Bağımlılık böyle bir şeydir işte. Efendine kafa tutmaya yeltendiğinde bir de bakmışsın kafana çuvalı geçirmişler. Ya da beslersin kargayı
geçirivermiş çuvalı başına. Ne âlâka demeyin. Bal gibi âlâka var ikisinin arasında.
Bizim işbirlikçiler oldum olası kendi Kürtleriyle sorunlarını çözme becerisini gösteremedi. Körfez Savaşı öncesinde tezkere Meclis’ten
niçin geçmedi? ABD Irak’a girdiğinde doğan otorite boşluğundan yararlanan Kürtler alıp başını gidecekti. ABD’nin helikopteri, uçağı,
füzesi, bombası hatta mühimmatıyla PKK’ya karşı savaş yürüten, Barzani-Talabani’yi aşiret reisi diye aşağılayan, “Özerk Kürdistan kırmızı
çizgimizdir” diye efelenenler efendilerine posta koymaya niyetlendiler. Sonuç ne oldu? Efendi kafaya çuvalı geçiriverdi. Söylenemediler bile,
kös kös sineye çektiler.
Bunlar düne kadar IŞİD’e (Irak-Şam İslam Devleti) destek verdi. İŞİD çeteleri Türkiye’yi cephe gerisi olarak kullanıp Hükümet desteğiyle
örgütleniyor, Genelkurmay bunları eğitiyor, yaralı militanlar bölge hastanelerinde sağaltılıyor, MİT’in denetimindeki TIR’lar vızır
vızır çalışıyordu. Neydi dert? Kuşkusuz doğan otorite boşluğunu Türk tekelci kapitalizminin yayılmacı amaçları için değerlendirerek pozisyon kazanmaktı öncelikli amaç. Lakin bu amacı tetikleyen korku PKK’nin ortaya çıkan durumdan yararlanacağı düşüncesiydi. Sonuç
ne oldu? Esad’ın kısa vadede gitmesi mümkün görünmüyordu. Gelen gideni aratacaktı. ABD ve AB strateji değiştirdi. IŞİD ve Suriye’deki El
Kaide uzantıları “terör listesi”ne alındı. Bir de Obama’nın Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesi esnasında elinde tuttuğu beyzbol sopası vardı
ki bu enstantane her şeyi anlatıyordu: Kıpraşıp durma, kafanı kırdırma… Bizimkiler oflaya puflaya hizaya geçmek zorunda kaldı. Bir de
arkasından ne görsünler… Nurtopu gibi Rojava Cumhuriyeti…
Şimdi de başlarına gelene bakın? Besledikleri karga oyuverdi gözlerini. IŞİD Musul Başkonsolosu dahil 38 kişiyi rehin aldı. Şimdi Barzani’ya
yalvar yakar olacaklar, hatta YPG’nin askeri gücünden bile medet umar hale sürüklenecekler. Başkanı siyahi olsa bile Kürt sorunu ABD’yle
çözülmez. Kürt sorununu çözmek için IŞİD’den medet umulmaz. Sorunu ABD’yle çözmeye, IŞİD’den medet ummaya kalktın mı başına
geçecek olan da çuvaldan başka bir şey değildir.
Türkiye’nin Kürt sorunu Türkiye’nin Kürtleriyle çözülür. Başında çuvalla alemin delisi gibi ortalıkta dolaşmak istemiyorsan, Öcalan’ı muhatap olarak belleyeceksin, Kandil ile görüşeceksin, BDP-HDP’yi ciddiye alacaksın. Onlar başına çuval geçirmez, barışın yolunu döşemekte sana yardımcı olurlar.
Bir de şu bayrak meselesi var… O da Kürt meselesiyle tam âlâkalı. 16 yaşındaki çocuğun yaptığı işi azgın milliyetçiliği kışkırtmak için vesile olarak görenler, Musul Konsolosluğu’nda indirilen bayrağa ne diyecekler acaba? Dün, Süleymaniye’de başa çuval geçtiğinde ne yaptılarsa aynısını yapacaklar. Ağır ağır unutturmaya çalışacaklar.
Bunların “bayrak namustur” diye hançerelerini yırtarak konuştuklarına bakmayın, bunların dünyasında bayrak Kürt’e düşmanlığı teşvik
etmek için kullanılan bir bez parçasıdır. ABD veya IŞİD bayrağı indirdiğinde kuyruklarını kısmaları bundandır. Kürt’ün sarı-kırmızı-yeşil’ini
gördüğünde azgınlaşanların, kendi bayraklarına saygısı bu kadar olur.