Gamze Gökaslan
NDF üyesi kadınların kimi boynundaki haç işaretiyle, kimi başörtüsüyle, kimi Zülfikar dövmesiyle “mezhep savaşı” diyenlere inat bize gerçek Suriye’yi bir kez daha gösteriyor, emperyalizme karşı omuz omuza direniyorlar. Her birinin farklı bir hikayesi var ama hepsinin ortak hedefi: “Kendini ve vatanını savunmak.”
Yazımı Suriye’ye bir saat mesafede bulunan evimden yazıyorum. Yani şu meşhur “Suriye iç savaşı”nın hiç de iç savaşmış gibi hissedilmediği bir noktadan… Zira şu an TSK’nın hava ve kara kuvvetleri araçlarının sesleriyle komşumun açtığı “Ben Arabım, ben Suriyeliyim! Ne mutlu bana!” 1 marşının sesleri birbirine karışmış durumda.
Suriye savaşının başladığı günden bugüne çok şey yazılıp çizildi. Onlarca örgüt ismi öğrendik. Bunların çoğu “ılımlı muhalif” diye yansıtılan vahşi katil sürüsünden başka bir şey değildi. Bu selefi zihniyetli örgütler bölgede maddi manevi her şeye zarar verdi, yaktı, yıktı katletti.
Her savaşta olduğu gibi en çok zararı yine kadınlar gördü. “Savaş ganimeti olarak kullanılabilirler, düşman size helaldir” yazan fetvalara, kadınların malmış gibi pazarlarda satılmasına, küçücük kız çocuklarının onlarca kez tecavüze uğrayıp onlarca kez farklı adamlara “karı (!)” diye satılmasına kadar onlarca insanlık dışı olaya şahit olduk. Peki ya yanı başımızda direnen kadınlardan haberdar mıyız?
Ulusal Savunma Güçleri-NDF 2 (National Defence Forces/Kuvvet AL-defa3’il Vatani/Ulusal Savunma Kuvvetleri) adlı gönüllü birliği çoğunuz duymamışsınızdır. İşine geleni “devrimci”, işine geleni “öfkeli çocuklar”, işine gelmeyeni “terörist” diye yansıtan basına sahip bir ülkede onuru için savaşan yüzlerce kadının gönüllü olarak katıldığı bir silahlı kuvvetin varlığını duymamız tabi ki çok zor.
NDF’nin kuruluş günü 1 Kasım 2012 olarak kabul ediliyor. “Vatan, Ceyş, Şa3b” (Vatan, ordu, halk) şiarıyla direnen, bölgesel savunma gücü olarak ortaya çıkan birlik tamamen halktan oluşuyor. 60.000 kişiyle kurulan birliğin 2013 yazında 100,000 kişi gibi ciddi bir sayıya ulaştığı söyleniyor. Operasyon alanı Halep, Hama, Lazkiye, Tartus, Humus, Haseke, Şam ve Sveyda olan birlik bu bölgelere yapılan saldırıların püskürtülmesinde ciddi bir direnç gösterip önemli rol oynamıştır. NDF’nin, piyade, lojistik ve topçu desteği konusunda Suriye Ordusu’na oldukça yararı dokunuyor.
NDF üyesi kadınlar, basın-haberleşme bölümünden silahlı kuvvet bölümüne, sağlık bölümünden topçu birliğine, komuta biriminden sosyal yardım bölümüne, bomba imhadan ordunun bilişim ağına kadar her alanda aktif rol oynuyorlar.
NDF üyesi kadınların kimi boynundaki haç işaretiyle, kimi başörtüsüyle, kimi Zülfikar dövmesiyle “mezhep savaşı” diyenlere inat bize gerçek Suriye’yi bir kez daha gösteriyor, emperyalizme karşı omuz omuza direniyorlar. Her birinin farklı bir hikayesi var ama hepsinin ortak hedefi: “Kendini ve vatanını savunmak.”
Öncelikle 5 senedir emperyalizme direnen bu kadınların sesini bir kez bile duymayan –ya da duymak istemeyen- sol basın dahil olmak üzere tüm basın mensuplarına, devrimci demokrat örgütlere teşekkür edip (!) sözü NDF’li kadınlara bırakıyorum.
Belgeselde kadınlarla yapılan röportajların Türkçe’ye çevirisi
NDF şehidinin kız kardeşi:
“NDF’ye ilk katıldığı zaman silahı oldu. Bana silahı nasıl söküp birleştireceğimi, nasıl ateş edeceğimi öğretti… Daima bizi korurdu, özellikle de beni. Çünkü ben kardeşler arasındaki tek kızdım. Bana her zaman doğruyu ve yanlışı öğretirdi. Beni diğer ağabeylerimden daha fazla korurdu. Dilerim ki tüm kızlar NDF’ye katılır, askeri eğitim alır. Savaş hakkında silahlar ve mücadele hakkında bilgimiz artar. Kızlar ve erkekler arasında topraklarını, vatanlarını, şereflerini savunmada bir fark yoktur. Vatanını seven tüm kızlar onu korumalıdır.”
