Nobel Barış Ödülü sahipleri, ABD Başkanı Barack Obama’ya bir mektup yazarak, vatandaşları ABD’nin işkence kullanımı ve boyutları hakkında bilgilendirmeye çağırdı.
Mektupta, Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı’nın (CİA) 11 Eylül’den sonra “terör şüphelilerine” uyguladığı işkenceyle ilgili Senato raporunun da açıklanması istendi.
Desmond Tutu ve Doğu Timor eski Devlet Başkanı José Ramos-Horta tarafından kaleme alınan mektubu Mohammad ElBarade(Mısır, 2005); Leymah Gbowee (Liberia, 2011); Muhammad Yunus (Bangladeş, 2006); Óscar Arias Sanchez (Kosta Rika, 1987); John Hume (Kuzey İrlanda, 1998); F. W. de Klerk (Güney Afrika, 1993); Jody Williams, (ABD, 1997); Carlos X. Belo (Doğu Timor, 1996); Betty Williams, (Kuzey İrlanda, 1976) ve Adolfo Pérez Esquivel (Arjantin, 1980) imza attı.
Mektubun imzacıları, kendisi de 2009 Nobel Barış Ödülü sahibi olan Obama’ya, ABD’nin dünyaya işkence kullanımı konusunda örnek oluşturduğu bir dönemin kapanması için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini söyledi.
Beyaz Saray 480 sayfalık işkence raporunun ne kadarının kamuoyuyla paylaşılacağını tartışırken yayınlanan mektupta “ABD, hareketlerinin kendi vatandaşları ve dünyanın geri kalanı üzerindeki etkilerine göz mü yumacak, yoksa ülkenin üzerine kurulu olduğu standartlara yeniden kavuşmak için gerekli adımları mı atacak, göreceğiz” denildi.
NYTimes’ın haberine göre, raporun ne kadarının yayınlanacağıyla ilgili tartışma, CİA ile Senato İstihbarat Komitesi’nin demokratik üyelerini karşı karşıya getirdi. CİA istihbarat elemanlarının rumuzlarının karartılması konusunda ısrar ederken, Senatör Ron Wyden “Sorun, önemli gerçeklerin yayınlanıp yayınlanmayacağı. Ben bu sorudan vazgeçmeyeceğim” dedi.
CİA sözcüsü Dean Boyd, söz konusu istihbarat elemanlarının birçok olay, tarih ve mekanla bağlantılı olduğunu, bu detayların yayınlanmasının kimliklerinin açığa çıkmasına neden olarak onları tehlikeye atacağını söyledi.
Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Bernadette Meehan ise, Obama’nın “George Bush dönemine ait CİA’nın tutuklama ve sorgulama programının ulusal değerlerle bağdaşmadığını; sivil denetim, tartışma ve şeffaflığın bir daha böyle bir program uygulanmayacağını toplumun anlamasına katkıda bulunacağını” konusunda hemfikir olduğunu söyledi.
Kaynak : Bianet