HDP Hatay Milletvekili Adayı Hülya Kavuk: “Halkımızdan bu seçimlerde halkları birbirine düşmanlaştıran, savaşı körükleyen, bizleri yoksullaştıran bu iktidarı sandığa gömmesini ve ülkeyi aydınlığa çıkaracak gücü muhalefete vermesini talep ediyoruz. Ve inanıyoruz ki kazanacağız!”
Röportaj: SiyasiHaber
HDP’nin Hatay 2. sıra Milletvekili Adayı Hülya Kavuk ile HDP’nin öne çıkan mesajlarını, Hatay’da yaşayan halkların, emekçilerin, kadınların sorunlarını ve çözüm önerilerini konuştuk.
Hülya Kavuk, HDP Hatay İl Eş Başkanlığı yaptı. Bağımsız kadın mücadelesi yürüten Kadın Emeği Kolektifi üyesi olarak bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. Kavuk, adaylık başvurusu öncesinde SYKP Hatay İl Eş Başkanı ve Parti Meclisi üyesiydi.
HDP’nin bu seçimlerde Türkiye’nin geleceğine dair öne çıkan mesajları neler?
Bu seçimler aslında Türkiye halklarının demokrasiyi mi, faşizmi ve tek adam diktatörlüğünü mü tercih edeceğini belirleyeceği bir seçimdir. En acil tehlike tek adam diktatörlüğü ve faşizmdir. Faşizm tehlikesini bertaraf edecek en önemli, en kararlı ve en dinamik güç ise HDP’dir.
AKP, yandaş sermaye gruplarına akıttığı devlet kaynaklarıyla, savaşa harcadığı milyarlarca dolarla, yaptığı israflarla, yolsuzluklarla ve demokrasiyi ve hukuku rafa kaldırmasıyla ülkenin bir ekonomik krize girmesine yol açtı. Tabii bu krizin en ağır yükü, ücretleri azalan, işsiz kalan, hayat pahalılığı altında ezilen emekçilerdir. HDP, krizin yükünü işçi ve emekçilerin, ezilenlerin değil, servet ve sermaye sahiplerinin taşıması gerektiğini söylüyor ve bunu gerçekleştireceğini vaat ediyor.
AKP, 16 yıllık iktidarı boyunca en vahşi piyasacı politikalarla halkı sefalete iterken, diğer yandan insanların açlıktan ölmeyeceği ölçüde sadaka verir gibi yardımlar dağıttı. Böylece insanları kendisine bağımlı hale getirmeyi amaçlıyordu. Oysa her yurttaşın asgari geçim koşullarının ücretsiz olarak ve bir sosyal hak şeklinde sağlanması gerekir. HDP bunu gerçekleştirecektir.
HDP’nin Türkiye halklarına verdiği en önemli mesajlar, ortak vatan ve yeni yaşam temelinde barışın sağlanması, demokratikleşme ve özgürlüklerin genişletilmesidir. HDP çoğulcu, tüm renklerin uyum içinde bir arada yaşamasını savunan bir partidir. Türk, Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Çerkes, Pomak… her milliyetten, Müslüman, Hristiyan, Ezidi, Alevi… her inançtan insan, KHK’yla ihraç edilen akademisyenler, sosyalistler, feministler, aydınlar… HDP listelerinde yerini aldı. HDP tüm Türkiye’yi kapsayan bir parti olduğunu bu şekilde de gösterdi.
Seçim bölgenizde (Hatay) halkın yaşadığı en önemli sorunlar ve çözüm önerileriniz neler?
Hatay aslında ekonomik olarak onyıllardır Ortadoğu ülkelerine bağımlıdır. Sanayisi gelişmemiş ve iş olanakları oldukça kısıtlıdır. Halkın büyük bir kısmı yurtdışı işçiliği ile geçinmektedir. Bu durumun kendisi çocuklar ile babaların yıllarca birbirinden uzak kalmasına yol açmış, kadınların sırtına oldukça büyük bir yük bindirmiştir. Ortadoğu’daki savaşla beraber ihracat yapan birçok firma iflasın eşiğine gelmiş, birçok işyeri kepenk kapatmıştır. Ülkenin en hızlı yoksullaşan kentlerinden biridir Hatay. Aynı zamanda Suriye’de süren savaşı en yakından hisseden bir kenttir. Ekonomik ve kültürel projelere ihtiyacı var Hatay’ın. Gençlerimizin büyük bir kısmı üniversite okumasına rağmen işsizdir, ülkenin birçok yerinde olduğu gibi.
İlimizde çalışanlar asgari ücretin çok altında ve sigortasız çalıştırılmaktadır. Suriye’deki emperyalist müdahalenin sonrasında kente gelen mülteciler ucuz iş gücü olarak kullanılmakta ve bu yüzden çok daha yaygın bir işsizlikle yüz yüze bu kent… Öncelikli meselemiz işsizliğe dair projeler üretmek ve emekçilerin haklarını elde etmelerini sağlamak olacaktır.
