Gencecik bir fidanımız daha ölümle pençeleşiyor. Diyarbakır Silvan’da BDP mitingi sonrasında polisin attığı gaz kapsülüyle başından yaralanan 10 yaşındaki Mehmet Ezer kardeşimiz halen yoğun bakımda ve hayati tehlikesi sürüyor. İnsanın aklına 269 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını yitiren Berkin Elvan geliyor ister istemez ve öfkemiz katmerleniyor.
Çocuklarımızı, kardeşlerimizi, yoldaşlarımızı kim vuruyor, kimin polisi vuruyor, nasıl bu kadar rahat davranıyorlar? Bu gücü, cesareti kimden alıyorlar? Bu soruların cevaplarıyla yüzleşmeden çocuk katliamını durduramayız. Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Berkin Elvan ve ismini sayamadığımız yüzlercesi bu devletin polisi, askeri tarafından katledildi! Devletin içindeki güç odakları “paralel” bir biçimde gerçekleştirdiler bu katliamları. Biri diğerine “ne yapıyorsun” demedi.
Katliamlarda hep birlikteydiler, hep birlikteler. 17 aralıktan bu yana binlerce polisin, savcının, hakimin görev yerleri değiştirildi, kimileri görevden alındı, tenzili rütbe edildi. Peki çocuklarımızı öldüren polislere ilişkin böyle bir operasyon, görevden alma hatta kınama duydunuz, gördünüz mü? Hayır! Poliste, yargıda, MİT’te ve bilumum devlet kurumunda Cemaat ve AKP arasındaki ayrışmanın esas olarak güç, rant ve iktidar hedefli olduğunu bilmeyen yok artık.
Mehmet Ezer için kaleme aldığım bu yazıyı onların rezilliklerini anlatmakla kirletecek de değilim. Ama bu soruyu sormamız ve cevabını irdelememiz lazım: Mehmet Ezer’i kimin polisi vurdu? Malumunuz, polisin şu an iki hamisi var. Biri Tayyip Erdoğan, diğeri Fethullah Gülen. Devletin, polisi teşkilatının içerisindeki iktidar savaşı bu iki paralel yapı arasında devam ediyor. Her kirli işle ilgili biri diğerini suçluyor. Muhtemelen Mehmet Ezer’in ölümle pençeleşmesi de bu kirli savaşın malzemesi haline getirilmek istenecek. Benim dikkat çekmek istediğim nokta ise bu çatışmada kim galip gelirse gelsin asıl kazananın katliamcı zihniyet olacağı gerçeğidir. Şimdilerde AKP iktidarını korumaya ve muhaliflerini devlet mekanizmalarındaki kilit noktalardan temizlemeye çalışıyor.
Gülen cemaati ise CHP’yle ittifak ederek Erdoğan’ı zayıflatmaya, devlet mekanizması içerisindeki konumu, etkisini korumaya çalışıyor. Yani siyasal partiler nezdinde bakacak olursak karşımızda ya AKP’nin polisi var, ya CHP’nin. Kim, nasıl kıvırırsa kıvırsın gerçeklik budur! Berkinlerin, Ali İsmaillerin, Mehmetlerin katledilmesinden gerçekten üzüntü duyuyorsanız, bu gerçekle yüzleşmek zorundasınız!
Şimdi kendinize sorun ve cevabınızla yüzleşin: Mehmet Ezer’i kimin polisi vurdu?