Sokağa çıkma yasakları ve saldırılar devam ederken, kadınlar, Barış İçin Kadın Girişimi’nin çağrısıyla katliamlara dur demek için Galatasaray Meydanında bir araya geldi.
Yüzü aşkın kadın "Hayatı savunmak için barış nöbetindeyiz" pankartı ile "Silvan Nusaybin Cizre", "Barış için nöbetteyiz", "Katliam hazırlığına dur de", "Cizre'de savaş İstanbul'da barış olmaz" yazılı dövizler taşıdı.
Tencere, tava, ıslık ve zılgıtlarla ses çıkama eylemi yapılan eylemde hayatını kaybedenler için mum yakıldı.
Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde basın açıklamasını Sevda Bayramoğlu okudu.
Bayramoğlu, "Bizler Eylül'de Cizre'ye ve Silopi'ye gitmiştik. Oradaki kadınları dinlemiştik ablukayı, susuz, yemeksiz ailelerin hayatta tutunma hikayelerini. Gözlerimizle görmüştük her birinde kurşun delikleri olan evleri, su depolarını. Şimdi aynı kadınlar bize 'Cizre'yle başladılar, Cizre'de, bizi yok ederek bitirmek istiyorlar' diyorlar. Bunca ölümün yıkımın karşısında bulunduğumuz her alanda hayatı yeniden kurarak duracağız ve buna barış nöbetlerimizde meydanlarda başlayacağız. Sessiz kalmaya artık tahammül edemeyen herkesi bizimle birlikte Galatasaray Meydanı'na nöbete çağırıyoruz. Bu barış nöbetini her yere yaymaya, sürdürmeye çağırıyoruz. Sokağa çıkma yasaklarına, bu toprakların bir kısmını haritadan silme, yok etme çabasına karşı sokaklarda, meydanlarda barış nöbetine gel diyoruz" dedi.
Eyleme katılan Gazeteci Amberin Zaman da "Bölgedeki durum korkunç insanların hayatı darmadağın. İnatla barış diyoruz" dedi.
Son olarak eylemde konuşan Şiddete Karşı Müslüman Kadınlar üyesi Bahar Kılınç, "Bu saldırılara sessiz kalanlar dinsiz şeytanlardır. Burada özellikle Müslümanlara çağrı yapıyorum. Gelin birlikte sesimizi yükseltelim. Bundan sonraki her nöbette daha kitlesel olmalıyız" şeklinde konuştu.
Mehveş Evin: Kadınlar en ağır zararı görüyor
Mehveş Evin, "Kadınlar savaşlarda, çatışmalarda en ağır zararı görüyorlar. Evden çıkamıyorlar, Elektrik yok, yemek yapmakta zorluk çekiyorlar ve en önemlisi can güvenlikleri yok. Çocukları ve kendi yaşamları için ciddi kaygıları var. Böyle bir ortamda gelecek hayali de kuramıyorsunuz. Batı ve Doğu diye ayırmamak lazım. İnsan hakkı meselesi ve barışçıl yöntemlerle buradaki eylem gibi barış için kadın girişimcilerin yaptığı eylem gibi seslerimizi çıkarmalıyız. Ben kabul etmiyorum insanların sağlık, eğitim, yaşam haklarının ellerinden alınmasına. Kendine demokratik diyen herkesin sesini çıkarıp bu katliamlara sesini çıkarması gerek. Korku büyük çünkü düşüncesini ifade eden herkes gözaltına alınıyor, hapse atılıyor. İnsan bundan korkuyor fakat şöyle de bir şey var. Bizim bir sözümüz var korkunun ecele faydası yok. Bugün susarsın yarın senin başına gelir. En başta siyasetçilere sesleniyorum. Böyle kazanma politikası olmaz. Şiddet üzerinden kısa süreli bir şeyler kazanırsınız fakat uzun vadede kaybedersiniz" dedi.
Melda Onur: Devlet bir an önce adım atmalı
CHP eski Milletvekili Melda Onur, "Bu şiddet ortamından bir an önce dönülmesi gerekiyor. Devlet bir an önce adım atmalı. Bu şiddete son vermeli. Sözün bittiği yerdeyiz. Bundan sonra eylem zamanı. İlk elden bir an önce çatışmalar dursun, ölümler bitsin, hayat devam etsin istiyorum." dedi.
Eylem, alkış, slogan ve zılgıtlarla son buldu.