İstanbul’un belli başlı yolcu transfer merkezlerinden biri olan Kabataş’ı 3 yıl tamamen devre dışı bırakıp daha sonra da halka kapatacak olan “Beton Martı Projesine karşı İstanbullular bu akşam 18.00’de Kabataş’ta bir basın açıklaması yaptı.
İstanbul'un belli başlı yolcu transfer merkezlerinden biri olan Kabataş'ı 3 yıl tamamen devre dışı bırakıp daha sonra da halka kapatacak olan "Beton Martı Projesine karşı İstanbullular bu akşam 18.00'de Kabataş'ta bir basın açıklaması yaptı. İstanbul Kent Savunması adına yapılan açıklamaya Kabataş'ı kullanan çeşitli semtlerden insanlar, semt dernekleri, meslek örgütleri, kent ve yaşam savunucuları katıldı.
Basın açıklamasında okunan bildiride, söz konusu projeyi yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik olarak "Ulaşımı geçiniz, amacınız ağzınızdan düşmeyen ‘’ticari-turistik fonksiyonlu’’ işletmeler! Fatih’in 500 küsür yıllık tersanelerini katleden proje Haliçport’tan başlayan yayasızlaştırma, şu anda oteller bölgesine dönüştürülen Karaköy’de kurvaziyer turizmine yönelik Galataport projesi ile devam ederek Kabataş’da son bulacak. Bunun adı, kentin sahillerini kentlilere kapatmaktır" denildi.
Basın açıklamasında, İstanbul halkına da projeyi birlikte durdurma çağrısı yapıldı:
"Semt dernekleriyle, meslek örgütleriyle, mimar, mühendis, şehir plancılarıyla, kent ve yaşam savunmalarıyla, mahalle muhtarlarıyla, Kadıköylüler, Üsküdarlılar, Adalılar, Cihangirliler, Ayaspaşalılar, Kabataş Set üstü sakinleri ve İstanbul halkı’yla Kabataş’tayız ve uyarıyoruz!
İstanbul'a, tarihine, kültürüne, doğasına ve kolektif hafızasına karşı işlenecek en büyük suçlardan biri olan bu projeyi birlikte el ele durduralım; suça ortak olmayalım!"
İstanbul Kent Savunması imzalı basın açıklamasının tam metni şöyle:
Kabataş’ı Kimliğinden, Hafızasından Koparıp Dubaileştirecek Beton Martı Projesini İstemiyoruz!
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, Kabataş’ta, Haliç Metro Köprüsü'nün de mimarı olan Hakan Kıran'ın projesini çizdiği "martı" formundaki transfer merkezinin yapılmasını 15 Mayıs 2016’da kabul etti. Kabataş’a yapılması planlanan devasa martı formundaki transfer merkezi nedeniyle Kabataş’tan deniz ulaşımı duracak; şehir hatları, İDO, DenTur ve BUDO taşınacak ve feribot, şehir hatları vapurları ve yolcu tekneleri alternatif olarak Eminönü, Yenikapı ve Karaköy iskelelerinden hareket edecek. Fünikülerin ve Kabataş ve Fındıklı tramvay duraklarının akıbetleri meçhul. Kabataş Meydanı’nın inşaat nedeniyle en az 3-4 yıl kapanmasına neden olacak proje, Beşiktaş ve Eminönü’ne eklenecek iskeleler ile buralardaki trafik yoğunluğunun artmasına ve özellikle iş saatlerinde aşırı yoğunluğa sebep olacak.
Yine bir keşmekeş, yine trafik çilesi kentlileri beklemekte. Bizlere sorulmadan, danışılmadan, kentin en merkezi alanlarından birinde yine bir oldu bitti, yine bir tepeden inme proje ile karşı karşıyayız.
Öte yandan 2008 yılında onaylanan avan projeye dayanan Martı projesini mümkün kılmak için yapılan plan değişiklikleri her ne kadar komisyondan geçti ise de, gerekli işlemler yapılmadığı gibi kurul onayları da henüz mevcut değil. Şöyle ki, projenin ÇED gerekli değildir veya ÇED olumlu kararı ortada yok, jeolojik-jeoteknik etüt raporu da yok, tarihi bir bölgeye yapılması planlanan projenin ilgili bölge ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurulu onayı yok, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Daire Başkanlığı’ndan gerekli izinler alındığına dair hiç bir belge yok.
Konuyla ilgili olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sorduğumuz tüm sorular yanıtsız kaldı. Nitekim, 28 Temmuz olarak açıklanan iskelelerin kaldırılma tarihi ertelenmiş bulunuyor. Anlaşılan, bir hukuk devletinde gerekli işlemler yapılmadan ve onaylar alınmadan işe başlanılamayacağını İBB yeni fark etmiş görünüyor! Buradan bir kez daha hatırlatalım, ÇED veya ÇED gerekli değildir kararı, ilgili bölge koruma kurulu onayı, jeolojik-jeoteknik etüt raporu ve Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Daire Başkanlığı’ndan izin almadan buraya çivi çakamazsınız!
