendisinden sonrakine bırakacağı direniş destanı, henüz yazılmakla birlikte, Batı Kürdistan’ın küçük bir kenti olan Kobanê’nin sokaklarında, evlerinde, küçük teperinde yazıldı, yazılıyor.
Yakın bir tarihe kadar varlıklarından dahi dış dünyanın haberi olmayan Batı Kürdistan’ın bu küçük kenti, bugün tüm “modern dünyanın” üzerine konuştuğu ve yazdığı, saygısını gizleyemediği yazılmakta olan bir destana dönüştü. Kobanê, Orta Çağ aklı ve barbarlığıyla, modern dünyanın en gelişmiş silahlarını kullanarak saldıran IŞİD barbarlarına karşı tam bir aydır, tüfekle, süngüyle ve dahi bedenleriyle direniyor. Kobanê’de genç oğlanlar ve kızlar siperlerde savaşarak, analar yemek yaparak, çocuklar da zafer işaretleri yaparak tam bir aydır karanlığa karşı aydınlığın savaşını veriyorlar deyim yerindeyse. Bu aydınlığa ulaşma savaşı son 10-15 gündür kentin içinde sokak sokak, ev ev yürütülüyor.
Erdoğan’nın 7 Ekim’de Gaziantep’te, müjdelercesine “şu an Kobani düştü düşecek” demsinin üzerinden on gün geçti. Bu on gün Kobanê’nin düşeceğini müjdeleyen Erdoğan ve zevatı için hayal kırıklığına dönüştü denilebilir. Zira geçen on günde, Türkiye’nin de içinde bulunduğu IŞİD’a karşı kurulan koalisyonun tutumu, Türkiye’ye rağmen, daha da netleşti. Kobanê ve çevresinde barbarların askerine yönelik hava saldırıları dikkate değer oranda arttırıldı, YPG/YPJ savaşçılarının da tarihi kent direnişi ile birlikte nihayet IŞİD’ın kentteki ilerleyişi durduruldu ve insana düşman olmayan herkesi sevindiren bir açıklama YPG Kobanê Genel Komutanı Mehmud Berxwedan’dan geldi.
Mehmud Berxwedan: “Bir aylık direnişten sonra artık adım adım zafere doğru hamle başlatmış bulunuyoruz. Özellikle son bir haftadır Kobani IŞİD’e mezar oldu. Artık Kobani’nin her evinde, sokaklarında IŞİD çetelerinin cesedi var. Son üç günde Kobani’nin her üç cephesinde büyük bir ilerleme kaydettik. Onları öldürmediğimiz ve silahlarına el koymadığımız gün yoktur. Ağır silahları ve savaş güçleri kırılmış durumda. Şu an Kobani’nin her üç cephesinde temizlik operasyonu başlatılmıştır.”
YPG komutanının açıklamasından ben şu sonucu çıkardım; dört bir tarafı (Kuzey’de Türkiye sınırı hariç ancak Türkiye’nin Kobanê’ye dönük tutumu dikkate alınırsa kuzeyden de bir kuşatmanın olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz) en gelişkin silahlarla donatılmış vahşilerden oluşan bir cinayet şebekesi tarafından sarılan küçücük bir kara parçası Kobanê, yeri geldiğinde bedenini siper ederek (Arîn Mirkan) medeniyete beşiklik etmiş topraklarda insanlığın katledilmesini engelledi.
Pirsûs ve Kobanê üzerindeki Gökkuşağı zaferi müjdeliyor.
IŞİD barbarlarının Mürşitpınar sınır kapısı çevresindeki saldırıları ve YPG/YPJ direnişi sürerken YPG komutanının Kobanê’nin “çetelerden temizlenmeye başladığı” haberini verdiği güne Pissûs (Suruç) ile Kobanê’yi birleştiren gökkuşağının sınırda dakikalarca görülmesi eşlik etti. Gökkuşağının bir yani Serxet’te (sınırın Türkiye tarafı), diğer yanı ise Binxet’te (sınırın Batı Kürdistan’da-Rojava’da kalan yanı) belirdi.
Arif’in…
Kirveyiz, hısımız, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız…
O kadar yakınız yani…
Diyerek sindiremediği o sınırları, kısa bir süre önce Suruç’la Kobanê’nin ne alakası var diyenlere nispet gökkuşağı birleştirdi. Aslında pek huyum değildir duygusal tonu ağır basan yazılar yazmak, hem beceremem de çok zaten ve fakat nedendir bilinmez Pirsûs’la Kobanê’yi birleştiren o gökkuşağı benim içimde büyük bir umut doğurdu.
Hem zaten Pisûs’la Kobanê’nin nasıl bir alakasının olduğunu 6-12 Ekim tarihleri arasında en yakıcı haliyle yaşanan Kobanê eylemlerinde sınırın kuzeyi ağır bedeller ödeyerek göstermedi mi? Bu eylemlerde, İHD raporuna göre, 46 kişi öldürüldü, 682 kişi yaralandı, 1974 kişi gözaltına alındı, 323 kişi tutuklandı. Sınırın her iki tarafında canlar pahasına gösterilen direnç gösteriyor ki işgalciler ve onlara payandalık yapanlar yenildiler, yenilecekler.
Tüm dünyayı inkârdan ikrara evirilmek zorunda bırakan bu tarihi direniş henüz bitmiş değil. Ancak hem gelen haberler hem de bu kadim toprakların gördüğü en büyük direnişin üzerinde doğan gökkuşağı gösteriyor ki zafer yakında…
Twitter: @surtuncay