İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, hükümetin baro ve meslek odalarının seçim sistemini değiştirmek istemesine ilişkin ‘Bunu yapabilirler ama çok ağır sonuçları olur’ dedi.
İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın 5 Mayıs günü partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesinde yaptığı açıklamayla seçim sistemleri üzerinden baro ve meslek örgütlerini hedef almasına dair Mezopotamya Ajansı’na konuştu.
Meslek örgütleri ve baroların AKP döneminde 5 kez hedef alındığını ancak hiçbirinden bir sonuç çıkarılmadığını söyleyen Durakoğlu, şimdi yeniden baroların seçim sisteminin değiştirilmesine ilişkin bir sürü söylentinin dolaştığını dile getirdi.
Durakoğlu, bu konuda “Ne düşünüyorlar ne yapacaklar? Seçim sistemi dedikleri şey nedir? Nasıl değiştirecekler? Açıkçası bilmiyorum. Ben de merak ediyorum tasarı çıksın ki biz de ona göre vaziyet alacağız” ifadelerini kullandı
İktidar barolardan rahatsız
Baroların muhalif tavrının iktidarı rahatsız ettiğini söyleyen Durakoğlu, iktidarın bu yüzden baroları hedef alarak baskı kurduğunu belirtti. Baroların muhalif tavır sergilememesinin mümkün olmadığını vurgulayan Durakoğlu, “Sonuç olarak insan hakları ihlallerine karşı çıkmak bizim görevimiz. İnsan hakları ihlallerine karşı çıktığımız için de hükümet bundan rahatsız oluyor. Bizim seçim sisteminde bir sıkıntı yok. Antidemokratik bir sistem olsa, onu değiştirse anlam verebiliriz ancak böyle bir şey söz konusu değil. Hükümetin bu tavrını anlamak mümkün değil. Giderek otoriterleşen bir yapı var ve barolar da bu yapıdan payını bu şekilde alıyor” dedi.
İstanbul Baro Başkanı, değiştirilmek istenen seçim sisteminin yerine nasıl bir sistem getirilmek istendiğini kendisinin de merak ettiğini dile getirdi.
Taslağa göre tavır
Taslağın çıkmasını beklediklerini ondan sonra gereken tavrı sergileyeceklerini söyleyen Durakoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Zorunlu üyelik onları güçlendiriyor’ sözünü hatırlatarak şunları belirtti: “Bu ne demek? Avukatlar o zaman zorunlu olarak üye olmasınlar baroya ya da İstanbul’un herhangi bir ilçesinde kurulmuş dernek, o ilçede çalışan avukatların barosu olsun. Böyle mi yapacak yani İstanbul’da 27 tane baro mu olacak? Bu da çok ciddi bir karışıklığa neden olur. Stajyer avukata nerede staj yaptıracaksın ona nasıl avukatlık kimliği vereceksin. Baroları Adalet Bakanlığı’na bağlayabilirler. O zaman da baroları baro olmaktan çıkarıp Adalet Bakanlığı’nın bir birimi yaparlar. Bunların kabul edilecek bir tarafı yok. Bunları oturup yazmaya çalıştığınız da yazamazsınız. Yazmaya başladığınızda kendiniz utanırsınız. Kalem yazmaz bunları ama akıllarından geçenin bu olduğunu biliyorum”.
Tahlil edilen Yeni Türkiye
“Türkiye hukuk siteminden baroları çekildiği an hukuk ve adalet adına hiçbir şeyin kalmayacağını” söyleyen Durakoğlu, şunları ekledi: “Genel bir çerçeveye bakarsanız salgın sonrasında yeni Türkiye tahlilleri yapılıyor. Tahlil ettikleri yeni Türkiye’nin otokratik bir düzen olduğu görülüyor. Türkiye’de otokratik bir yapı oluşturulacaksa bizim payımıza da Adalet Bakanlığı’na bağlanmak düşüyor.”
Durakoğlu, son olarak “Bunu yapabilirler, yapamazlar demiyorum. Ama bunun çok ağır sonuçları olur. Avukatlar bunu kabul etmez. Avukatlara kabul ettirebilmeniz mümkün olmaz. Bu bizim zaten tarihsel olarak kavgalarımızdan bir tanesidir” ifadelerini kullandı.
(MA)