Bizlere, kentlilere danışmadan bu projeyi yapamazsınız! Bir buçuk ayda topladığımız 13 bin 211 imzayı sizlere ilettik. Haftalardır İstanbul'un birçok iskelesinde sesimizi yükselttik. Kadıköy'de, Adalar'da, Kabataş'ta imza masaları açtık, binlerce imza topladık! Belediyenizin yapması gereken bilgilendirmeyi bizler yaptık!
Boğaz doldurularak 83 bin metrekarelik bir alanda yeni bir meydan düzenlemesi yapılmak isteniyor. Yerin 9 kot altına inerek burada yeme-içme mekanları, ticari fonksiyonlu işletmeler ve büyük bir otopark yapılacakmış. Depremini bekleyen bir kentte dolgu alanların risklerini zikretmeye dahi gerek yok.
83 bin metrekare dolgu, Boğaz’a yazıktır, günahtır! İBB ‘ye göre bu düzenleme yayalar içinmiş. Geçiniz! Boğaz’ı, sahillerimizi dolgular ile betonlayarak, deniz ekosistemlerini yok etmektesiniz. Balık bitti, deniz canlıları küstü, martılar denizden değil karadan beslenir oldu! Tarihi yarımadaya Yenikapı’da bir böbrek eklediğiniz yetmemiş gibi şimdi de bir başka tarihi alana beton blok kondurup, günde yüzbinlerce kişinin akacağı transfer merkezinin adını da yayalaştırma diye bize yutturacaksınız.
Ulaşımı geçiniz, amacınız ağzınızdan düşmeyen ‘’ticari-turistik fonksiyonlu’’ işletmeler! Fatih’in 500 küsür yıllık tersanelerini katleden proje Haliçport’tan başlayan yayasızlaştırma, şu anda oteller bölgesine dönüştürülen Karaköy’de kurvaziyer turizmine yönelik Galataport projesi ile devam ederek Kabataş’da son bulacak. Bunun adı, kentin sahillerini kentlilere kapatmaktır.
Kabataş Meydanı, düzenlenmesi gereken meydanların başında gelmektedir ancak Taksim’de, Beyazıt’ta, Eminönü’nde yapılan düzenlemeleri gördükçe isyan ediyoruz. Hali hazırda bir transfer merkezi olan Kabataş’ta etap etap çalışmalarla iskeleler rehabilite edilebilecek, basit iyileştirmelerle Kabataş kamu yararına uygun hale getirilebilecekken, dev beton martı için Kabataş’ı kapatmak akla mantığa, bilime uygun değil! Nitekim, Kabataş Fındıklı Molla Çelebi Camisi’nin kuzey tarafındaki bahçe duvarı sınırı hizasından başlayacak proje, Kabataş Bezmi Alem Valide Sultan Camisi’ne bitişik Kabataş Balıkçı Barınağı’nı da içerisine alacak şekilde yapılacak. Kentin çok önemli bir tarihi bölgesine kondurulacak olan ve kuş formundaki Aşkabat Havalimanı projesinin kötü bir replikası olan Martı Projesi; devasa bir beton blok olarak tarihi camiler bölgesini ve özellikle Mimar Sinan’ın denizden görünümü eşsiz Molla Çelebi Camii’ni tamamen bloke edeceği gibi Kabataş’tan muhteşem tarihi yarımada manzarasına da birer devasa martı kanadı çakacak! Farklı açılardan bakıldığında, muhteşem Süleymaniye’yi, Sinan’ın önemli eserlerinden Sokullu Mehmet Paşa Camii’ni, Galata bölgesini, Topkapı Sarayı ve çevresini bloke eden boynuzlu ucube Haliç Köprüsü’nün mimarı Hakan Kıran, şimdi de çakma Aşkabat havalimanından esinlenmiş projesiyle Kabataş’ı tarihinden, mekanından, hafızasından kopartarak Dubaileştirecek.
Bizler İstanbul’un İstanbul olarak gelecek nesillere aktarılmasını talep ediyoruz.8000 yıllık kadim İstanbul’u bir kent karikatürüne dönüştürme yolundasınız Artık yeter diyoruz! Yeter!
Bugüne kadar tek tek yaptığımız itirazları topluca ve bir arada yapmak için; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni son kez uyarmak için, söz sırası şimdi kentlerin gerçek sahiplerinde demek için, bugün Kabataş Meydanı’nda kurduğumuz kürsüden sesleniyoruz.
Semt dernekleriyle, meslek örgütleriyle, mimar, mühendis, şehir plancılarıyla, kent ve yaşam savunmalarıyla, mahalle muhtarlarıyla, Kadıköylüler, Üsküdarlılar, Adalılar, Cihangirliler, Ayaspaşalılar, Kabataş Set üstü sakinleri ve İstanbul halkı’yla Kabataş’tayız ve uyarıyoruz!
İstanbul'a, tarihine, kültürüne, doğasına ve kolektif hafızasına karşı işlenecek en büyük suçlardan biri olan bu projeyi birlikte el ele durduralım; suça ortak olmayalım!