İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısını olduğu Reina Anması, Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleşti.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına " Hükümet İstifa " pankartı açıldı. Bir çok siyasi bileşenlerin yer aldığı basın açıklamasını Emek ve Demokrasi Güçleri adına TMMOB İKK Sözcüsü Melih Yalçın okudu.
" Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek, Faşizme karşı omuz omuza " sloganının ardından Yalçın'ın " Bu barbarlardan hesap soracağımız güne kadar, bu barbarlık yıkılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. " sözüyle basın açıklaması başladı.
Basın açıklamasından önce 1 dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklamasını okuyan Yalçın, 5 Haziran 2015 tarihinden bu yana yüzlerce insanın silahlı ve bombalı saldırılarda yaşamını yitirdiğini vurgulayarak, Reina Katliamı'nı gerçekleştiren IŞİD üyesi saldırganın 7 dakika boyunca insanları katlederken, eğlence mekânına 200 metre mesafedeki polis karakolundan yaşananlara yönelik bir müdahale olmamasına dikkat çekerek” 5 Haziran 2015 tarihinden bu yana yüzlerce yurttaşı silahlı ve bombalı saldırılara kurban veren ülkemiz, 2017 yılına da yine kanlı bir katliamla girdi. İstanbul’da bir gece kulübüne yönelik saldırıda 39 kişi yaşamını yitirirken, onlarca kişi de saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. İstanbul’un en işlek caddelerinden birinde yer alan gece kulübüne elini kolunu sallayarak giren IŞİD üyesi saldırgan, 7 dakika boyunca insanları katlederken, eğlence mekânına 200 metre mesafedeki polis karakolundan yaşananlara yönelik bir müdahale olmaması da dikkat çekici ve düşündürücüdür” dedi.
Yaşananların asli sorumlusunun cihatçı çetelere yıllarca lojistik destek sağlayan, Suriye’ye müdahalesi ile bataklığa saplanan AKP iktidarı olduğunu vurgulayan Yalçın, “Ancak biliyoruz ki, Ankara’da gerçekleşen 10 Ekim katliamında saldırganları görmezden gelenlerle, İstanbul’daki saldırganın katliamı rahatça gerçekleştirmesine ve olay yerinde uzaklaşmasına göz yumanlar aynı çevrelerdir. Yaşananların asli sorumlusu, cihatçı çetelere yıllarca lojistik destek sağlayan, geldiğimiz noktada da Suriye’ye müdahale hevesiyle bataklığa saplanan AKP iktidarıdır” ifadelerini kullandı.
Yalan, dolan, hırsızlık, taciz, tecavüz karşısında Diyanet'in suskun kaldığını belirten Yalçın, " Yalan, dolan, hırsızlık, taciz, tecavüz karşısında suskun kalan Diyanet İşleri Başkanlığı, yılbaşından bir gün önce yayımladığı Cuma hutbesi ile kendisinden bekleneni yapmış, yılbaşı kutlamayı “insan hayatına katkısı olmayan gayri meşru tutum ve davranış” olarak tanımlamış, yılbaşına kutlama ile girenleri cihatçı çetelere hedef göstermiştir" dedi.
Barış ve demokrasi mücadelesi veren binlerce siyasetçinin, gazetecinin, sanatçının tutuklanırken AKP'nin aslan kesildiğini ama IŞİD ve benzeri cihatçı örgütlerin üyelerine büyük bir şefkatle yaklaştığına değinen Yalçın “Barış ve demokrasi mücadelesi veren binlerce siyasetçiyi, gazeteciyi, sanatçıyı tutuklarken aslan kesilen AKP iktidarı, IŞİD ve benzeri cihatçı örgütlerin üyelerine büyük bir şefkatle yaklaşmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’yi selefi örgütlerin savaş alanına çeviren iktidarın istifası talebi daha gür bir sesle yükseltilmelidir” diye konuştu.
Dün katliamın yaşandığı gece kulübünün önüne çiçek bırakarak anma gerçekleştirmek isteyen 18 kişinin gözaltına alındığını ve dün akşam saatlerinde laiklik, demokrasi ve kardeşlik için çağrı yapan kişilerin İçişleri Bakanlığı’nın resmi twitter hesabından “terörle mücadele ekiplerine” sevk edildiğini sabah işe evlerine baskın sonucu gözaltına alındığını belirten Yalçın şunları soyledi: Katliamı gerçekleştiren terörist olay yerinden elini kolunu sallayarak uzaklaşırken, dün katliamın yaşandığı gece kulübünün önüne çiçek bırakarak anma gerçekleştirmek isteyen 18 kişi gözaltına alınmıştır. Bu da yetmemiş, iktidar, safını daha fazla belli etmek istercesine mahalle mahalle dolaşarak laiklik için, kardeşlik için çağrı yapanları hedef tahtasına koymuştur. Laiklik, demokrasi ve kardeşlik için çağrı yapan gençler, dün akşam İçişleri Bakanlığı’nın resmi twitter hesabından “terörle mücadele ekiplerine” sevk edilirken, gençlerin yaptıkları çağrının nasıl bir suç unsuru içerdiği ise anlaşılamamıştır. Sonuçta söz konusu gençler bugün polis baskınlarıyla gözaltına alınmıştır.
Gözaltına alınan kişilerin gericiliğe karşı mücadele, laiklik ve kardeşlik çağrısı “terör” suçuysa İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak suça ortak olduklarını belirten Yalçın basın açıklamasını şu cümlelerle sonlandırdı: Eğer gençlerin yaptıkları gericiliğe karşı mücadele, laiklik ve kardeşlik çağrısı “terör” suçu ise biz de İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak sözlerimizi, tüm ilerici güçlerin ortaklaşması gereken o çağrıyı tekrarlayarak bitiriyor ve suça ortak olduğumuzu belirtiyoruz:
“Biz diyoruz ki, artık yeter! Artık buraya kadar! Bundan sonra mahallelerimizde ne IŞİD’ciye ne de herhangi bir gerici-cihatçı çeteciye geçit vermeyeceğiz. Gericiliğin karşısında yükseltilmesi gereken bir bayrak vardır, bu bayrağın adı da laiklik bayrağıdır. Bugün laiklik demek özgürlük demektir, kardeşlik demektir, insanca bir yaşam mücadelesi demektir. Bizler herkesi bu mücadelenin birer neferi olmaya çağırıyoruz. Gericilerden, faşistlerden, başkanlık sevdalılarından hesap sormaya çağırıyoruz.”
Basın açıklaması sırasında " Hükümet İstifa, AKP defol bu memleket bizim, Katil IŞİD işbirlikçi AKP, Suruç için adalet Reina için adalet, susma sustukça sıra sana gelecek, AKP'den hesabı gençlik soracak, Laikliği savunmak suç değildir, cihatçı değil laik Türkiye, Faşizme ölüm tek yol devrim, Katillerden hesabı gençlik soracak, Katil devlet hesap verecek " sloganları atıldı.
Haber: Berkcan Zengin