HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım tarafından ilk kez verilen Kürtçe soru önergesini yok sayan Meclis Başkanlığı, “Bir şey anlaşılmamıştır” diyerek, önergeyi elden HDP Meclis Grubu’na iade etti. Meclis tarafından kabul edilmeyen önergenin sayı ve mühür numarası da silindi.
Yıldırım, önergeyi “kültürel özsavunma” kapsamında verdiğini belirterek, “Bir ulusun en temel hakkı noktasında gösterdiği anadile tahammülsüzlük dururken, bu ülkeyi yönetenler Cizre’yi nasıl görecek? Kürtlerin özgürlük taleplerini nasıl anlayacak? Ben bu ülkede kurulan ilk Kürtçe enstitüsünün müdürü olarak bunun peşini bırakmayacağım” dedi.
HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım’ın 7 Eylül’de Meclis tarihinde bir ilke imza atarak verdiği Kürtçe soru önergesi AKP’li Meclis Başkanlığı tarafından yok sayıldı. Geçtiğimiz hafta Meclis’e verilen soru önergesinde verilen sayı numarası silindikten sonra HDP Meclis Grubu’na sözlü olarak “Bir şey anlaşılmamıştır” denilerek, elden iade edildi. Meclis tarafından kabul edilmeyen önergeye verilen sayı numarası kaldırıldığı gibi Meclis’in internet sitesindeki gelen evrak bölümünden de kaldırıldı.
‘Kürtlere yönelik saldırı sadece fiziki değil’
Kürtçe önergeyi yok sayan Meclis’in bu tutumunu değerlendiren önerge sahibi Kadri Yıldırım, Kürt halkı üzerinde sadece fiziksel bir baskı olmadığını aynı şekilde Kürtçe’nin de bu şiddet ve baskıdan nasibini aldığını söyleyerek, Kürtçeye yönelik engelleme ve yasaklamalarla süren asimilasyon, Kürtlere uygulanan bir başka şiddet olduğuna dikkat çekti. “Kürt diline saldırı, tüm Kürt toplumuna yönelik bir saldırıdır” diyen Yıldırım, saldırılar karşısında anadili için bir şey yapılmadığında zamanla dilini kaybeden toplumun da yok olacağına işaret ederek, dolayısıyla Kürtçe’nin de öz savunmasını gerçekleştirmek gerektiğini ifade etti.
‘Önerge kültürel özsavunma kapsamındadır’
Meclis’e geçen hafta verdiği ilk Kürtçe soru önergesini de bu “Kültürel öz savunmanın” bir sonucu olduğunu belirten Yıldırım, “Çünkü her ulus gibi Kürt ulusu da ancak dilini korumak şartıyla kendini yok olmaktan kurtarabilir. Dikkatinizi çekmek istiyorum, Eylül ayı eğitim ve öğretim döneminin başladığı bir aydır. Dolayısıyla bu yıl da Kürtler 2015-2016 eğitim ve öğretim dönemine Kürtçe anadilde eğitim hakkından yoksun bir şekilde girecekler. Bugün çağdaş dünya bireylerin özgürlüğünü tartışırken sayıları on milyonları bulan Kürt halkının özgürlüğü yok edilemez. Bu noktada en önemli özgürlük de Kürtlerin anadilde eğitim hakkıdır” dedi.
‘Çevirmen aracılığıyla kapı aralanabilirdi’
Yıldırım, “Milyonlarca Kürdün anadilinde eğitimden mahrum olduğu ve üyesi olduğum Meclis’te bir Kürtçe soru önergesi kabul edilemezken siz kime masal anlatıyorsunuz? Oysa durum çok basit. Siz anadiliniz için ne istiyorsanız biz de aynısını istiyoruz. Meclis başkanı ve yetkili merciler, milyonlarca Kürt’ün yaşadığı bir Türkiye’de acaba bu soru önergesinde ne yazıldığını hiç mi merak etmiyorlar? Pekala, Meclis’te bir çevirmen aracılığıyla Kürtlerin anadillerinde sorunlarını dile getirmelerinin kapısı aralanabilirdi” ifadelerini kullandı.
‘Anlaşılmayan bir dil’in Kürdoloğu muyum?’
HDP olarak Kürtçe önergenin reddedilme gerekçesini yazılı olarak istemelerine rağmen bunun yapılmadığı bilgisini veren Yıldırım, “En azından neden reddettiklerinin makul gerekçesi varsa yazıp bize gönderebilirlerdi. Eğer gerekçe ‘anlaşılmayan bir dil’ ise demek ki ben yıllarca bilinmeyen bir dilin Kürdoloğu olmuşum. Oysa Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılan ilk Kürdoloji Enstitüsü’nün müdürü olarak Kürtçe yüksek lisans programlarından mezun ettiğimiz binlerce öğrencinin diplomasına imza atmış bir Kürdoloğum.
Tabii anlaşıldığı kadarıyla onlar da Kürtçe bir soru önergesi verilebileceğini beklemiyorlardı. O sebeple de ilk önce soru önergesi TBMM’nin resmi internet sayfasına ekleniyor. Yaklaşık 1-2 saat TBMM sayfasında kalan Kürtçe önerge bir anda kaldırılıyor. Daha sonra bize ulaşan bilgiye göre Kürtçe önerge görevlilerce kabul edilip sayı numarası bile veriliyor. Kürtçe olduğu anlaşılınca apar topar mühür ve sayının olduğu bölüm siliniyor. Anlaşılan kısa süreli bir şok yaşanmış” dedi.
‘Bana bu hakkı tanımalılar’
Yaşanan bu örneğin sadece anadili noktasında bile Türkiye’nin çözüm üretmediğinin göstergesi dikkat çeken Yıldırım, “Bir ulusun en temel hakkı noktasında gösterdiği tahammülsüzlük dururken, bu ülkeyi yönetenler Cizre’yi nasıl görecek? Kürtlerin özgürlük taleplerini nasıl anlayacak? Ben bu ülkede kurulan ilk Kürtçe enstitüsünün müdürü olarak bunun peşini bırakmayacağım. Beni ikna etmeleri gerekiyor. Madem enstitü açıp beni de oraya müdür tayin ettin yıllarca, o zaman bu dille halkıma hizmet etme hakkımı da tanıyacaksın” diye konuştu.
Yıldırım, sunduğu Kürtçe soru önergesinde Milli Eğitim Bakanı (MEB) Nabi Avcı’nın yanıtlaması isteği ile verdiği Kürtçe soru önergesinde seçmeli Kürtçe derslerinin akıbetini sormuştu.