“Birçok insan Filistin’deki insanların yaşadıklarını duyduğunda şaşkına döndü. Çünkü tek bildikleri medyanın onlara çizdiği çarpıtılmış bir anlatıydı. Gerçekler hakkında konuştukça yani Filistin halkının işgal altında olduğundan ve onlara askeri rejim tarafından dayatılan o korkunç hayattan bahsettikçe bir çok insan dehşete kapıldı.”
Röportaj: SiyasiHaber – Melda Arslan/Deniz Şener
İsrail'in işgali altındaki Filistin'de yaşanan zulmü ve insan hakları ihlallerini dünyaya anlatmak için İsveç'ten Filistin'e yürüyen Benjamin Ladraa ile konuştuk.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Adım Benjamin Ladraa. İsveç’liyim. Bir insan hakları aktivistiyim ve İsveç'ten Filistin'e yürüyorum. Bu yolculuğu, İsrail güçleri tarafından işgal altında tutulan Filistin'deki insanların yaşadığı insan hakları ihlallerine karşı bir farkındalık yaratmak ve bunu yükseltmek için yapıyorum.
Bu kararı almanızdaki etmenleri anlatır mısınız?
Geçen yıl Filistin’ deydim. Birçok şey gördüm. Hayatım boyunca da birçok Filistinli ile tanıştım ve bu yüzden onların hikayesini göstermek istiyorum. Çünkü insanlar yaşananları bilmiyor ve bu bilgisizlik insan hakları ihlalleri ile ilgili farkındalık yaratmada önümüzdeki en büyük engel. Elimden geldiğince insanlara ulaşmak ve bu hikayelerini anlatmayı planlıyorum. Bu insanlar ve tabii ki diğer herkes için de farkındalığın yükselmesi için bir rol oynamak istiyorum. Bir kitle hareketi yaratmak için bu oldukça önemli. İnsanlar tanımadıkları diğer insanlar hakkında empati yapamıyorlar. Eğer problemlerin farkında olmazsak onları çözmemiz de imkansız hale gelir. Ne kadar derine gider ve gerçeklere de o denli yaklaşırsak bu durumu aynı ölçüde hisseder ve harekete de geçebiliriz. Ancak insanlar harekete geçmediği için hiçbir şey değişmiyor. Ben değişim istiyorum gereksiz acılar değil. Çocukların tutuklanmasını ve hapse atılmasını, hiçbir sebep yokken evlerin askerler tarafından basılmasını, insanların hayatını mahveden kontrol noktalarını ve işgalleri istemiyorum. Ancak İsrail askerleri küçücük çocukları patlayıcılarla, mermilerle öldürüyor.
Ne kadar zamandır Türkiye’desiniz ve yolculuğunuzun kalan kısmını kaç günde tamamlayacağınızı düşünüyorsunuz?
Ankara’ ya gelmek yaklaşık 1 ay kadar sürdü ve yaşanacaklara bağlı olarak da 2 ay kadar daha yürüyüşüm sürecek gibi görünüyor.
Yürüyüşünüzde gerek politik gerek fiziksel ne gibi sorunlarla karşılaştınız?
Her gün kendi kendinize yürümek oldukça zor. Örneğin Bulgaristan'da havalar gerçekten çok soğuktu ve yoğun kar yağışı vardı. Eksi 20'lerde yürümek oldukça zordu. Almanya'da da bazı zorluklar yaşadım. Fazla yağışların yanı sıra Almanya'da seçim zamanıydı ve Alman Neo Nazi partisi olan Almanya için Alternatif'in (AfD) her yerde posterleri vardı. Ve bu posterlerde çok ciddi bir İslamofobi ve sokaklarda çok fazla öfkeli bağrışlar vardı.
Geçtiğiniz ülkelerde ne gibi tepkiler aldınız?
Birçok insan Filistin'deki insanların yaşadıklarını duyduğunda şaşkına döndü. Çünkü tek bildikleri medyanın onlara çizdiği çarpıtılmış bir anlatıydı. Gerçekler hakkında konuştukça yani Filistin halkının işgal altında olduğundan ve onlara askeri rejim tarafından dayatılan o korkunç hayattan bahsettikçe bir çok insan dehşete kapıldı. Onlara çocukların bile askeri mahkemelerde yargılanıp hapse gönderildiklerini söylediğimde şok geçirdiler ve bir an önce bunun son bulmasını istediklerini söylediler. Çünkü kimse adaletsizlik istemez herkes özgür olmak ister.
Bu yolculuk boyunca size katılmak isteyen oldu mu?
Evet bazen insanlar bir kaç günlüğüne de olsa bana katılmak istediler. Türkiye'de Mustafa adında biri ile tanıştım. 2 hafta boyunca benimle yürüdü. Şu anda biraz ara vermiş durumda, ancak tekrar katılacak.
Türkiye'de Filistin'e yönelik bir hassasiyetler var. Bu süre zarfında resmi kanallardan sizinle bir diyalog kuruldu mu, bir temas gerçekleşti mi?
AKP Gençlik Kolları lideri bana Facebook üzerinden mesaj gönderdi, ancak ben cevap vermedim. Filistin Dostluk Grubu'ndan birisi onunla tanışmamı istedi ve ben de ona Türkiye'nin İsrail ile neden bu kadar çok ticari anlaşma yaptığını sordum. Türkiye kendisini Filistin dostu gibi gösteren bir portre çiziyor ancak eylemler sözlerden daha etkilidir. Yani Türkiye Filistin için bir şeyler yapıyor olsa da hala ticari anlaşmalara devam etmektedir.
Son bir sözünüz var mı?
Evet sadece gidin ve Filistin'i görün.