Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri ile Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken, vicdani ret hakkının tanınmasına ilişkin kanun teklifi sundu.
Teklifin gerekçesinde, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına göre vicdani ret hakkı, askerlik hizmeti ile bağdaşmayan savaş karşıtı bir inanca mensup olan kişilerin inanç özgürlüğünü korumak amacıyla, askeri hizmet yükümlülüğüne getirilen bir muafiyettir” denildi. Türkiye’nin Avrupa Konseyi devletleri arasında vicdani ret hakkını tanımayan tek ülke olduğu hatırlatıldı.
‘Vicdani reddin barışa katkısı vardır’
Gerekçede, Türkiye’de başbakan, bakan, bürokrat ya da yakınlarının aldıkları raporlar ile askerlik görevini yerine getirmediklerine ya da tatil beldelerinde, oldukça rahat koşullarda, hiçbir risk ve sorumluluk altına girmeden askerliklerini tamamladıklarına vurgu yapıldı. AKP iktidarı döneminde başvurulan bedelli askerlik uygulamasından ise yine başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocukları olmak üzere siyasilerin, bürokratların ve zengin aile çocuklarının faydalandığı, yoksul halk kesiminin ise zorla silah altına alındığı belirtildi.
Zorla savaşa gönderilen gençlerin uğradığı eşitsizlik ve ayrıcalıkların vicdani ret hakkının yasalaşması ile engellenebileceğine dikkat çekildi. Vicdani reddin insan hakları ve barışa katkısının olduğuna dikkat çekilirken, Türkiye’nin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası örgütlerin vicdani reddi hak olarak gördüğü hatırlatıldı.
‘Zorunlu askerlik anayasal gereklilik değildir’
Buldan ve Baluken, zorunlu askerliğin anayasal bir gereklilik olmadığını, Anayasa’nın 72. maddesinin zorunlu kıldığı tek kategorinin “vatan hizmeti” olduğunu hatırlattı. Vatan hizmetinin yerine getirilmesinin biçimlerini “silahlı kuvvetlerde ya da kamu kesiminde yerine getirme veya getirilmiş sayılma” olarak ifade edildiğini belirtti.
Gerekçede, “Askerliğin zorunluluğu 1111 sayılı Askerlik Yasası’nın 1. maddesinden kaynaklanmaktadır. Askeri Ceza Yasası’nın 45. maddesi de kişilerin dini ya da vicdani nedenlerle askerlikten kaçınamayacaklarını, verilecek bir cezanın bu nedenle ortadan kalkmayacağını düzenlemektedir” denildi.
Sunulan kanun teklifi ve değişiklikler
HDP, 1111 Sayılı Askerlik Kanunun 1. maddesine; “Vicdani ret hakkının sınırlandırılamayacağını ve açıklayanların ayrımcılığa maruz kalmayacağı, vicdani ret açıklayanların askerlik süresi boyunca ‘Kamu hizmeti’ yapabilir. Kamu hizmetini de kabul etmeyen total retçiler hakkında sivil toplum kuruluşları ile bağımsız kurullar tarafından incelenir. Vicdani ret hakkından muvazzaflık hizmetini sürdürmekte olan er, erbaş, yedek subay, astsubay, subay ve yedekler de yararlanır. Askerlik çağı gelmiş herkese yazılı, sözlü ve görsel araçlarla bilgilendirme yapılır” hükmünün eklenmesini istedi.
Buldan ve Baluken, kanunun yürürlüğe girmesiyle beraber şu değişikliklerin yapılması gerektiğini sundu: “22.05.1930 tarih ve 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 45. ve 58. maddeleri ile 26.09.2004 tarih ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 318. maddeleri ortadan kalkar. Vicdani retçi olduğunu açıklayanlar için açılmış bulunan Askeri Ceza Kanunu’nun 58., 63., 66., 87. ve 88. maddelerine ya da Türk Ceza Kanunu’nun 318. maddesine göre açılmış ceza davaları bütün sonuçlan ile birlikte ortadan kalkması gerekir. Yasanın yürürlük tarihinden önce vicdani reddini açıklamış, bu açıklamaları ve sonucundaki eylemleri nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülenler ile mahkûmiyet karan verilenler; hayatlarını derinden etkileyen uygulamalara maruz kaldıklarından kanunun bazı yükümlülüklerinden muaf tutulur.”