Bölgenin ekolojik sorunları neler?
İskenderun Payas ve Erzin hattında organize sanayinin filtresiz çalışan fabrikalarının yarattığı hava kirliliği ve termik santraller ciddi bir doğa tahribatı yaratıyor ve insanların hayatları üzerinde tehdit oluşturuyor. Samandağ ilçemizde RES’lerin tarım arazileri ve yaşam alanlarına kurulmuş olması, bölge halkı için önemli bir sorun kaynağıdır. Amanos Dağları’nda taş ocaklarının yarattığı tahribat bir çok canlı çeşidinin yok olmasına sebep oluyor. Asi nehrinin kirliliği ve kötü kokusu yıllardır yönetenlerin çözemediği bir mesele. Son derece zengin bir tarihi mirasa sahip olan ilimizde tarihi eserlerin sermayenin kar hırsı uğruna tahrip edilmesi de bir başka önemli sorunumuz.
HDP bütün bu konularda duyarlılığını bugüne kadar gösterdi. İlimizden Meclis’e göndereceğimiz milletvekilleri ile bu konuları daha etkili biçimde gündeme getireceğiz ve çözüm için çalışacağız.
Başta Arap Aleviler olmak üzere Hatay’da yaşayan etnik ve inançsal toplulukların başlıca sorunları ve HDP’nin çözüm önerileri neler?
Hatay Arap Alevilerin, Ermenilerin, Hristiyanların, Türklerin, Kürtlerin, Çerkeslerin… bir arada yaşadığı bir kent. Ancak Sünni inanç dışında hiçbir inancın ihtiyaçları ve taleplerine dair devlet tek bir adım atmıyor. Arap Aleviler inanç merkezlerini kendi çabaları ile düzenlemeye ve yaşatmaya çalışıyor. Hristiyanların da keza öyle. Oysa doğru olan, devletin bütün inançlara eşit mesafede olması ve ihtiyaçlarını kolektif karşılamasıdır. Ülkenin her yerinde ve Hatay özelinde, bir adaletsiz yaklaşım var bu meseleye dair. HDP olarak özgürlükçü laiklik ve inanç özgürlüğü temelinde tüm inanç topluluklarının haklarını savunuyor ve savunmaya devam edecektir.
Seçim bölgenizde bugüne kadarki çalışmalarınızda seçmen eğilimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlimizde hiç olmadığı kadar HDP’ye bir teveccüh var. Tek adam rejimi ve faşizmin durdurulmasının yolunun HDP’nin barajı aşmasından geçtiği bütün toplum tarafından anlaşılmış durumda. Aslında Cumhur İttifakını da yıkacak temel güç budur. Dolayısıyla toplum bizim çok önümüzde. Bizim dışımızda HDP’nin barajı geçmesi gerektiği yönünde geniş bir çalışma yürüyor. Ayrıca sol alternatif olarak da görülmeye başladık. Bu sevindirici bir gelişme.
Bölgenizde kadınların yaşadığı sorunlar neler? HDP kadınlara yönelik neler yapmayı öngörüyor?
Bölgemizde kadınların yaşadığı sorunlar ülkenin dört bir yanında yaşananlardan farklı değil aslında. Bir farkı var, o da yukarıda belirttiğim gibi, erkeklerin büyük kısmının yurtdışında işçilik yapmasından dolayı evin bütün yükünün ve sorumluluğunun kadınların omuzlarına binmesidir. Son yıllarda kadın cinayetlerinde de ciddi bir artış var. Biz HDP’li kadın adaylar olarak bu kentin bütün kadınları ile birlikte ortak bir mücadele hattı belirleyeceğiz. Kadınların çalışma hayatına katılmasının önünü açacak ücretsiz mahalle kreşleri, yaşlı bakımevleri projelerimiz var. Kadına yönelik şiddet ve cinayetleri takip etmek ve ortak mücadele geliştirmek de öncelikli görevimizdir.
Seçmenlere son olarak neler söylemek istersiniz?
24 Haziran seçimlerinde oy kullanarak faşizme dur demek bizlerin ellerinde. Bu seçimlerde aslında bizler sadece partimize veya kendimize oy istemiyoruz; bu ülkenin geleceğine istiyoruz. Dolayısıyla halk bir karar vermek zorunda. HDP’siz Meclis demek AKP’nin Meclis’te çoğunluğu elde etmesi demek. Bu da ülkenin karanlığa gömülmesi demek. AKP iktidarı her il örgütüne “HDP’yi sandığa gömün” talimatı verdi. Biz de halkımızdan bu seçimlerde halkları birbirine düşmanlaştıran, savaşı körükleyen, bizleri yoksullaştıran bu iktidarı sandığa gömmesini ve ülkeyi aydınlığa çıkaracak gücü muhalefete vermesini talep ediyoruz. Ve inanıyoruz ki kazanacağız!