HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Erdoğan’ın “İstanbul’a ihanet ettik” sözlerini geriye gidişi engelleme amaçlı taktiksel bir yaklaşım olarak değerlendirdi. Kerestecioğlu, “Madem bir ihanet var, gelin hep beraber değerlendirelim, nasıl zarar görmüş, araştıralım” diyerek verecekleri araştırma önergesine destek istedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’da ihanet ettik, ben de sorumluyum” açıklamasını hatırlatan Kerestecioğlu, "Kadir Topbaş'ın istifa ettiği günlerde, Erdoğan sanki kendi iktidarı döneminde İstanbul rant için bilinçli biçimde tahrip edilmemiş gibi açıklamalar yapmaya başladı. Aslında Erdoğan’ın 94’te belediye başkanı olmasıyla başlayan rant belediyeciliği İstanbul’un geldiği bu halden sorumludur, sadece Topbaş değil" dedi.
Erdoğan'ın kendine muhalefet etmeye başladığını vurgulayan Kerestecioğlu, şöyle devam etti: "Şimdi bir bakıyoruz yeni bir muhalefet partisi doğuyor. Şimdi de Erdoğan kendi kendine muhalefet etmeye başladı. Bir iktidar hem rant uğruna evleri, mahalleleri yok edip; orman arazilerini, SİT alanlarını, tarım ve su havzalarını, arkeolojik rezerv alanları imara açıp, insanları kamulaştırma tehdidiyle evlerini ve yaşam alanlarını terk etmek zorunda bıraktıktan sonra 'İhanet ettik, sorumluyuz' diyorsa yapacağı tek şey istifa etmektir. 94 yılından beri bu şehri mahvedip sonra 'ihanet ettik' diyerek her şey bitiyor mu? Sorumluluk nerede? İhanetin bedeli nerede? Yine Allah affetsin mi denecek?"
‘Sur, Sinop, Akkuyu ne olacak?’
AKP Genel Başkanı Erdoğan'a seslenen Kerestecioğlu, "İstanbul’a yaptığın ihaneti itiraf etmen yetmez, yaptığın diğer ihanetler ne olacak? Zeytin ağaçlarına göz diktiğiniz Ege’ye, yerle bir ettiğiniz Şırnak’a, Hakkari’ye, buldozerlerle tarihini yok ettiğiniz Hasankeyf’e, Sur’a, nükleer santraller için feda ettiğiniz Sinop, Akkuyu, İğneada’ya, fındığını değersizleştirdiğiniz, madenlerle delik deşik ettiğiniz Karadeniz’e, otel yapmak için peşkeş çekilen yerlere ne olacak?" diye hatırlattı.
DÜŞEN OYLARIN FARKINDA
Kerestecioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Erdoğan aslında kendisini iktidara taşıyan kent yoksullarından, halktan gökdelenlerde, saraylarda yaşayan AKP kadrolarının ve bizzat kendisinin ne kadar koptuğunun farkında. Düşen oylarının farkında. İstanbul’un düştüğü durumu, TOKİ borcu ödeyen her gün 2 saat şehir trafiği içinde işyerine gitmeye çalışan ve artık AKP’yi terk eden seçmene anlatması lazım. Çevresi denizlerle kaplı bir şehirde neden deniz ulaşımının yalnız AKP’li zenginlerin yatlarına hizmet ettiğini anlatması lazım. Banliyö trenlerine ne olduğunu da anlatması lazım."
'Yer altında yeni rant'
Yeni hedefin "yatay rant" olduğunu sözlerine ekleyen Kerestecioğlu, "Erdoğan’ın bir diğer planı da yüksek binalardan dem vurup yatay rant düzeni kurmak! Erdoğan’ın yatay yapılaşma emrini yerine getirme gerekçesiyle parsellerin daha geniş bir bölümü inşaat için kullanılabilecek. Yönetmelikle, inşaat ruhsatının çıkmasını beklemeden kazı izin belgesi alınabilecek. Böylelikle ruhsat çıkmadan inşaatlara başlanabilecek. Yeni yönetmelik, yerüstünün yanı sıra yeraltında da yapılaşmanın önünü açıyor. Buna göre, zemin katlarda otoparkın yanı sıra alışveriş merkezi, kuaför, terzi, muayenehane, lokanta, pastane, anaokulu, kreş gibi yapılar da inşa edilebilecek. Yer altında yapılaşma, toprağın suyla buluşmasını engelliyor ve bu tip yapılaşma yüksek yapılaşmadan da tehlikeli hale geldi. Bu nedenle her yağmur yağdığında kenti su basıyor" diye belirtti.
‘Gelin beraber araştıralım’
Kerestecioğlu, "Madem bir ihanet var, gelin hep beraber değerlendirelim. Bu hafta İstanbul’la ilgili bir araştırma önergesini Genel Kurul’a taşıyacağız. Gelin bu önergeyi kabul edin, İstanbul şimdiye kadar nasıl zarar görmüş, araştıralım" diye ekledi.
Soru-cevap
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kerestecioğlu, "Ankara ve bazı illerin belediye başkanlarının istifası gündemde. Nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soruyu, "Yolsuzluklara gerçekten duyarlıysalar, gerçekten bunun için ve yapılan haksızlıklar için istifaları isteniyorsa aslında yargının yapması gereken şeyler vardır. Seçilen insanların seçimle gitmesi gerekir. Ankaralılar en iyi kararı verecektir. Ama bu dönem otokratik bir dönem. Başta bizim belediye başkanlarımız seçimle değil kayyumlar atanarak görevden alınıyor. İstanbul’da, Ankara’da her şeyin sorumlusu Gökçek'miş, Topbaş'mış gibi davranacaklar. Halkla buluşma yaratmanın yeni bir yöntemi. Yeni bir muhalefet tarzı diye düşünüyorum" diye cevapladı.
Mezopotamya Ajansı