JİTEM tarafından 1994 yılında kaçırılan Murat Aslan’ın katledilmesine ilişkin Abdulkadir Aygan’ın itirafları üzerine aile tarafından 2004 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan suç duyurusuna ve Aslan’ın kemiklerinin gömüldüğü yerden çıkarılmasına rağmen, savcılık soruşturmayı zaman aşımına terk etmiş durumda. Aslan’ın kardeşi Fırat Aslan ise, “Ağabeyimi katledenler yargılansaydı yeni ‘faili meçhul’ cinayetler olmazdı, yenilerine cesaret edilmezdi” ifadeleriyle dosya için duyarlılık çağrısı yaptı.
Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Basnê Köyü’nde 1969 yılında doğan Murat Aslan’ın, 10 Haziran 1994 yılında Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi Ali Emiri 1. Sokak’ta telsizli JİTEM elemanları tarafından evinden alınarak kaçırılması üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen failler yargı önüne çıkartılmadı. Aslan’ın kaçırılması sonrası Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne giden aileye, o isimde birinin gözaltına alınmadığı belirtilir. Bunun üzerine aile, DGM Başsavcılığı’ndan OHAL Valiliği’ne, Emniyet Müdürlüğü’nden Meclis’e kadar başvurmadık kapı bırakmamasına rağmen aileye Murat Aslan’ın akıbeti hakkında bilgi verilmedi. Bunun karşısında yılmayan Aslan ailesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne kayıp başvurusu yaparken, İHD’nin çabaları da sonuçsuz kaldı.
11 Mart 2004 tarihli Ülkede Özgür Gündem Gazetesi’nde yayınlanan JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan’ın itiraflarında, Murat Aslan’ın, aralarında Jandarma İstihbarat Tim Komutanı Abdulkerim Kırcı’nın da bulunduğu JİTEM elemanlarınca kaçırıldığı, Diyarbakır JİTEM’e getirilerek sorgulandığı, buradan Silopi JİTEM İstihbarat Komutanlığı’na götürüldüğü, burada da işkence ile sorgulandıktan sonra Körtük Köyü yakınlarında üzerine benzin dökülerek yakıldığı itirafları yer aldı. Aslan’ın cenazesinin gömüldüğü yeri de söyleyen Aygan, cenazeyi Silopi’nin Körtük (Çukurca) mezrasındaki Bozamir Deresi kenarına gömdüklerini söyledi.
Baba Aslan, köye gitti, bilgi topladı
Bu ifadeler üzerine Murat Aslan’ın babası İzzettin Aslan ve aile fertleri, kroki ile belirlenen noktayı bulabilmek için Silopi’ye gitti, iz sürdü, bölgedeki çobanlarla görüştü, günlerce bilgi topladı. Aslan’ın görüştüğü çobanlar, 10 yıl önce yaşanan bu olayı bir çobanın uzaktan gördüğünü, olaydan birkaç gün sonra olay yerine giderek yanmış haldeki cesedi, açtığı bir çukura gömdüğünü, mezar yeri kaybolmasın diye de etrafını beyaz taşlarla çevirdiğini, orada gömülü bulunan kişinin kim olduğu hakkında ise kendilerinin bilgisi olmadığını anlattı.
Mezar açıldı, kemikler Adli Tıp Kurumu’na gönderildi
Oğlunun mezarının bulunduğu noktayı bulan baba İzzettin Aslan, İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvurdu ve yardım talep etti. Bunun üzerine dönemin İHD Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Demirtaş ile bir grup avukat, İzzettin Aslan ile birlikte 19 Nisan 2004 günü Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak mezarın açılmasını istedi. Silopi Cumhuriyet Savcılığı, mezarın açılmasına karar verdi. Savcı ve doktor gözetiminde açılan mezardan yanık izleri belli olan kemikler çıktı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA testi ile de kemiklerin Murat Aslan’a ait olduğu tespit edildi.
Sorumlular hakkında suç duyurusu
Baba İzzettin Aslan, İHD Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Barosu, dönemin OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve Ünal Erkan, Asayiş Jandarma Kolordu Komutanı Korgeneral Hikmet Köksal, Diyarbakır İl Alay Komutanı İsmet Yediyıldız, Cizre İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz, Abdülhakim Güven, Savaş Gevrekçi, Cemil Işık, Ali Ozansoy, Mustafa Deniz, Zeki Batuhan, Erdal Salıncak, Selahattin Görgülü, İbrahim Babat, Abdülkerim Kırcı, Adil Timurtaş, Fethi Çetin, Murat Kırıkkaya, Aytekin Özen, Kurtuluş Ön, Hüseyin Tilki, Hanım Beyaz, Yüksel Uğur, Abdülkadir Uğur, Kemal Emlük, Nuri Ateş, Tuna Yanardağ, Cindi Acet (Acut) ve Abdülkadir Aygan hakkında “Suç örgütü kurmak”, “canavarca hislerle birden fazla adam öldürmek” ve “işkence yapmak” gerekçesiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Dosya zaman aşımına terk edildi
Failler isim isim belli olmasına rağmen savcılık, birkaç yazışmanın dışında 11 yıldır Murat Aslan’ın faillerini yargılama konusunda her hangi bir işlem yapmazken, soruşturma dosyası Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’nın tozlu raflarında zaman aşımına terk edildi.
Baba Aslan yaşamını yitirdi
Çalmadık kapı bırakmayan ve 10 yıl sonra oğlunun cenazesini bulan baba İzzettin Aslan’ın oğlunun faillerinin yargılanmasını görmeye ömrü yetmedi ve Aslan 12 Eylül 2014’te yaşamını yitirdi. Şimdilerde ise “İçimizdeki en akıllısıydı” diyerek tanımladığı ağabeyi Murat Aslan’ı katledenlerin yargılanması için mücadeleyi kardeşi Ferhat Aslan yürütüyor.
‘Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız’
Aslan, dosyanın avukatlar tarafından, gündem yoğunluğu gerekçe gösterilerek sahiplenilmemesine de tepki göstererek, soruşturmadan sonuç çıkmaması durumunda Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi.
Son dönemde Kürdistan’da yaşanan faili meçhul cinayetlere de değinen Aslan, “Biz, ağabeyimi katledenlere ilişkin açılan soruşturmadan sonuç alamadık, sorumluları isim isim belirtmemize rağmen haklarında bir işlem yapılmadı. 1990’lı yıllara dönüyoruz ve yeni faili meçhul cinayetler yapılıyor. Eğer ağabeyimi katledenler yargılansa yeni faili meçhul cinayetler olmazdı, yenilerine cesaret edilmezdi” dedi.
Soruşturma aşamasından mahkeme aşamasına geçilseydi davanın örnek bir dava olacağını belirten Aslan, kamuoyuna ve hukukçulara da davayı takip etme çağrısı yaptı.