İnsan Hakları Derneği “Pandemi Döneminde Çocukların Durumu Raporu”nu açıkladı: Çocuklara nitelikli eğitim sağlanmalı, sokağa çıkma kısıtlaması kaldırılmalı.
İHD İstanbul şubesi hazırladığı “pandemi döneminde çocukların durumu raporu” dernek binasında yaptığı basın açıklamasıyla paylaştı. açıklamayı çocuk hakları komisyonundan meltem akboğa ve çağla seven okudu.
Açıklamada her bir çocuğun kendine özgü koşulları ve ihtiyaçlarının olduğu, devlet başta olmak üzere, bakım verenler, çocuklarla birlikte çalışanlar, onlara hizmet sunanların bu farklı koşulları gözetmek ve ihtiyaçları karşılamakla yükümlü olduğu vurgulanarak, “kovid-19 salgını yaş ayrımcılığı üzerinden tüm çocukları birbiriyle eşitlerken, kimi çocukların veya çocuk gruplarının kırılganlıklarının artmasına sebep olarak eşitsizlikleri de görünür kılmıştır. kovid-19 salgını ayrıca, çocukları çok çeşitli zorluklarla baş etmek zorunda bırakmıştır” denildi.
“Ev içinde şiddet artışı yaşandı”
Araştırma kapsamında çocukların verdiği bilgiler doğrultusunda, cinsiyet fark etmeksizin çocukların bir kısmının ev içinde artan şiddetten söz ettiği ifade edilen açıklamada; “ev içi şiddet sadece çocukların esenliğini tehdit etmesi sebebiyle değil, şiddet kendilerine yöneldiği durumlarda çocukların başvurabilecekleri mekanizmalardan uzak olmaları sebebiyle de risk faktörüdür. yapılan araştırmalar göstermektedir ki, bu gibi kriz dönemlerinde ev içi işlerin ve bakım emeğinin kadınlar/kız çocuklarının görevi olduğu algısı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yansımalarındandır. bu anlamda, bu çalışma kapsamında görüşülen 9-18 yaş grubundaki çocuklardan, bu dönemde uyku artışı olduğunu belirtenlerin ağırlıklı olarak kız çocukları olması dikkate değerdir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yansımalarından bir kaçış olarak okunabilir” denildi.
“Nitelikli eğitime erişimde sorunlar yaşanıyor”
Araştırma verilerine göre katılan çocukların sadece yüzde 36’sının online eğitimi çok yararlı/yararlı bulduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi; “görüşülen çocukların çoğu, derslerden verim alamadığını, değişen öğretmenlerinin yerine gelen öğretmenlere alışamadığını, derslerin işlenip geçildiğini ve öğretmene soru soramadığı için derslerde kopukluk yaşadığını, işlenmeyen konuların gösterildiği ve bu sebepten dolayı devam edemediğini, bağlantı sorunları yaşadığını, konsantrasyon ve motivasyon sağlayamayıp bir ekran başında odaklanmanın oldukça güç olduğunu ve canının sıkıldığını belirtmiştir. dolayısıyla, teknolojik imkanlar, internete erişim vb. sorunlar haricinde çocukların en temel haklarından olan nitelikli eğitime erişimde de göz ardı edilemeyecek sorunlar mevcuttur ve bu durum eğitim alanı düşünüldüğünde gelecek için ciddi bir risk faktörü oluşturmaktadır.”
“Çocuk işçiliğinin önünün açılması riski yüksek”
Uluslararası hak örgütlerinin de dikkat çektiği üzere, covid-19 salgının ciddi bir ekonomik krizi, işsizliği ve bununla ilişkili olarak yoksullaşmayı beraberinde getireceğinin öngörüldüğü vurgulanan açıklamada; “henüz pandeminin türkiye’de yaygınlaştığı ilk aylarda yapılan bu çalışmada da kimi çocukların ebeveynlerinin pandeminin neredeyse başında işsiz kaldığı görülebiliyor. ebeveynlerin istihdamda olmamaları sadece yukarıda söz edilen riskleri de beraberinde getirmekle kalmaz, aynı zamanda çocuk işçiliğinin de önünü açabileceği için çocukların daha da kırılgan hale gelmesine sebep olabilir” dendi.
