Bir grup akademisyen, sendikacı, aydın “Memleket Biziz” adıyla başlattıkları girişimle ortak bir kurultay toplanması çağrısında bulundu.
Aralarında Arzu Çerkezoğlu, Metin Bakkalcı, Funda Başaran, Ali Çerkezoğlu, Oya Ersoy, Hakan Koçak, Nejla Kurul, Cenk Yiğiter, Veli Saçılık, Mustafa Sönmez’in olduğu bir grup akademisyen, sendikacı ve aydının oluşturduğu Memleket Biziz inisiyatifinin çağrı metninde “Halkın ilerici birikimine güvenenlerin, susmayanların, itiraz edenlerin; bazen kocaman bir gülüşle, bazen beyaz bir bezle; bazen durup, bazen hiç durmadan yürüyenlerin daveti. Hepimizin hepimize daveti” ifadeleri yer aldı.
Memleket Biziz’in çağrısında “Saltanat değil cumhuriyet, tebaalık değil yurttaşlık istiyoruz. Her türlü ayrımcılık, yoksulluk ve eşitsizliğin karşısına eşitlik; şiddet ve baskıyla örülmüş bir iklimin karşısına özgürlük; savaşın karşısına barış; ırkçılığın ve kutuplaştırmanın karşısına Türk, Kürt, Arap ve bütün halkların kardeşliği; hayatlarımız ve bedenlerimiz üzerindeki dinsel tahakkümün karşısına özgürlüğün güvencesi bir laiklik; erkek egemenliğinin karşısına kadın özgürlüğü ve yağmacılığın karşısına ortak iyiliğimizi temel alan bir yurtseverlik bayrağıyla dikiliyoruz” dendi.
Memleket Biziz’in çağrı metni ve imzacıların listesi şöyle:
Ses çıkaralım, durduralım, ülkemizi yeniden kuralım!
Bu çağrı, hayatının ve ülkemizin kaderinde söz sahibi olmak isteyen tüm yurttaşları, ortak bir yürüyüş kolunda buluşmaya, böyle bir yürüyüşün öznesi olmaya ve bu amaçla ortak bir Kurultay çalışmasını hep birlikte örgütlemeye davet etmek için kaleme alınmıştır. Cesaret, dayanışma ve umutla…
Bu bir davet… Halkın ilerici birikimine güvenenlerin, susmayanların, itiraz edenlerin; bazen kocaman bir gülüşle, bazen beyaz bir bezle; bazen durup, bazen hiç durmadan yürüyenlerin daveti. Hepimizin hepimize daveti.
Biz yaşadığımız toprakları börtüsü ve böceğiyle, ağacı ve deresiyle, vadisi ve insanıyla sevenler; her gün yeniden üretenler: Memleket biziz! Hep yaşamdan, özgürlükten ve halkın ortak iyiliğinden yana düşünüp eyleyenlerin hiç durmayan yürüyüşünü hızlandırma; ortak bir yürüyüş kolunda buluşma vaktidir.
Yaşamak istediğimiz ülkeyi, ilerici değerlerimizi ve geleceğimizi, memleketimizin kaderinde söz sahibi olma kararımız ve kararlığımız kurtaracak: Memleket biziz ve büyük bir gücün sahibiyiz.
Dalga dalga “hayır” diyen kalabalıklarla düştüğümüz yollarda; bir okul önünde, bir dere başında veya adliye kapısında; bir işyerinde veya üniversite avlusunda; sözle, yazıyla, kahkahayla, şarkıyla eylemle direnirken bu büyük gücün farkına vardık. “Gayrı böyle gitmez” diyen devasa bir ses çıkarabilir; kararlı bir yürüyüşle bu gidişi durdurabilir; kolektif irademizle ülkemizi yeniden kurabiliriz!
Bu kararlı yürüyüş, çalınan emeğimize; ganimete dönüştürülen bedenlerimize; harap edilen doğamıza- şehirlerimize; çölleştirilen sanat ve kültürümüze; kısacası hayatımıza sahip çıkma irademizin, şiddet ve fetvayla bastırılmasına izin vermeyecek; tek adam rejimi durdurulana kadar devam edecek. Tedirginliği cesarete dönüştürecek; kaygıyla bekleyenleri kendi kaderinin öznesi haline getirecek. “Ne yapabilirim?” diyenlere umut verecek. Ortak direnişlerimizin derslerini, yeni bir mücadelenin, örgütlenmenin ve ülkenin kurucu taşlarına dönüştürecek.
