Kongrenin gerçekleşeceği son hafta AKP-MHP iktidarının dilinin en sivri hallerinden birinin yaşandığını ifade eden Birol, “Hem Erdoğan hem de Soylu’yla ilgili söylemlere kuşkusuz bir cevap olma isteği olmuş olabilir ama HDP kitlesinin politik bilincinin yüksek olduğu, partisini sahiplenme ve onu iradesi olarak görme yaklaşımına sahip bulunduğu herkesin unutmaması gereken bir gerçekliktir.” dedi.
İlmek ilmek örülen bir kongre olduğunu söyleyen Encü, “Halkın coşkuyu yaşaması ve yansıtması çok kıymetliydi. Hem kitlesel hem de çok dirençli bir kitle vardı. Herkes o kongrede siyasal bir mesaj vermeye çalıştı” ifadesinde bulundu.
Kongreden sonra, kongreye yönelik soruşturmalar açılmasını sıradan bulduğunu belirten Birol, “Kongrenin yarattığı etkinin kırılması için, kongrenin kendisinin bir kriminal vaka olarak lanse edilmesi için devletin rutini haline gelmiş bir işlem yaptılar. Devlet, haksız ve hukuksuz olan rutinlerini yaptı.
Arkasındaki amacın ne olduğu herkes tarafından biliniyor. Bu kadar deşifre olmuş bir amaç için aynı yol ve yöntemlerle farklı sonuç elde edeceklerini varsayıyor olmaları, üzerine düşünüp sonuç çıkarmaları gereken bir durumdur” dedi.
“İktidarın, komplo ve iftira üzerine kurulmuş mekanizmaları var”
Birol’a katıldığını ifade eden Encü, suç duyurusunun kongredeki coşkuya yönelik şok halinin bir yansıması olduğunu söyledi. “Bu halk politik bir halktır dolayısıyla ne olup ne bittiğini bilen bir gerçekliğimiz var” diyen Encü, “Çok iyi işlerin olduğu, çok iyi mesajların verildiği yerlerde faşizmin kendisini kurumsallaştırdığı bir dönemde saldırının olacağını bu halk biliyor” şeklinde konuştu.
İktidara yakın olan medya kanallarını kendisini hedef göstermesine şaşırmadığını aktaran Encü, iktidarın, komplo ve iftira üzerine kurulmuş mekanizmaları olduğunu ve sürekli bu mekanizmayı devreye soktuklarını ifade etti.
İktidara yakın medya kanalları tarafından hedef gösterilen Encü, “Sadece ben Ferhat Encü, hedef değilim. Benim toprağım, dilim, kültürüm bulunduğum siyasal perspektif, konum da hedeftedir. Dolayısıyla bu saldırıyı önemsemiyorum. Ben kendimi bildim bileli, yani bu politik hatta siyaset yürüttüğüm günden beri bu anlayışın hedefine maruz kalmış bir insanım” ifadesinde bulundu.
“Çanların çaldığı bir döneme yaklaştık”
HDP İstanbul İl Eş Başkanları olarak, HDP’de belirlenmiş yol haritasının İstanbul’a düşen kısmını gerçekleştirmekle yükümlü olacaklarını söyleyen Birol, “Bütün demokrasi güçlerinin değişim dönüşüm arzusunun, birleşik bir kuvvet ve güçle hem sokağa hem de sandığa yansıdığı, çanların çaldığı döneme yakınlaştığımızı gösteren bu süreci büyütmek için sistemin kalbi halinde bulunan İstanbul’da olacağız” dedi.
“Seçime hazırlanacağız”
Birol, “Bu toplam iradenin, sistemin değişmesi gerektiği söylemi ve eylemi giderek belirgin hala gelen bu tarihsel anda değiştirici güç haline gelmesi için adımlarını hızlandırmasını sağlayacağız. Bunun için gerekli ittifakları, yan yana gelişleri, güç birlikteliklerini kurarak bunları İstanbul coğrafyasında etkin kılacağız. Bütün ilçe örgütlerimizle buna hazır hale geleceğiz ve tabi ki seçime hazırlanacağız. Sandığın, özgür ve sonuçlarına güvenilir bir süreç olarak işleyebilmesi için gereken bütün seçim ağlarını hızlıca gerçekleştireceğiz” dedi.
Birol, “HDP Türkiye’de ki bütün değişim sadece bizden geçecek diyen bir siyasi yaklaşımın aktörü değil, böyle bir fikre de sahip değil” diyerek “Toplum değişecek, dönüşecekse, yeniden kurulacaksa biz yetmeyiz. Biz önemli bir parçası olacağız fakat sadece bizden ibaret olmayacak. Sistem dışına itilen, emekleri sömürülen, varlıkları yok sayılan, inançları yok sayılan ya da iktidar tarafından biçimlendirilmeye çalışılan, cinsiyet kimlikleri görmezden gelinerek yok sayılan ve bir şiddet konusu yapılan, gençlikleri tehlikeli olarak görülen ve onların sessiz biatçı olarak yetişmesini kendilerinin etrafı dışında hiçbir yere varlık göstermesinler istenilen iktidar zihniyet ve yaklaşımları karşısında bütün bunları birlikte değiştireceğiz” şeklinde konuştu.
Encü, “Toplumun değişim ve dönüşüm talebine öncülük, ve AKP-MHP’nin yaratmış olduğu zihniyeti siyasi tarihin çöplüğüne göndereceğiz” dedi.