Mevcut iktidar gibi düşünenleri desteklemeyeceklerini belirten HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Açık diyalog, doğrudan müzakere ve mümkün olan temel ilkelerde mutabakat öneriyoruz” dedi.
AKP-MHP faşist iktidar bloğunun baskı ve saldırılarına rağmen mücadelelerini sürdürdüklerini söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, muhalefete eleştirilerde bulundu. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a konuşan Sancar, gündemdeki konulara dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘Eleştirimiz iktidarla sınırlı değil’
Eski zihniyetle sorunların çözülemeyeceğini söyleyen Sancar, “Bizim itiraz ve eleştirilerimiz yalnızca iktidar bloğuyla sınırlı değildir. Meclis’te grubu bulunan partilerin tutumlarını da eleştiriyoruz. Şu anda Türkiye, mevcut iktidar ile yeni bir başlangıca kapı aralayacak değişiklikler önermekten uzak güçler arasına sıkıştırılmak isteniyor. İktidarın zihniyet ve politikalarına karşı gerçek bir seçenek, bizim dışımızdaki muhalefet partilerinden çıkmıyor. Dolayısıyla biz gerçek bir çözüm seçeneği için uğraşıyoruz. Eski zihniyeti ve sistemi ufak tefek rötuşlarla yeniden devreye sokacak arayışlar, Türkiye’nin sorunları için bir çözüm oluşturamaz” şeklinde konuştu.
Baskın seçim ihtimalini göz ardı etmediklerini belirten Sancar, her an seçim olacakmış gibi hazırlıklarını sürdüklerini ifade etti.
‘Tecrit ile çözümsüzlük arasında bağ var’
Gemlik yürüyüşü nedeniyle iktidar ve muhalefet tarafından HDP’yi hedef alan söylemleri de eleştiren Sancar, şunları ifade etti:
İmralı’daki tecrit ile çözümsüzlük politikası arasında birebir bağlantı vardır. Çözümsüzlük politikaları derinleştikçe savaş politikaları devreye giriyor. Çatışma, kutuplaştırma, düşmanlaştırma, nefret, korku ortamı büyüyor. Biz buna karşı mücadele ediyoruz. Çözüm için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Tecridin kaldırılması da çözüm yolunda mücadelenin önemli bir parçasıdır.
Ayrıca Öcalan’ın 2019 Ağustos’unda söylediği sözler var ve son derece açıktır. Öcalan, ‘Ben çatışma ihtimalini bir haftada ortadan kaldırırım’ diyor. Böyle bir ihtimali ortadan kaldırma imkanı varken, bunun değerlendirilmemesini savaş ve çözümsüzlük politikalarında ısrar olarak değerlendiriyoruz. Gemlik yürüyüşü de kamuoyunun dikkatini buraya çekmeye yönelik demokratik bir faaliyetti. Polisin, özellikle İstanbul’da, vekillerimiz dahil oradaki insanlara uyguladığı şiddetin görüntüleri ortadadır. İktidar çözüme yönelik her türlü çabayı engelliyor. Çünkü iktidarı ayakta tutan yöntem, çatışma ve savaş politikalarıdır.
‘Muhalefetin iktidardan farkı ne?’
Kürt sorunu söz konusu olduğunda muhalefetin söyleminin de iktidar gibi olduğunu dile getiren Sancar, “Muhalefetin kendisini bu politikalardan ayrıştırması gerekiyor, beklediğimiz budur. Bizim dışımızda kalan muhalefet partileri Kürt sorununa nasıl çözümler öneriyorlar? Bu iktidar ile aynı zihniyet ve yöntemleri mi paylaşıyorlar? Eğer böyle ise o zaman bu iktidardan farkları nedir? Şayet Türkiye’nin en önemli sorunlarında iktidar ile aynı zihniyeti paylaşıyorlarsa bu partilere neden muhalefet partileri diyoruz? Gerçek muhalefet Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan Kürt meselesinde demokratik çözümü savunmakla yapılır. Kürt sorununda bu iktidarla aynı anlayışı, farklı üslup ve şekillerde sürdürmeye yönelik hiçbir girişimi muhalif bir tutum olarak görmüyoruz. Şu anki haliyle Millet İttifakı’nın gereken muhalefet tarzını ortaya koyduğunu söylememiz zor. Özellikle İYİ Parti’nin yaklaşımı ile iktidar ve ortaklarının yaklaşımı arasında herhangi bir fark göremiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Açık diyalog, doğrudan müzakere’
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak aday tartışmalarına dikkat çeken Sancar, şunları dile getirdi:
Eğer bizim dışımızda kalan muhalefet partileri ortak aday konusunda anlaşırlarsa, bizimle ilkeler temelinde kamuoyuna açık bir şekilde müzakere yürütmelerini istiyoruz. Açık diyalog, doğrudan müzakere ve mümkün olan temel ilkelerde mutabakat öneriyoruz. Bu gerçekleşirse o zaman ortak aday fikrine açık olduğumuzu belirtiyoruz. Ama eğer mutabakat sağlanamaz ise biz de kendi yolumuzda devam edeceğiz.
Bu yollardan en önemlisi de kendi adayımızı çıkarmaktır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayımızı çıkarmak, en önemli seçeneklerden biridir. Biz adayımızı çıkarma seçeneğini, bir pazarlık konusu olarak değerlendirmiyoruz.
Bizim hedefimiz ilk turda kazanabilecek bir güçlü alternatif adaydır. Programıyla, duruşuyla, ittifaklarıyla ve dayandığı halk desteğiyle seçimi kazanabilecek bir aday üzerine çalışıyoruz.
Ama yapıcı davranmaya devam ediyoruz ve muhalefetin ortak aday çıkarması fikrine açık olmayı hala sürdürüyoruz.
Biz Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’de demokrasi, emek, eşitlik ve özgürlük konularında mevcut iktidardan farklı düşünmeyen herhangi bir adaya destek vermeyiz. İsimleri zikretmeyi bile gereksiz görüyorum. Herkes bu söylediklerimizden ne çıkacağını çok rahat görebilir.