Özgürlük ve Dayanışma Partisi Eş Genel Başkanları Bilge Seçkin Çetinkaya ve Alper Taş, cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptılar. Çetinkaya ve Taş, Selahattin Demirtaş’ın elde ettiği sonucun önemli olduğunu, önümüzdeki dönem açısından daha kapsayıcı bir şekilde bu birlikteliğin geliştirilmesi gerektiğini vurguladılar.
Birleşik Bir Seçeneği Hep Birlikte İnşa Etmeliyiz
“Sol-sosyalist hareket açısından CB seçimi uyarıcı niteliktedir. Önümüzdeki daha zorlu ve çetin geçecek mücadelenin ihtiyaçlarına yanıt verecek birleşik bir direnme zeminini ve seçeneğini hep birlikte inşa etmeliyiz. Eğer bu yaratılamazsa devrimci direniş imkanının umutsuzluk içerisinde boğulmasının önüne de geçilemeyecektir. Sol-sosyalist hareket bu sorumluluğunu yerine getirebildiği oranda etkili olabilecektir.”
Açıklamanın Tam Metni
İHTİYAÇ EŞİTLİKÇİ, ÖZGÜRLÜKÇÜ BİRLEŞİK BİR SEÇENEĞİN İNŞASIDIR
Erdoğan, adaletsiz ve eşitsiz olmayan bir seçim sonucunda Cumhurbaşkanı oldu.
Devletin tüm imkanları seferber edildi. Ele geçirilmiş medyanın ve yandaş anket şirketlerinin manipülasyonları ekranları doldurdu. Erdoğan, her ağzını açtığında etnik, mezhepsel ve cinsiyetçi ayrımcılıkla halkı tehdit etti.
Erdoğan bütün bunlara rağmen ancak sınırda ve azınlık oylarıyla seçilebildi. Halkın çoğunluğu Erdoğan’a HAYIR dedi.
Bu sonuçla Erdoğan Cumhurbaşkanı olsa da işi hiç de kolay olmayacaktır. Ülkemizin geleceğini tümüyle teslim almaya yönelen politikalarına karşı önemli bir itirazın olduğu bu seçimde de görülmüştür.
Erdoğan’ın mezhepçi faşist diktatörlük arayışını güçlendirmeye yönelecek her adımı karşısında bu itiraz isyan olarak karşısına dikilecektir.
Öte yandan CB seçim sonuçları AKP’yi onun benzeri bir çizgide önleyebileceğini düşünen sağa açılma stratejisinin de iflasını ortaya koymuştur.
Bu sonuçlar kriz içerisinde ilerleyen mevcut durumu değiştirmemiştir. Ancak, değişmesi gereken bir durumu açık biçimde ortaya koymuştur. Birleşik bir direniş seçeneğinin yaratılması seçim sonuçlarının da önümüze koyduğu en acil görevdir.
Selahattin Demirtaş’ın başarısı bu anlamda bir işaret olarak okunabilir. Türkiye’nin bütününe seslenebildiği oranda etki alanını genişleten Selahattin Demirtaş’ın adaylığı tüm muhalefet dinamiklerini de kapsayan daha geniş tabanlı bir ortaklık olarak gelişebilseydi kazanılan başarının çok daha ötesine geçilebileceği görülmüştür.
Sol-sosyalist hareket açısından CB seçimi uyarıcı niteliktedir.
Önümüzdeki daha zorlu ve çetin geçecek mücadelenin ihtiyaçlarına yanıt verecek birleşik bir direnme zeminini ve seçeneğini hep birlikte inşa etmeliyiz. Eğer bu yaratılamazsa devrimci direniş imkanının umutsuzluk içerisinde boğulmasının önüne de geçilemeyecektir. Sol-sosyalist hareket bu sorumluluğunu yerine getirebildiği oranda etkili olabilecektir.