TBMM’nin Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu’na şiddete karşı mücadelede deneyim sahibi olan kadın örgütlerinin büyük çoğunluğunu davet etmemesini ve aldığı tutumu protesto amacıyla, Mor Çatı, Kadın Dayanışma Vakfı ve Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği ‘nin başlatıcısı olduğu ve birçok kadın örgütünün imzacısı olduğu bir metin yayınladılar.
Haber Merkezi-Mor Çatı, Kadın Dayanışma Vakfı ve Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği ‘nin başlatıcısı olduğu ve birçok kadın örgütünün imzacısı olduğu metin şöyle:
“Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçları yıllardır kadın örgütlerince defalarca dile getirildi. Kadınlarla erkekler arası fiili eşitsizlik ve her türlü ayrımcılığın bir sonucu olan erkek şiddetine karşı TBMM’nin acil olarak önlem alması gerektiği yakın zamanda 124 kadın örgütünden oluşan Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu tarafından 20 Temmuz 2014’ten bu yana talep ediliyor. Yıllardır süren bu mücadele ve çağrıların sonucunda TBMM çatısı altında “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu” adıyla bir komisyon kuruldu.
Ancak Komisyon kuruluşundan hemen sonra attığı ilk adımda bizleri büyük hayal kırıklığına uğrattı. Zira kadın STK’lar ile 5 Şubat 2015 tarihinde Ankara’da yapacağını duyurduğu toplantıya, kadına yönelik şiddet alanında da yıllardır mücadele eden bağımsız kadın örgütlerinin büyük bir çoğunluğunu davet etmeyip, dışlamış durumdadır. Böylece daha baştan konuyla ilgili yıllara dayanan emek, bilgi ve deneyim sahibi kadın örgütlerinin çalışmalara dâhil olmalarını engelleyerek esas olarak kendi siyasi görüşüne yakın sivil toplum örgütleri ile çalışacağını şimdiden belli etmiştir.
Türkiye gibi kadına yönelik şiddet konusunda dünyada negatif anlamda rekor kırmış bir ülkenin meclis komisyonunun bunu yapmaktaki amacı nedir? Bize göre, Komisyon izlediği bu yöntemle kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın hareketinin, bu alanda yıllardır biriktirmiş olduğu bilgi ve deneyimi görmezden gelmekte, kadın örgütlerini ve mücadelelerini görünmez kılıp, değersizleştirmektedir. Oysaki Komisyon üyelerinden beklentimiz ve doğru olan dayanışma merkezi ve sığınak çalışması yürüten kadın örgütlerinin, belediye ve kamuya ait sığınak çalışanlarının katıldığı ve bu yıl on sekizincisi düzenlenecek olan “Sığınaklar ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı” bileşeni onlarca kadın örgütüyle işbirliği içinde bu kadar büyük bir sorunu çözmeye çalışmasıdır.
Büyük çoğunluğu AKP’li milletvekillerinden oluşan Komisyonun, çalışmalarında kendisine muhalefet etme ihtimali olduğunu düşündüğü örgütlerin davet edilme çağrılarına kulak asmayıp “Onlardan sonrasında yazılı görüş alacağız” demesi gibi bir garabet durumla karşı karşıyayız. Öyle görünüyor ki hükümet ve devlet kadına yönelik şiddet ile ilgili kusur ve eksiklerine bir yenisini daha eklemekte ve davet ettikleri bir kaç örgüt dışında konuyla ilgili yeterli birikimi olmayan örgütlerle çalışmayı tercih etmektedir. Bu da AKP iktidarının kendi görüşlerine aykırı hiçbir sese tahammülü olmayan otoriter yönetiminin göstergelerinden biri olduğu gibi Komisyon çalışmalarının hangi seyirde gideceğinin ve çalışmalarının sonuçlarının da kadına yönelik şiddeti sonlandırmaya yönelik bir siyasi iradenin eylem planı olmayacağının açık bir göstergesidir.
Biz aşağıda imzası olan kadın örgütleri, öncelikle bu tutumu protesto ediyor ve hükümeti, TBMM başkanlığını ve ilgili tüm partileri bu hatayı düzeltme konusunda göreve davet ediyoruz. Komisyon’dan ise bir an önce çalışmalara davet edilen örgütlerin hangi kriterlere göre seçildiğini ve bu anti-demokratik uygulamanın nedenlerini kamuoyuyla paylaşmasını ve kadına yönelik şiddetin sonlanması için bu alanda yıllardır mücadele eden kadın örgütlerinin bilgi ve deneyimlerinin dâhil olduğu bir çalışma yürütmesini talep ediyoruz.”