Kökü çok derinlerde bir orman gibi umutlu, dirençli ve güçlüyüz. Hep yeniden yeşerebileceğimizi de, Siyasal İslamcı, sağcı ve baskıcı siyasetlerle harap edilen ülkemizin ancak göğsümüzün altındaki sol cevahirle, ortak sol değerlerle yeniden kurulabileceğini de biliyoruz.
Saltanat değil cumhuriyet, tebaalık değil yurttaşlık istiyoruz. Her türlü ayrımcılık, yoksulluk ve eşitsizliğin karşısına eşitlik; şiddet ve baskıyla örülmüş bir iklimin karşısına özgürlük; savaşın karşısına barış; ırkçılığın ve kutuplaştırmanın karşısına Türk, Kürt, Arap ve bütün halkların kardeşliği; hayatlarımız ve bedenlerimiz üzerindeki dinsel tahakkümün karşısına özgürlüğün güvencesi bir laiklik; erkek egemenliğinin karşısına kadın özgürlüğü ve yağmacılığın karşısına ortak iyiliğimizi temel alan bir yurtseverlik bayrağıyla dikiliyoruz. Bu ortak değerlerimize, direnme yeteneğimize, gayrı meşru bir iktidara karşı hiç durmayan itaatsizliğimize güveniyoruz.
Direnişlerimizi büyütmek; kaderimizi oy sayımına terk etmemek; sokağı ve sandığı mücadelemizle kuşatmak ve sonuç alacak bir mücadele örgütlenmesi yaratmak için:
– Kadınları, işçileri, gençleri, LGBTİ’leri, Alevileri, bilim insanlarını, sanatçıları, gazetecileri, hukukçuları; barış ve yaşam savunucularını: susturulamayanları, itaat etmeyenleri; şehirlerinde, mahallelerinde, işyerlerinde, okullarında bugüne kadar yaptıklarımızdan daha fazlasını yaparak daha büyük ve kapsayıcı bir yürüyüş kolu oluşturmaya;
– Ve dağınık ve ürkek adımları, cesur ve kararlı bir koşuya dönüştürmek için örgütleyeceğimiz Kurultay çalışmasında buluşmaya, bu Kurultay’ın öznesi ve çağrıcısı olmaya çağırıyoruz.
Biz milyonlar, biz yurttaşlar, biz itaat etmeyenler, biz direnenler: Memleket Biziz!
2019 bugündür! Ses çıkaralım, durduralım, ülkemizi yeniden kuralım!
Arzu ATABEK ÇERKEZOĞLU, Kemal AYTAÇ, Metin BAKKALCI, Funda BAŞARAN, Zerrin BAYRAKDAR, Vedat BULUT, Tezcan KARAKUŞ CANDAN, Gazi ÇAĞLAR, Coşkun CANIVAR, Ali ÇERKEZOĞLU, Çiğdem ÇİDAMLI, Yücel DEMİRER, Sevinç ERBULAK, Faruk EREN, Güleda ERENSOY, Ahmet Bülent ERİŞTİ, Ertürk ERKEK, Oya ERSOY, Güney Zeki GÖKER, Doğan HALİS, Pınar HOCAOĞULLARI, İbrahim KARA, Süreyya KARACABEY, Mustafa KARADAĞ, Hakan KOÇAK, Gül KÖKSAL, Nejla KURUL, Ünal ÖZMEN, Betül ÖZTÜRK, Aynur ÖZUĞURLU, Veli SAÇILIK, Mustafa SÖNMEZ, Duygu ŞAHLAR, Diren Cevahir ŞEN, Sinan TARTANOĞLU, Serdar TÜRKMEN, Hamide YİĞİT, Cenk YİĞİTER, Candan YILDIZ, Mihriban YILDIRIM, Volkan YOSUNLU