İzmir’de Gezi Parkı Direnişi sebebiyle 3 sene sonra tam 91 kişiye dava açıldı.
Cihan Başakçıoğlu/İzmir
Darbe girişiminin ardından ilan ettiği OHAL ile birlikte devrimci, demokrat, yurtsever kesimlere yönelen AKP iktidarı, hakim ve savcıları eliyle "Gezi Direnişi" davalarını da yeniden gündeme getirmeye başladı. Milyonlarca yurttaşın AKP iktidarının baskıcı politikalarına karşı sokağa döküldüğü 2-3 Haziran 2013 tarihinde İzmir'de de yurttaşlar Gündoğdu Meydanı, Konak Sümerbank ve Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde sokağa çıkmış ve polisin saldırı sonucu çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alınmıştı. Yaşanan olayın üzerinden geçen 3 yılı aşkın bir sürenin ardından 91 kişiye 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nce dava açıldı.
İnsan hakları savunucuları ve avukatlar da var !
"Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" gerekçesiyle açılan davada 91 kişinin arasında yurttaşların yanı sıra polisin hukuksuz uygulamalarını gözlemleyen insan hakları savunucuları ve ÇHD'li avukatlar da bulunuyor. Gözlem yaptıkları görüntülerle de sabit olan insan hakları savunucuları ve avukatlar da iddianamede, polise taş sopa ve şişe ile saldırmakla suçlanıyor.
'Görevi yaptırmamak için direnmek' iddiasına takipsizlik
İddianamede şüpheliler hakkında "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçundan ceza istenirken, şüpheliler hakkında "Görevi yaptırmamak için direnme" suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği de belirtildi.
'Hükümetin intikamcı politikaları sonucu açıldı'
Hakkında dava açılan insan hakları savunucusu Caner Canlı, o dönem bir insan hakları savunucusu olarak alanda olduğunu belirterek, gözlem yapmak için orada bulunmasına rağmen kendisine dava açıldığını söyledi. Eylemde polise yönelik herhangi bir saldırı girişiminde bulunmadığını ifade eden Canlı, davanın hükümetin Gezi Direnişi'nden intikam alma isteği sonucu açıldığını ifade etti.
'İktidarları korkutmaya devam edeceğiz'
Hakkında dava açılan ÇHD'li avukat Dinçer Çalım ise dernek olarak sürece hukuki anlamda aktif olarak katıldıklarını belirterek, "2013 yılında ben ÇHD İzmir Şube yöneticisiydim o dönem şube olarak tüm gezi eylemlerini takip ediyorduk. Eşitlik Özgürlük ve adalet talep ediyorduk. Aynı zamanda polis müdahalesinden sonra da karakollarda ve adliyelerde gözaltı takibi yaptık. Sürece aktif olarak katıldık. Üç yıl sonra bu davanın açılmış olması hükümetin 'Gezi' düşmanlığının devam ettiğini gösteriyor. Bizler ezilenler yoksullar olarak sokağa sık sık çıkarız. Bir kere kazandığımızda bu dünya daha güzel bir yer olacak. Dünyayı daha güzel bir yer yapmak için yeniden sokağa çıkacağız ve iktidarları korkutmaya devam edeceğiz" dedi.