NDF’nin Trafik Kontrolde Çalışan Kadın Savaşçıları
1. Kadın:
“İstiyorum ki Suriye’yi seven, Suriye kanını taşıyan tüm Suriyeli kadınlar toprağını korumak için sokaklara insin. Silahını taşısın ve sokaklarını korumak için dışarı çıksın. Çünkü Suriye bir gelin gibi gibidir. 3 Ve her güzelliği hak eder.”
2. Kadın:
“Ben Noor Mohammad Najm. NDF’ye kendimi, vatanımı, liderimi, halkımı korumak için katıldım. Kendimizi savunmak için evimizi, köyümüzü bıraktık geldik. Ülkeye giren silahlılar evlerimizi yıktılar, hayatımızı mahvettiler, yaşamımızı bozdular. Biz mutluyduk ve Suriye’de bir şey yoktu, burası barış içindeydi. Vatanımı çok seviyorum. Ruhumu ve kendimi vatana feda ederim. Bana ait ne varsa vatan için feda ederim.”
Okul Bahçesinde Röportaj Yapılan Öğrenci
“Ben burada okuyorum, derslerime Suriye’ye hizmet edebilmek için çok çalışıyorum. Biz nesil olarak çok çalışmalıyız. Güçlü ve eğitimli olmalıyız. Düşmanlara karşı durmalıyız. Ülkemizi koruyan ve düşmanlara karşı mücadele eden bütün kızlara ve erkeklere teşekkür etmek istiyorum. Ben bu üniformayı (NDF) giymek isterim. Çıkıp ülkemi savunmak isterim. Direnen kız ve erkek kardeşlerimin yanında durmak isterim. Suriye bizim için anavatandır (toprağın annesidir.) Suriye eskiden nasılsa öyle kalmaya devam edecektir. O bizim annemizdir. O her şeydir. O bizi kucaklayan göğüstür. Bu vefa borcunu ona ödemek zorundayız. Birleşmeliyiz; çünkü bizim sözümüz hak sözüdür. Hak yolunda olan kesinlikle zafere ulaşacaktır. Allahın izniyle.”
Eve giderken silahlı insanları görünce ne hissediyorsun?
Üzülüyorum… onlar yüzünden akan kanlara üzülüyorum. Çocuğu için ağlayan annelerin gözyaşlarına üzülüyorum. Ama ne olursa olsun biz umutsuzluğa kapılmıyoruz. Bizim her zaman kuvvetimiz var. Böyle şeyleri duyunca üzülüyorum ama kesinlikle gücümü kaybetmiyorum. Suriye’ye, zafere ve ülkeme güveniyorum.
NDF’li Kadın Savaşçılar
1. Savaşçı:
“Ben işimi bırakıp buraya vatanımı korumaya erkeklerin yanına geldim. Bütün düşmanlara ve vatanımızın selametini engelleyen herkese karşı vatanımı korumaya geldim. Biz evde 9 kişiyiz. Ben ülkeyi savunmak için ailemin temsilcisi olarak buraya geldim.”
“Ben Suriye’de barış ve güvenlik istiyorum. Daha önce nasılsa öyle, hatta daha da iyisini istiyorum. Fedai (gönüllü) kardeşlerimin yanında yer alıp vatanımı savunmak istiyorum. Çünkü Suriye çok güzel ve çok güzel kalacak. Ve eski günlerine hatta daha da iyisine geri dönecek. Herkes ölümü tadacaktır. Hepimiz öleceğiz. Ama onurlu ölmek daha iyidir. Biz Suriye uğruna, Suriye’yi dış destekli teröristlerden kurtarmak uğruna öleceğiz. Bu bir hiç uğruna ölmemizden daha iyidir.”
“Suriye çok güvenli ve barış dolu bir ülkeydi. Buraya kim gelirse gelsin o güveni hissedebiliyordu. Teröristler bu düzeni bozdu. Ama biz eskiden nasılsak tekrar öyle olacağız.”
2. Savaşçı (Kinda):
NDF’ye nasıl katıldın?
Ben şehit İskender’in annesinin yolundayım. O kadın birliğinin kurucusu.
Babanız ne iş yapıyor?
O da benim gibi NDF’de.
Peki anneniz?
O da NDF’de.
Aileniz NDF ye katılmanıza karşı mıydı?
Hayır kesinlikle. Tam tersine, katılmam için onlar beni teşvik etti.
