Kaos GL Derneği, 2021 Medya İzleme Raporu’nun sonuçları 8 Şubat 2022’de çevrimiçi bir toplantıyla açıklandı. 2021 yılı yazılı basında LGBTİ+ kimlik ve varoluşunun “ahlaksızlık”, “hastalık”, “sapkınlık”, “suç” ve “günah” olarak gösterildiği bir yıl oldu.
Kaos Gl, medyada LGBTİ+ temsilini 2007 yılından bu yana raporluyor. 2021 raporunda, 2017 yılından beri araştırmalarında değişmeyen bulgunun medyada LGBTİ+’ların özne olarak yer almaması; olumlu ya da olumsuz temsil fark etmeksizin ancak ve ancak haberin konusu olarak yer alabilmek olduğunun altı çizildi.
Rapora göre:
LGBTİ+’lar daha çok haber içeriklerinde yer alırken öznelerin seslerini daha fazla duyurabilmesini sağlayan söyleşi ve röportajlarda çok az yer alabildi.
Bir yıl boyunca incelenen içeriklerin büyük bir çoğunluğunda genel olarak LGBTİ ya da LGBTİ+ ifadesi kullanıldı. Haberlerde kendisine en çok yer bulabilen grup ise lezbiyenler oldu. Raporda bu durum, “Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak en çok medyada yer alan grubun “lezbiyenler” olması medyadaki lezbiyen temsilinde olumluya doğru gidişten ziyade, Cumhurbaşkanı’nın sene içerisindeki “Lezbiyen, mezbiyen” açıklamasından kaynaklanıyordu” şeklinde yorumlandı.
Temel hak alanlarından olan çalışma, sağlık ve barınma alanlarındaki haberlerde çok az konu edinilen LGBTİ+’ların, en çok siyaset haberleri içinde yer aldığı, bunu nefret suçlarının takip ettiğinin belirtildiği raporda, Boğaziçi Üniversitesi protestoları nedeniyle eğitim haberlerinde daha önceki yıllardan farklı olarak daha fazla yer aldığı, Boğaziçi Üniversitesi protestolarına ilişkin haberlerde ise LGBTİ+’ların sistematik olarak hedef gösterildiği belirtildi.
Hak haberciliği sınıfta kaldı
Araştırma ekibinin belirlediği kriterlere göre, incelenen içeriklerin yarıdan fazlasının hak haberciliğine aykırı olduğu, LGBTİ+’ların temel haklarının ihlal edildiği, nefret söylemi ve/veya ayrımcı dil içerdiği ya da metinlerin LGBTİ+’lara ilişkin önyargıları beslediği tespit edildi.
LGBTİ+’ların haklarını ihlal etmeden, objektif bir temsil güden haberlerin, sadece hakkı ihlal etmemekle sınırlı kaldığının görüldüğünü belirten rapor, “LGBTİ+’lar ancak ve ancak bir nefret saldırısı ya da ayrımcılığa maruz bırakıldıklarında gazete sayfalarında yer alabiliyor. LGBTİ+ örgütlerinin çalışmaları ve görüşleri yazılı basında kendisine yer bulamazken; başarı hikayelerini haberleştirme konusunda da büyük bir eksiklik göze çarpıyor. LGBTİ+’lar medyada hayatları, iradeleri ve hakları olan özneler olarak temsil edilmek yerine; deyim yerindeyse üzerine konuşulan bir “sorun” olarak yer alıyor” diyor.
Rapor incelenen içeriklerde, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli hak ihlaline yol açıldığı, ayrımcı bir dil kurulduğu ya da nefret söylemi ya da nefret suçu işlendiğine dikkat çekiyor.
İncelenen köşe yazısı içeriklerinde nefret söylemi ile birlikte LGBTİ+’ların ayrımcı bir dille temsil edildiği, LGBTİ+ kişiler ya da dernek, kurum ve kuruluşları hedef gösterilerek nefret suçu işlendi. lezbiyen, gey, biseksüel, trans ya da interseks olmak “suç” gibi gösterildi.
“Özetle” diyor rapor; “2021 yılı yazılı basında LGBTİ+ kimlik ve varoluşunun “ahlaksızlık”, “hastalık”, “sapkınlık”, “suç” ve “günah” olarak gösterildiği bir yıl oldu. Bu durum, LGBTİ+ karşıtlığının artık medyada kemikleşmiş bir hal aldığını, gündem ve olaylar değişse de LGBTİ+ düşmanlığının sürdüğünü gösteriyor.”