Euro 2020 finalinde İngiltere’nin İtalya karşısında penaltılar sonucu kaybetmesinin ardından adada ırkçılık tartışması yeniden alevlendi. Finalin ardından, penaltı kaçıran üç siyah futbolcu sosyal medyada ırkçı saldırıların hedefi oldular.
İngiltere’nin ezeli rakibi Almanya’yı siyah oyuncusu Sterling’in golüyle elemesinin ardından BBC Newsnight programına Liverpool ve milli takım efsanelerinden John Barnes, o sırada yere göğe sığdırılamayan futbolculardan siyah olanların penaltı kaçırmaları durumunda beyaz oyunculardan daha fazla eleştirileceğini öngörmüştü.
Barnes, “Bu durum uzun zamandır böyle” diyerek kendi futbol kariyerine gönderme yapmıştı.
İngiltere Milli Takımı, Euro 2020’nin başından bu yana, karşılaşmalara, ırkçılık karşıtı hareketin sembolü olarak diz çökerek başladı. Bu tavır, tribünlerdeki bazı İngiltere taraftarları tarafından hemen her maçta yuhalandı.
İngiltere Premier Lig oyuncuları, ırkçılık karşıtı bu diz çökme hareketini, lig ve Avrupa karşılaşmalarında da tekrarlamıştı.
‘Ateşe körükle gittiniz’
Boris Johnson hükümetinin, bizzat ünlü futbolcular tarafından doğrudan hedef alınmasının nedeni de, tribündeki yuhalayan taraftarlara yönelik yumuşak tavırları oldu.
Kabinenin İçişleri Bakanı Priti Patel, siyasi kariyerinin en fazla izlenen röportajlarından birinde, diz çökmenin siyasi bir hareket olduğunu, bunu yuhalamanın da bir “tercih” olduğunu savundu.
Bu nedenle, final maçı sonrasındaki ırkçı mesajlara yönelik yaptığı kınama açıklaması samimi bulunmadı, tepki topladı.
İngiltere milli takımı oyuncularından Tyrone Mings, Patel’i hedef alarak; “Turnuva başında verdiğimiz mesajı ‘jest siyaseti’ diye etiketleyerek ateşi körükleyip, ardından da tam olarak karşı kampanya yürüttüğümüz şey gerçekleştiğinde bundan tiksinmiş gibi davranamazsınız” dedi.
Başbakan Johnson ve hükümet üyeleri, final maçı sonrası hızlı şekilde ırkçılığı kınayan açıklamalar yapmış olsalar da bizzat Muhafazakar Parti üyeleri tarafından eleştiriliyorlar.
Lordlar Kamarası’nın muhafazakar üyesi Sayeeda Warsi, hükümetin bu kültürü beslemekteki rolü üzerine düşünmesi gerektiğini söyledi.
Warsi şu tespiti de mesajına ekledi: “Köpeği ıslıkla kontrol altında tutuyorsak, havlayıp ısırdığı zaman da şaşıramayız. Islık oy kazandırır belki ama ulusları yıkar.”
İçişleri Bakanı Patel, Tyrone Mings’in “ateşi körükleme” eleştirisine yanıt vermedi.
Irkçı saldırılara hedef olan 23 yaşındaki Manchester United oyuncusu Marcus Rashford, sosyal mesajından bir açıklama yaptı. Penaltı kaçırdığı için özür dileyen Rashford, ‘Ama kimliğim nedeniyle özür dileyecek değilim. Ben Marcus Rashford, 23 yaşındayım. Güney Manchester’dan gelen bir siyahım. Hiçbir şeyim olmasa da buna sahibim” dedi.
Pandemi sırasında hükümetin yoksul aile çocuklarının beslenme ödeneğinde yaptığı kesintilere karşı yürüttüğü kampanyayla hükümete geri adım atmaya zorlayan Rashford, bu faaliyeti nedeniyle Kraliyet nişanına değer görülmüştü. O dönemde alkışlanan yıldız futbolcu, turnuva boyunca ırkçı paylaşımların direkt olarak hedef aldığı 4 siyah oyuncudan biriydi.
Profesyonel Futbolcular Sendikası’nın verilerine göre, değerlendirmeye alınan 850 bin tweet arasından 1913 paylaşım siyah oyuncular Jadon Sancho, Bukayo Saka, Marcus Rashford ve Raheem Sterling’i hedef aldı.
Bu paylaşımlardan 167’sinin yüksek riskli taciz içerdiği kaydedildi.
Twitter yönetimi, kullanıcı kurallarının ihlal edildiği gerekçesiyle 1000’den fazla paylaşımın kaldırıldığını ve çok sayıda hesabın daimi olarak askıya alındığını duyurdu.
‘İngiltere taraftarı değilsiniz, sizi istemiyoruz’
Facebook yönetimi de, ırkçı emojiler ve mesajlar içeren paylaşımlarla ilgili, hesapların kalıcı olarak silinmesini de içeren önlemler alındığını kaydetti.
Irkçılığın hedefindeki siyah İngiltere Milli Takımı futbolcularına, Avrupa futbolunun ünlü kulüpleri ve oyuncuları da destek veriyor.
Yaşanan tartışma, milli takım golcülerinden Harry Kane’in bu taraftarlara yönelik Twitter mesajı üzerinde şekilleniyor: “Eğer sosyal medyada herhangi bir kişiyi taciz ediyorsanız İngiltere taraftarı değilsiniz, sizi istemiyoruz.”
İngiltere’de futbol atmosferi, 1970 ve 80’li yıllarda holiganizm ile mücadeleyi konuşuyordu. Sert önlemlerle, binlerce taraftarın statlara girişi yasaklandı.
Bugün ülkedeki ırkçılık üzerinden benzer bir tartışma devam ediyor.
Irkçılık karşıtı hareket, holiganizme karşı gösterilen kararlılığın ırkçılık karşıtlığı için de harekete geçmesini istiyor.
(BBC Türkçe)