LGBTİ örgütleri ve bağımsız LGBTİ aktivistleri, “Erkekliğin savaşını reddediyoruz” diyerek LGBTİ Barış Girişimi’ni kurdu. “Demokrasiyi ve barışı dolaba kaldıranların kaybedeceğinin anlaşılması için kaç insanın daha ölmesi gerekiyor?” diyen LGBTİ’ler, barış olmadan eşit ve özgür bir arada yaşamdan söz etmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Girişimde LİSTAG (LGBTİ İstanbul Aileleri Topluluğu), Lambdaistanbul, HDP LGBTİ Koordinasyonu, İstanbul LGBTİ, Hevî LGBTİ, GİLAD (Gey İki Cinsellik Lezbiyen Ve Aileleri Topluluğu), Vicdani Ret Derneği, Kaos GL, Zeugmadi LGBTİ gibi örgütlerin yanısıra CHP üyesi LGBTİ’ler ve çok sayıda bağımsız aktivist yer alıyor. Geçtiğimiz haftasonu İstanbul’da bir araya gelen LGBTİ aktivistlerinin kurduğu LGBT Barış Girişimi’nin kuruluş deklarasyonu şöyle:
Barışın, demokrasinin ve insanlığın kazanması için,
LGBTİ Barış Girişimi olarak yola çıkıyoruz…
20 Temmuz günü Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde gerçekleşen katliamla yeniden şiddet ve savaş ortamının içerisine sürüklendik. Bundan iki yıl önce “Biz çözüm için her yola başvururuz. Baldıran zehrini içmekse, biz o baldıran zehrini içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün ülkenin başlıca huzursuzluk kaynağı haline geldi. Erdoğan’ın hukuku hiçe sayarak siyasal alanı akamete uğratma girişimleri açık bir darbe süreci olarak yaşanıyor. Saray, demokrasiyi ve barışı rehin aldı. Seçim sonuçlarının tanınmaması, sivil siyasetçilerin gözaltına alınması ve tutuklanması, barış talebinde bulunanların suçlu ilan edilerek toplumun savaşa ve iktidarın kirli hesaplarına onay vermeye zorlanması kabul edilebilir değildir. Demokrasiyi ve barışı dolaba kaldıranların kaybedeceğinin anlaşılması için kaç insanın daha ölmesi gerekiyor?
Ayrımcılığın, zorbalığın ve şiddetin tüm ötekiler üzerinde artarak devam etmesi anlamına gelen savaş, biz LGBTİ’lere karşı açılmış bir savaştır. Barış yoksa eşit ve özgür bir arada yaşamdan söz etmemiz mümkün olamayacaktır. Bizler Türkiye’de bugün barışın herkes için acil bir gereklilik olduğuna inanıyoruz. Sarayın savaşı ve şiddeti, aynı zamanda ataerkil zihniyetle, militarizmle beslenir, erkekliği kutsar, nefret söylemini güçlendirir. Biz LGBTİ’ler bu savaşı, erkekliğin savaşını reddediyoruz.
Bizler silahların sustuğu, siyasetin konuştuğu çözüm zeminine derhal geri dönülmesini istiyoruz. Gezi Direnişinde hep birlikte konuşmanın, birbirimizi dinlemenin, temas etmenin bize verdiği gücü fark etmiştik. Bugün kulakları sağır eden savaş tamtamlarına işte bu yüzden dur diyoruz. Siyasetle, konuşarak, dinleyerek, anlayarak barış içerisinde Kürt sorununun demokratik çözümü mümkündür. Asker, polis, gerilla, sivil ölümleri hemen durmalı. Biliyoruz ki, şiddetten arınmış, barış dili öne çıktıkça savaş heveslileri üzülecek, insanlık kazanacak.
Bizler, LGBTİ Barış Girişimi olarak, savaşa karşı kendimizin, tüm insanlığın ve doğanın yaşam hakkını savunmak üzere bir araya gelerek ilk adımı attık. Barışın sesini çoğaltmakta kararlıyız. LGBTİ toplumunun ve barıştan yana olan tüm kesimlerin ortak barış çığlığı ölümleri durdurabilir, hapsedilmeye çalışıldığımız korku atmosferini yok edebilir, barışı inşa edebilir. Şimdi bu inançla yola çıkıyoruz. Evde, okulda, işyerinde, sokakta ve hayatın her alanında savaşa hayır diyen LGBTİ’ler olarak çatışmasızlık ortamına dönülmesi, barış adımlarının atılması ve toplumsal barışın kök salmasına omuz vermek üzere çalışmaya başlıyoruz.
LGBTİ örgütleri ve bağımsız LGBTİ aktivistleri olarak bir araya gelerek oluşturduğumuz LGBTİ Barış Girişimi ısrarla barışı anlatacak, barışı örgütleyecek. İktidar uğruna bizleri savaşa mahkûm etmek isteyenlerin karşısında insanlığı, hiçbir mazeret üretmeksizin barışı sonuna kadar savunacağız. Siyasetin ve demokratik çözümün yanında yer alan tüm LGBTİ’leri girişimimize, barış çalışmalarına ortak olmaya davet ediyoruz.