Oraya gittiğinde neler hissettin?
Çok güzel bir duyguydu çünkü oraya vatanımı korumaya gittim. Suriye’yi, Suriye’yi çok seviyorum.
Eğitiminiz nasıl?
Eğitim çok nizami ve düzgün işliyor.
NDF’nin amacı nedir?
Amacı vatanımızı savunmak ve korumaktır. Çünkü Suriye’yi seviyoruz. Birçok kız NDF’ye katılmaya karar verdi.
Bütün kız arkadaşların NDF’de mi?
Evet hepsi NDF’de…
Arkadaşlarınızın katline sebep olan teröristlere ne demek istiyorsunuz?
Allah onları affetmesin. Şehitlerimizin kanı boşuna gitmedi. İntikamını alacağız.
3. Savaşçı (Lemis Hamoud):
Biz beş kardeşiz. İki kız ve üç erkek. Kız kardeşim evli ve ben bekarım. Erkek kardeşlerimden biri şehit oldu, biri evlendi biri bekar. Ben ve o evdeyiz. Bana göre NDF, Suriye’de çok önemli bir harekettir. Bu hareket dünyada şaşkınlığa yol açmıştır. Ben üniversite öğrencisiydim ama NDF’ye katılmak için üniversiteyi bıraktım. Çünkü bana göre bu gerçekten daha önemli. Suriye çok güvenilir bir ülkeydi. Oysa şimdi bir sürü sorunla uğraşıyoruz. Bu durumdayken üniversiteye gitmek istemiyorum. Ülkem için daha önemli şeyler yapmak istiyorum. Ülkeme hizmet etmek istiyorum. Ve NDF’ye askeri üniformayı giymek, silah ve diğer askeri konularda bilgi sahibi olmak için katıldım. Ben ve bazı arkadaşlarım için bu üniformayı giymek bir rüya. Bazı arkadaşlarım soruyor: “Hayalin nedir?” diye. Budur, hayalimiz budur… Askeri üniformayı giymektir.”
Sen şu an NDF üyesisin. Sokakta silahlıları görünce korkmuyor musun?
Korkmuyorum. Çünkü biz NDF’ye katıldığımızdan beri “korku” kelimesinin anlamını unuttuk. Aksine, daha cesur olduk. Böyle şeylerle karşılaştığımızda korku değil cesaretimiz artıyor, bunlar bizi cesur olup yararlı şeyler yapmaya teşvik ediyor. Ve böylece korku denen şeyi unuttuk. Bizim bu üniformayı giymemiz çok güzel bir şey. Gençlerimizle birlikte duruyor olmamız ve Ordumuza eşlik etmemiz çok güzel. Ki ordumuz düşmanı püskürten en büyük güçtür. “
Çocuklarınızı öldüren silahlılara ne söylemek isterdiniz?
Onlara eski günlerimizi hatırlatmak isterim, tekfir düşüncelere sahip olmadıkları zamanları… bizler aynı ülkenin çocuklarıydık. Hala aynı vatanın çocuklarıyız, doğru yola geri dönün. Burası Suriye, hayatınız boyunca başınız dik yaşayabildiğiniz Suriye. Dönün ve Suriye’ye bizim gözümüzden bakın. Suriye’ye bu yaptıklarınız günahtır. Burası sizin ülkeniz. Suriyenin kucağına geri dönün. Suriye her zaman anneniz olarak kalacaktır. Umarım ki bir gün dönerler. Allahın izniyle zafer Suriyenin olacak.”
NDF şehidinin annesi
“Bazı anılar vardır. Üzülmeme, acı çekmeme sebep olan anılar… İskender çok temiz kalpli bir çocuktu. Biz arkadaş gibiydik. Aslında o yoldaştı, oğuldu, arkadaştı, kardeşti… Biz onunla bir hayat yaşadık, güzel de zor da diyebilirsiniz. Askeri kamplarla teması oldu. Askerlik süresi iki aydı. Orada eğitim aldı. Üstünden biraz zaman geçtikten sonra NDF’ye katıldı. NDF bu eğitim için harcanan zamanda insanları ve onu bir kahraman yaptı. Önce benden habersiz gitti. Sonra beni izin almak için aradılar. “Sen İskender’in annesi misin?” dediler. “Oğlunuz bize katılmak için geldi siz izin veriyor musunuz?” dediler. Onlara dedim ki: “Kendisi şehit edilen diğer gençlerden daha değerli değil.” Komutanına verdiğim cevap buydu. Ayrıca Suriye’nin herhangi bir evinden çıkan şehidi kendi evimizden/ailemizden çıktı biliriz. Bütün şehitlerimiz kardeşimiz çocuğumuz ve akrabamızdır.”