Bundan 44 yıl önce Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi Aynur Sertbudak okul önünde faşistler tarafından katledildi. Aynur Sertbudak’ın sınıf arkadaşı ve katliamın tanığı Sedat Sami Taşdelen ile dönemi ve katliamı konuştuk.
Aynur Sertbudak, bundan 44 yıl önce 10 Aralık 1976’da öğrencisi olduğu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi önünde faşistler tarafından açılan yaylım ateşi sonucu katledildi. Aynur Sertbudak da o dönemde yüzlerce devrimci gibi devletin kontrolündeki faşistler tarafından katledildi. O yıllarda komando kamplarında eğitim alan faşistler devrimcilere yönelik birçok katliam gerçekleştirdi. Yine ’80 öncesinde birçok kentte katliamlar MHP eliyle organize edildi. Aynur Sertbudak’ın sınıf arkadaşı ve katliamın tanığı Sedat Sami Taşdelen ile dönemi ve katliamı konuştuk.
Sedat Sami Taşdelen’in anlatımlarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Devrimci muhalefet filizlenmeye başlarken başını ezmeyi hedeflediler”
“44 yıl olmuş Aynur yaşasaydı şimdi 63 yaşında olacaktı. Aynur katledildiğinde henüz 19 yaşındaydı. 1976 yılında okulda bizlere faşistler tarafından baskı yapılmaya başlandı. MHP’liler tarafından kendilerine bağış yapmaya zorlanmaya başladık. Bizleri okulda sıkıştırarak kendilerine katılmamızı istediler. O dönemde siyasal bir yanımız yoktu. Bu sıkıştırmaların sonucunda birçok öğrenci gibi okula gitmeme kararı aldım. Bizim bu kararımızdan önce bu kararı alan 10-15 arkadaşımız vardı. Kendilerini koruyarak okula gelmeye çalıştılar. Ancak bu arkadaşlar Aynur’un katledilmesinden önce silahlı müdahaleyle karşılaştılar. O olay üzerine biz de okula gitmeme kararı aldık. Bu sadece Ziraat Fakültesi’nde yaşanan değil Ankara’nın birçok üniversitesinde faşist işgal altındaki okullarda yaşanan bir durumdu. Neden böyle oldu? Şöyle size bir sözü hatırlatayım. Ünlü generallerden biri demişti ‘Sosyal uyanış ekonomik gelişmeyi geçti. Biz buna müdahale etmek zorundayız’. Gerçekten de öyle, özellikle Deniz’lerden sonra o sosyal uyanışa karşı son derece tedirgin olan yöneticiler, muhalefeti engellemek için daha filizlenmeye başlarken, başlarını ezmek kaygısıyla hareket ettiler. Düşünceleri buydu.
Neticede biz de o 10-15 arkadaşımıza katıldık. Sayımız 100-150’yi bulmuştu. Artık okullarda can güvenliğinin kalmadığını, devletin bizim can güvenliğimizi sağlamak yerine tam tersine can güvenliğimiz için tehdit oluşturmaya başladığını düşünüyorduk. Bir yandan da okullarımıza devam etmek istiyoruz tabi. Her akşam çeşitli yerlerde toplantı yaparak, okula gidebilme koşullarını araştırmaya başladık.”
Aynur Sertbudak ile Ali Sabit Torun (18 Ocak 1980'de faşistler tarafından katledildi) anısına yapılan hatıra ormanı
Faşist işgale karşı okula topu gidip gelme kararı aldık
Olaydan bir gün önce Ziraat Fakültesi öğrencileri olarak Cumhuriyet Halk Partisi Ankara İl Başkanlığı’nda toplandık. Okula nasıl gideceğiz, organizasyon nasıl olacak ve sağ salim okuldan nasıl çıkacağız bunları konuşuyorduk. Küçük bir anımı anlatayım; CHP binasındayız toplantı arası verildi. Aynur yanıma geldi üzerimde annemin ördüğü kazağı gördü ve kimin ördüğünü sordu. En son yaptığım konuşma buydu Aynur’la. Vefatından 12 saat önce son olarak bu konuşmayı yaptık. 100-150 öğrenci Ulus’tan kalkan dolmuşlara binerek toplu bir şekilde okula gideceğiz ve toplu bir şekilde çıkacağız diye karar verdik. Ve böyle de yaptık.”
“Dolmuşlarla okulun önüne geldiğimizde yaylım ateşi başladı”
“Ziraat Fakültesi önünde dolmuşlar arka arkaya durur durmaz sağ tarafımızdan inanılmaz bir yaylım ateşi altında kaldık. Ben Aynur’la aynı dolmuştaydım ve dönüp baktığımda Aynur’a denk gelen o kurşunlarla hayatını kaybettiğini gördüm. Tabi ki bu o yaştaki çocuklar için katlanılmaz bir şey. Neticesinde cenazesi CHP il binasına götürüldü bizim tarafımızdan sonra onu bir araçla Kocaeli Derice’ye götürdük ve orada toprağa verdik.”
“Kendisi için hiçbir şey istemeyen 19 yaşındaki öğrencilere bu ülkenin faşizminin neler yaptığını yaşadık”
“Biz okul hayatımızda şunu da gördük; yine okula gittiğimiz o günlerde biz okuldaki MHP’lilerin faşistlerin polislerle birlikte yan yana bize silah doğrulttuklarını çok gördük, çok yaşadık. Aynur’un öldürülmesi olayı, silahlı suikast diyeyim tek değil. Birkaç gidişimizde daha okul kapılarında kurşulandık. Şunu söylemek tabi ki doğal bu ülkede devrimciyseniz, solcuysanız kurşunlanacaksınız, hapislere atılacaksınız, öldürüleceksiniz. Bu sadece bu ülkede değil zannederim bütün devrimcilerin karşılaştığı bir durum.”
“Biz o tarihlerde sosyalist hareketlerle yeni tanışıyoruz. 18-19 yaşlarında henüz sosyalist hareket içerisinde çok aktif bir şekilde çalışacak o teoriye, o bilgiye sahip değildik. Bana sorarsanız, bunu ateşleyen Aynur’un bu şekilde katledilmesi olmuştur. Ondan sonra özellikle arkadaşlarımız yapılan bu saldırıların karşılığını sadece güç kuvvetle değil fikirle olabileceğini kavrayarak, sol fikirlerle çok hızlı tanışmaya başladılar.”
“Kendisi için hiçbir şey istemeyen 19 yaşındaki öğrencilere bu ülkenin faşizminin neler yaptığını biz kanımızla, damarımızla maalesef yaşadık. Bu gün bu ülkede inanılmaz hukuksuzluklar yaşanıyorsa, yani merdivenleri on basamak altına itmiş gibi görüyorsak bunun nedeni 12 Eylül faşizmidir. Çünkü 12 Eylül faşizmi işte o gün Aynur’un yanı başında duran en seçkin, en aydın, en zeki, en iyilik sever insanları katletti, dişlerini söktü. Ama bu gün görüyorum ki ne yaparsalar yapsınlar insanlar o düşüncelerinden asla vazgeçmiyorlar ve vazgeçmediler.”