HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Avrupa Parlamentosu’ndan geçen, müzakerelerin askıya alınması raporuna ilişkin Başbakan Binali Yıldırım’ın cevaplaması istemiyle bir soru önergesi hazırladı. Kerestecioğlu, soru önergesinde “Raporda belirtilen tavsiyeleri dikkate almayı düşünüyor musunuz?” diye sordu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyesi Filiz Kerestecioğlu, Başbakan Binali Yıldırım’a, Avrupa Parlamentosu’ndan 64’e karşı 477 oyla geçen ‘müzakerelerin askıya alınması’ kararına ilişkin bir soru önergesi yöneltti.
Avrupa Parlamentosu’nun tarihinde ilk kez bir ülke ile genişleme müzakerelerini dondurma çağrısı yaptığı belirtilen raporda, AP Türkiye Raportörlüğü tarafından çok sayıda gazetecinin, akademisyenin resmi görevlinin, yargıçların, avukatların, seçilmişlerin, insan hakları savunucularının, vs. çeşitli mesleklerden insanların halen süresi ve hukuki zemini belirlenmemiş OHAL Kararnameleri ile görevlerinden alındıklarına vurgu yapıldığı belirtilirken, KHK’lar ile parlamentonun etkisinin azalttığı tespitine yer verildiği kaydedildi.
Hükümetin HDP’ye yönelik tutumunun da eleştirildiği belirtilen önergede, HDP milletvekillerinin tutuklanmasının parlamentonun imajını zedelediğinin vurgulandığının altı çizildi.
Soru önergesinde yer alan değerlendirmeler ve Binali Yıldırım’ın cevaplaması istenen sorular şöyle:
Avrupa Parlamentosu, 16 Nisan Anayasa değişikliği paketinin kuvvetler ayrılığına ve Kopenhag kriterlerine uyumlu olmaması gerekçeli kararıyla ve AGİT/ODIHR’in 17 Nisan’da yaptığı Referandumun meşruluğuna dair şaibelerin olduğunu içeren raporuna da dayanarak, Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin “askıya alınmasını” içeren Raporu 64'e karşı 477 oyla kabul etmiştir. Avrupa Parlamentosu tarihinde ilk kez bir ülke ile genişleme müzakerelerini dondurma çağrısı yapmıştır. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörlüğü tarafından hazırlanan Raporda çok sayıda gazetecinin, akademisyenin, resmi görevlinin, yargıçların, avukatların, seçilmişlerin, insan hakları savunucularının, vs. çeşitli mesleklerden insanların halen süresi ve hukuki zemini belirlenmemiş OHAL Kararnameleri ile görevlerinden alındıklarına vurgu yapılmakta ve KHK’lar ile parlamentonun etkisinin azaltıldığı belirtilmektedir. Hükümetin Partimize yönelik tutumunu da eleştiren Raporda Halkların Demokratik Partisi Milletvekillerinin tutuklanmasının parlamentonun imajını zedelediği vurgulanmaktadır. Ayrıca Raporda Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün ciddi bir gerilemeye sürüklendiği, Kürtçe yayınlar dahil olmak üzere çok sayıda basın kuruluşunun kapatıldığı, 150’den fazla gazetecinin hapiste bulunduğu, Wikipedia gibi web tabanlı yayın organlarına erişimin engellendiği ve buna benzer uygulamalar neticesinde Türkiye’nin 180 ülke arasında basın özgürlüğü konusunda 155. sıraya gerilediği hatırlatılmaktadır. LGBTİ bireylerinin karşılaştığı sorunlara da dikkat çeken Raporda; İstanbul ile Ankara’da gerçekleştirilmesi planlanan onur yürüyüşlerinin yasaklanması eleştirilmektedir. Türkiye 2014’te İstanbul’da imzalanan İstanbul Konvansiyonu’na uymaya çağrılmaktadır. Kopenhag Kriterleri çerçevesinde azınlık haklarının, azınlıkların anadilde eğitim haklarının AKPM’nin de öngördüğü biçimde sağlanması talep edilmektedir.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörlüğünün hazırladığı ve Avrupa Parlamentosu’nda oy çokluğuyla müzakerelerin askıya alınması kararı Ekim 2005'te kabul edilen "Türkiye İçin Müzakere Çerçeve Belgesi"ne dayandırılmaktadır. Bu belgede "Türkiye'de, Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin ciddi ve sürekli olarak ihlal edilmesi durumunda, Komisyon kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye eder" ifadeleri yer almaktadır. Avrupa Parlamentosu’ndan geçen müzakerelerin askıya alınması Raporunun Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmesi durumunda Türkiye’nin Avrupa ile olan ilişkileri uzun vadeli bir şekilde askıya alınmış olacaktır.
Bu bağlamda;
- Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasına neden olan Raporun gerekçesi olan Anayasa değişiklik paketinin Kopenhag kriterlerine uyumlu olmaması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Anayasa değişikliği paketinin Avrupa parlamentosu tarafından talep edilen şekilde hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklerle ilgili Avrupa değerlerine uygun hale getirilmesini sağlamak için adım atacak mısınız?
- Avrupa Komisyonu 2017 yılında hazırlanması gereken Türkiye İlerleme Raporu’nu 2018’e ertelediğini açıklamıştır. Bu da Türkiye’nin insan hakları ve hukuk alanlarında gelişmeler yapması için Türkiye’ye zaman kazandırmıştır. Müzakerelerin yeniden başlaması ve Avrupa ile ilişkilerin düzelmesi için insan hakları ve hukuk alanlarında düzenlemeler yapmayı düşünüyor musunuz?
- Avrupa Parlamentosunun hazırladığı rapor uyarınca katılım müzakerelerinin askıya alınmaması için Raporda belirtilen tavsiyeleri dikkate almayı düşünüyor musunuz?
- Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmaları Raporun tavsiye ettiği hukuk alanının düzelmesine vesile olacaktır. Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmaları için bir girişimde bulunacak mısınız?
- Türkiye’nin ifade ve basın özgürlüğü dünya sıralamasında 180 ülkeden 155.sıraya gerilemesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmaları için bir girişimde bulunacak mısınız?
- AKP seçimleri kazandığı 2002 yılının hemen ertesinde Avrupa Birliğine katılım yanlısı bir politika izlemiş, katılım sürecini Türkiye’de ordunun yönetim üzerindeki etkisini azaltmak için kullanmış ve MGK hakkında kanunda AB müktesebatına uygun kritik değişiklikler yapılmıştır. Süreç içerisinde, partinizin gücünü konsolide etmesiyle AB yanlısı politikalar terk mi edilmiştir? AB katılım süreci reformları partinizin kurulduğu dönemde stratejik olarak mı kullanılmıştır, yoksa Avrupa Birliği’nin insan hakları, özgürlükler ve sivil demokrasiye ilişkin değerleri çıkar ilişkilerinden bağımsız biçimde hükümetiniz tarafından halen desteklenmekte midir?