“Sosyalleşme sorunları yaşanıyor”
Araştırma sonuçlarına göre, çocukların yaşadıkları zorluklarda; sosyalleşememe, kaygı artışı ve bakım verenlerle çatışmanın öne çıktığı aktarılan açıklamada; “bu araştırmadan elde edilen verilere göre, çocukların en çok zorlandıkları alan sosyalleşememe üst başlığı altında özetleyebileceğimiz durumdur. evde kalmaktan, ailesiyle zaman geçirmekten vb. pandeminin olumlu yönlerinden söz eden çocuklar olsa da, çocukların çoğunun pandemide en çok zorlandıkları nokta sorulduğunda verdikleri “dışarı çıkamamak”, “arkadaşlarımı görememek”, “parka gidememek”, “spor yapamamak”, “yürüyüş yapamamak”, “enerjimi atamamak” vb. cevaplar çocukların sosyalleşmeye olan ihtiyaçlarını ve özgürlüklerinin kısıtlanmasının onlar üzerindeki olumsuz etkilerini göstermesi bakımından önemlidir. çocukların yaşadıkları zorluklar noktasında ikinci önemli konu ise çocuklarda kaygının artmış olmasıdır. çocukların verdikleri yanıtlara bakıldığında, çocukların kendi sağlıklarına kıyasla ağırlıklı olarak ebeveynlerinin ve sonrasında da yakınlarının sağlık durumlarından kaygı duyduklarını belirtmeleri önemlidir. bu durum, ilerleyen dönemlerde özellikle daha küçük yaştaki çocukların psikolojik iyilik halleri için risk oluşturmakta ve bu sebeple çocuklara bu noktada destek vermenin önemini ortaya koymaktadır” denildi.
“Çocukların yüzde 59’u ebeveynlerle çatışma yaşamış”
Araştırmada çalışmaya katılan çocukların yüzde 59’unun ebeveynleri ile çatışma yaşadıklarını, yüzde 37’sinin ise çatışmalarda artış olduğunu belirttiğinin altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “bazı ebeveynlerin evden çalışma düzenine geçmiş olması, çocukların aktarımlarından çocukların sadece özel alanlarının ve burada geçirebildikleri sürelerin kısıtlanmasına değil sürekli evde olan ebeveynlerin çocuklara müdahale alanlarını da genişlettiği için çocukların zorluk yaşamasına sebep olmuş görünmektedir.”
Talepler:
Covid-19 salgınının çocukları sadece kimi zorluklarla baş etmek zorunda bırakmadığı, aynı zamanda uzun dönemli etkileri olabilecek pek çok riski de beraberinde getirme potansiyeli taşıdığı belirtilerek şu öneriler sunuldu;
- Çocuklara yönelik alınan sokağa çıkma kısıtlaması kararı, bm çhs 31. maddede vurgulanan çocukların dinlenme, oyun oynama, boş zaman değerlendirme ve yaşına uygun etkinliklerde bulunma hakkının gerçekleşmesinin önünde engel oluşturmaktadır. bu sebeple, gerekli hijyen tedbirleri ve diğer önlemler alınarak çocuklara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasının kaldırılması gerekmektedir.
- BM ÇHS 27. maddesi gereğince, taraf devletler her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu kabul ederler. ancak görüldüğü üzere, sivil toplum örgütlerinin çalışmaları haricinde çocukların desteklenmesine yönelik adımlar genellikle covid-19 hastalığına ilişkin bilgilendirmelerle sınırlıdır ve bu sebeple çocukların bu haklarını gerçekleştirmelerinin önünde engeller vardır. araştırma sonuçları göstermektedir ki, çocuklar ebeveynlerle çatışmadan kaygı düzeyinin artışına, sosyalleşememeden aile içi şiddete kadar pek çok sorunla baş etmek zorunda kalmaktadırlar. bu gibi olumsuz deneyimlerin yaşam boyu çocukların esenliğini etkilememesi için çocuk dostu, destekleyici hizmetlerin sunulması gerekmektedir.
- Araştırma sonuçlarının açıkça gösterdiği üzere, çocuklar BM ÇHS 28 ve 29. maddelerde tanınan nitelikli eğitim hakkının gerçekleşmesinde de sorunlar yaşamaktadırlar. eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve eğitime erişimdeki eşitsizliklerin giderilmesi haricinde, taraf devletler eğitimin niteliğinden de sorumludurlar. bu sebeple, sadece hiçbir çocuğun uzaktan eğitim imkanından mahrum kalmamasına yönelik çalışma yapmak değil aynı zamanda eğitimin niteliğinin arttırılması için altyapı çalışmaları ve eğitim verenlerin kapasitelerinin güçlendirilmesi de gerekmektedir.