7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım erken seçimlerinde de kilit parti konumundaki HDP’nin milletvekili aday listesinde yer alan Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük, Kürtlerin Gezi sürecine destek vermediği yönündeki eleştirilere tepik göstererek, “Kürtler de tüm toplumsal kesimler de oradaydı. Zaten Kürt isyanı ile Haziran isyanı ayrıştırılamaz. Bunu ayrıştırarak, Gezi sürecinde Kürtlere yönelik yapılan empatinin önüne geçilmek isteniyor” dedi.
1 Kasım erken seçimlerine yönelik siyasi partiler aday listelerini açıklarken, bu seçimin de kilit partisi konumunda olan HDP bütün saldırılara rağmen toplumun değişik kesimlerinin desteğini alıyor. Toplumsal kesimleri temsil eden bir liste oluşturan HDP, aynı zamanda kadın adaylar konusunda diğer partilere fark atıyor.
Özellikle Kürtlere yönelik ırkçı saldırıların geliştirildiği dönemde listesini oluşturan HDP’nin listesinde dikkat çeken isimlerden biri de, Gezi direnişi sürecinde polis kurşunu ile katledilen Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük oldu. HDP Ankara 2. Bölge 1. Sıra milletvekili adayı olan Sarısülük, aslen Çorumlu Türkmen bir aileden geliyor. Eşi Erzincanlı Kürt olan, kız kardeşi Urfa’ya gelin giden ağabeyinin eşi Karadenizli olan Sarısülük, kendi deyimiyle kendilerini “enternasyonalist” bir aile olarak tanımlıyor.
HDP’de aday olmasına yönelik sorulan soruları, “Ben zaten HDP’liyim ve Gezi isyanında da HDP’li olarak yer aldık” sözleriyle cevap veren Sarısülük, adaylığına ilişkin DİHA’ya konuştu.
‘Bütün ezilenlerin sesi olmak için mücadele ettik’
Uzun yıllardır politik bir mücadele içinde olduklarını ve siyasete yabancı olmadıklarını belirten Sarısülük, “Gezi direnişi, haziran sürecinde Ethem’i kaybettikten sonra aile olarak, bunun toplumsal, siyasal ve duygusal sorumluluğunun farkındaydık. Bu sadece bize ait olan acı ve durum değildi. Bu anlamıyla da tüm bu topraklarda yaşayan ezilenlerin yoksulların, devlet terörün maruz kalan insanların sesi olma noktasında da bu sorumluluğu yerine getirmek için mücadele etmeye çalıştık” dedi.
‘Ankara’da yaşayan bir Türk olarak sessiz kalamazdık’
Aday olmasının sürpriz olmadığının altını çizen Sarısülük, HDP çatısı altında zaten geçmişten beri mücadele yürüttüklerini, partinin kolektif bir şekilde tartışarak kendisini aday gösterdiğini ve bunun da kendisi için onur olduğunu söyledi. Sarısülük, Geziden beri yürüttükleri toplumsal ve siyasal mücadeleyi HDP ile birlikte ileriye götürmenin kendisi için bir görev olduğuna dikkat çekti. HDP’ye yönelik ırkçı saldırılara da tepki gösteren Sarısülük, “Adaylığım sadece bir dayanışma değil, aynı zamanda HDP’li kimliğimle bu saldırılara karşı durmaktır. Ankara’da bir yaşayan Türk olarak, buna karşı olmamak gibi bir durumumuz olamaz. Tüm Türkiye halklarına yönelik son süreçte geliştirilen ırkçı, faşist saldırılara karşı biz bu ülkenin, gerçekten insanların kardeşçe; barış içinde özgürlük ve demokrasiyi damıtarak soluyabilecekleri bir toplum bir toplum için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
‘Ayrı zeminde duran insanlar değiliz’
“Kürt halkına yönelik saldırılar aile olarak bizi ciddi şekilde rahatsız etti” diyen Sarısülük, “Cizre kuşatmasında devletin ne kadar vahşi, AKP hükümetinin ne kadar saldırgan olduğu bir kez daha bizim gözümüzde tescillendi. Bu onurlu mücadelede bizim bir katkımız desteğimiz olursa ne mutlu bize. Dediğimiz gibi bizler, ayrı bir zemin de duran insanlar değiliz” şeklinde konuştu. Gezi sürecinin ta başından beri Kürtlerin “direnişte yer almadığı” yönünde bilinçli bir algı yaratılmaya çalışıldığını hatırlatan Sarısülük, “Bu doğru değil, başından beri bütün bu coğrafyada yaşayan bütün ezilenler, bütün halklar o alanlardaydı. Önemli olan o dokuyu güçlendirmektir” ifadelerini kullandı. Sarısülük, Gezi ailelerine sahip çıkılmadığı yönündeki yaklaşımların da doğru olmadığını belirterek, “O süreçten beri, gerek hukuksal, gerek toplumsal mücadelemizde HDP’lilerle hep omuz omuzaydık” dedi.
‘Sosyal Şoven anlayışın eseri’
HDP’ye karşı yaratılan bu algının sosyal-şoven anlayışların tezahürü olduğunu söyleyen Sarısülük, HDP’nin yürüttüğü başarılı politikaların engellenmek istendiğini söyledi. Sarısülük, “7 Haziran’da gördük ki Laz’ı, Çerkez’i, Kürt’ü, Türk’ü, Alevi’si, Sünni’si; HDP’yi laik olduğu yere getirmek için gereken desteği verdiler. Ayrımcı politikalar AKP tarafından uygulansa da, halklardan HDP’ye yönelik destek var” dedi.
