KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, her gün Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçim bürolarının saldırıya uğradığını bundan da AKP Hükümeti’nin ve sözcülerinin sorumlu olduğunu kaydetti
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türkiye siyasi tarihini değiştirecek bir seçimin gerçekleşeceğini ifade etti. Türkiye’nin ya demokratikleşeceği ya da daha fazla otoriterleşeceği bir döneme girileceğini vurgulayan KCK, “HDP’nin başarısı demokratikleşme hamlesi olacak; AKP’nin geriletilmemesi ise içte otoriterleşme, dışta ise savaş biçiminde gelişmeler ortaya çıkaracaktır” diye belirtti.
HDP’nin Türkiye’nin siyasetini, sosyal ve kültürel yaşamını köklü değiştireceğini, içte ve dışta barış ve istikrar politikasını hakim kılacağını gören devletin derin güçleri ve AKP Hükümeti’nin harekete geçtiğini belirten KCK, şu hususlara dikkat çekti:
“HDP’nin öngördüğü Türkiye’de, kendilerinin baskı ve sömürü düzenine yer olmadığını görenler harekete geçmişlerdir. Her gün bir iki tane HDP bürosu saldırıya uğramakta, yakılmakta ve yıkılmaktadır. HDP propagandası yapan insanlara saldırılmakta, sadece taş ve sopalarla değil, ateşli silahlarla yaralanmaktadırlar. Bugüne kadar 60’tan fazla saldırı olmuş, onlarca HDP’li yaralanmıştır.
En son, Sultangazi’de bir camiden Cuma Namazından çıkan iki HDP’liye cami çıkışında saldırılmış ve iki HDP taraftarı genç silahla yaralanmışlardır. Cami imamı, Cuma Hutbesinde herkesi Cumhurbaşkanını karşılamaya çağırmış, bazıları da Cami içinde Cumhurbaşkanı mitingine çağrı bildirileri dağıtmıştır. İki genç, “bildirileri Cami içinde dağıtmayın” dediği için öldürme kastıyla yaralanmışlardır. Yaralayanlar ellerini kollarını sallayarak kaçmışlardır. Bu saldırıları kınıyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Aynı gün, Tekirdağ’ın Saray ilçesinde seçim bürosunu açan HDP’lilere saldırılmış, büronun camları kırılmış, büronun içi taşlanmış, bayrak ve flamalar yakılmıştır. Saldırgan grup saatlerce Sivas’taki Madımak oteli katliamında olduğu gibi buranın etrafında ölüm dansı yapmış, büroyu sürekli taşlamıştır. Ancak Kürtler bir yürüyüş yaptığında ne kadar büyük olsa da dağıtan Türk polisi ve askeri, büro etrafındaki küçük bir grubu dağıtmamış; grup her saat çoğalarak bürodakileri ölümle tehdit etmişlerdir. Polis, saldırgan grubu dağıtmadığı gibi demokratik yasal bir çalışma yapan HDP’lileri bürodan çıkarmaya çalışmıştır.
Haftalardır HDP’nin seçim çalışmalarına sürekli saldırılmasına rağmen Hükümet seçim güvenliği için hiçbir tedbir almamıştır. Seçim öncesi değişen İçişleri ve Adalet Bakanlarının bu saldırılar karşısında da kılı kıpırdamamıştır. HDP’ye yönelik bu saldırılar karşısında başta AKP olmak üzere hiçbir partinin sesi çıkmamıştır. Demokratik, adil ve eşit seçim böyle olmaz dememişlerdir. Tüm siyasi partiler HDP’ye saldırıyı normal karşılamaktadırlar. Böylece tüm bu partilerin isimleri değişik, ama demokrasi ve Kürt karşıtı sistemin partileri olduğu daha iyi açığa çıkmıştır.”
“Bu saldırıların bu kadar artmasından her gün HDP’ye düşman bir ülkenin işgalci güçleri gibi saldıran AKP Hükümeti ve onun sözcüleri sorumludur” denilen açıklamada, “Her gün HDP’nin Türkiye için ne kadar tehlikeli olduğunu söyleyen ve baraj altında kalması süper olur diyenler bu saldırıların sorumlusu ve teşvik edicisidirler.
AKP Hükümeti, sözcüleri ve yalakaları Yavuz hırsız misali bu saldırganlığı ve dünyada görülmemiş antidemokratik seçim sürecini örtmek için her gün HDP’nin zorla seçmenlere baskı yaptığı propagandasını yapmaktadırlar. AKP başta olmak üzere diğer tüm partiler Kürdistan’da serbestçe örgütlenip propaganda yaptığı halde, HDP’nin zorla, şiddetle oy devşirdiğini söylemektedirler. Anlaşılıyor ki AKP hükümeti ve ona bağlı istihbarat örgütleri, HDP’ye yönelik saldırıları meşrulaştırmak ve üstünü örtmek için bu yönlü algı operasyonu yapmaktadırlar.
AKP, HDP’yi yüzde on barajının altında tutmak için kirli bir saldırı yürütmektedir. Yüzde on barajını başka yol ve yöntemlerle korumaya çalışmaktaydılar. Tüm saldırıları, yüzde on barajını ısrarla kaldırmayanlar örgütlemekte ve yönlendirmektedir. Bu da AKP ve işbirliği içindeki derin devlettir.
Bu saldırıları yapan AKP Hükümeti ve sözcüleri sürekli PKK’ye silahlı mücadeleyi bırak demokratik siyasete gel çağrıları yapıyordu. Bu seçim, AKP’de demokratik siyaset anlayışının, Türkiye’de ise demokratik siyaset imkanının bulunmadığını gözler önüne sermiştir. Bırakalım Türkiye’de demokratik siyaset ortamının varlığını, demokratik siyaset yapma mücadelesi verenlere bile tahammül edilmediğini her gün yaşanan olaylarla herkes görmektedir.
AKP’nin bugünkü zihniyeti, politikası, söylemleri ve uygulamaları, Kürt sorununu yaratan ve Türkiye’yi çatışmalı ortama mahkum eden yüzyıllık iktidar anlayışının günümüzdeki versiyonu olmaktadır. Bu zihniyet sorunları çözen değil, gerilimleri süreklileştiren bir zihniyettir. HDP’nin seçim çalışmalarına bu düzeyde saldırıldığı ve tam bir kirli politika yürütüldüğü bir siyasi ortamda Türkiye’yi demokratikleştirmek de, Kürt sorununu çözmek de mümkün değildir” ifadelerine yer verildi.
“Her gün HDP’lilere saldırıların olduğu; Türkiye’nin birçok yerinde HDP’lilerin çalıştırılmadığı yerde adil, eşit ve demokratik bir seçim sürecinden söz edilemez. Türkiye’nin tüm demokrasi güçleri, demokratlar, aydınlar ve vicdanlı insanlar HDP’ye yönelik bu saldırıları görmeli ve bu saldırıların sorumlusu AKP Hükümetine karşı tutum almalıdır. Bu saldırıların esas olarak da Türkiye’de halkların kardeşliğine, dayanışmasına ve demokratik birliğine saldırı olduğu görülmelidir. Bunun için halkların kardeşliği ve Türkiye’nin demokratik birliği için herkes HDP’ye sahip çıkmalı ve bu temelde 7 Haziran’da bu antidemokratik zihniyete son verilerek Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü temelinde gerçek demokrasi ve demokratik siyasi ortamın var olduğu yeni bir Türkiye yaratılmalıdır.”
Kaynak: ANF