Bütün mağdurların sesi olacağız
Siyasete girmesinin nedenin sadece yaşadıkları mağduriyet olmadığını, HDP politikalarının hayat bulması ve yaygınlaştırılması amacı taşıdığının altını çizen Sarısülük, “Esas olan şey bugün yapılan topyekun saldırılara karşı topyekun göğüs germektir. Parlamentoda demokratik siyaset kanallar açıldığında, tabii ki gezi sürecinde mağdur olan bütün insanların mücadelesinde, gezinin mücadelesini taşımak benim için onur ve görevdir. Fakat sadece bununla sınırlandırmıyorum. Çünkü Gezi’den sonra bu topraklarda yüzlerce insan katledildi. Bunlar için etkin bir mücadele yürüteceğim” hatırlatmasında bulundu.
Ortak mücadele esastır
“Çocuklarımızı kaybettik, bir çok insan yaralandı, onlarca insan gözünü kaybetti, vahşi bir polis terörü vardı, ama bu sadece Gezi ve Haziran isyanı sürecinde yaşanan bir şey değildi” diyen Sarısülük, öncesinde de bu yaklaşımların devam ettiğini söyledi. Sarısülük, “Bu tarihsel bir süreçtir, toplumsal mücadele böyle bir şeydir. Gericiliğe ve egemenliğe karşı yürütülen özgürlük mücadelesinde ortak mücadele esastır” dedi.
‘Haziran isyanı ile Kürt isyanı ayrıştırılamaz’
Haziran isyanı ile Kürt isyanın ayrıştırılamayacağını dile getiren Sarısülük, “Bunu birçok politik grup ayrıştırmak istiyor. Ama bunlar birbirinden ayrı değildir, iç içe geçmiş bir durumdur. Bizim bu köprüleri güçlendirmek gibi temel bir görevimiz var. Kürtlere yapılan vahşi saldırıları kendimize yönelik yapılmış saldırılar görmezsek… Gezi sürecinde Türkiye’nin batısında devlet şiddetini gören kitleler empati oluşturması açısından kıymetliydi. Kendine insanım diyen herkesin karşı olması gereken şey, Kürtlere karşı geliştirilen saldırılardır. Buna karşı ses çıkarmamak insanlık suçudur” dedi.
Gezi’de ortaya çıkan empatiyi dağıtmaya çalışıyorlar
Gezi sürecinde doğrudan devletin şiddetine maruz kalan kesimlerin Kürtlere yönelik saldırıları bugün görmemesini de eleştiren Sarısülük, bunun birçok nedeni olduğunu belirterek, “HDP’nin Erdoğan’ın başkanlık sultasına dur demesi, Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin bir araya gelmesine karşı, iktidarlarını korumak için yoğun bir saldırıya başladılar. Bugünkü çok bilinçli olarak yaratılan milliyetçi, ırkçı faşist dalga, Gezi’de ortaya çıkan empatiyi parçalamak için devreye konuldu” şeklinde konuştu. Her şeye rağmen, “toplumun vicdanına güvendiğini” dile getiren Sarısülük, halklar arasındaki dayanışma ruhunu parçalamaya karşı bu politikanın tutmayacağını söyledi.
Sarısülük, yaşanan ölümlerin, çatışmaların gerekçesinin Erdoğan’ın başkanlık hevesi olduğunu ve insanların bunu anlayabildiğinin altını çizerek, HDP’ye verilen desteğin bu yüzden devam ettiğini ve bunun araştırma sonuçlarına da yansıdığını dile getirdi.
Ezilenin yanında olmak gerekir
Sarısülük, kendisine insanım diyen, özgürlük demokrasi değerlerine, ortak değerlerine inanan insanların, AKP’nin ve devletin Kürtlere yönelik topyekun saldırılarına karşı, “koşulsuz şartsız Kürtlerin yanında yer alması” gerektiğini söyledi. “Çünkü bu bir insani görevdir” şeklinde konuşan ve “Olması gereken ezilen insanların yanında yer almak ve onların mücadelesine katkı sunmaktır” diyen Sarısülük, “Sanki bu savaşı Kürtler başlatmış gibi. Hayır Kürt halkı bu savaşı çıkarmadı, Kürtler bu saldırılarda öldürülen, katledilen bir taraftır. Bizim de felsefemiz ve inancımız nerede ne şekilde bir insan varsa, ona sahip çıkmaktır” dedi.
Ortak olan mücadeleyi büyütmek ve ileri taşımak gerekir
Mücadelenin de ortak olduğuna işaret eden Sarısülük, “Olması gereken HDP çatısı altında bu mücadeleyi büyütmek ve ileri taşımaktır” olduğunu belirterek, Gezi direnişi döneminde Kürdistan’dan ses gelmediği yönündeki eleştirilerin de yerinde olmadığını ifade etti.
Sarısülük, adaylığına ilişkin de son derece olumlu tepkiler aldığını belirterek, yüzde 90 kendisine destek verildiğini “anlamlı paylaşımlar” yapıldığını belirterek, buna rağmen çok düşük de olsa, şoven kesimlerin tehditlerinin de olduğunu söyledi. “Ama biz doğru bildiğimiz yoldan, insanlığımızdan vazgeçecek değiliz” diyen Sarısülük, zaten yüzde 100 destek beklemediğini söyledi.
1 Kasım’da okkalı bir ‘Osmanlı tokadı’ yiyecekler
HDP’nin bugünkü üzerine kurulmuş olduğu değerlerin aslında halkların ortak değeri olduğunu ifade eden Sarısülük, “Bu coğrafyada öteden beri gelen değerlerin damıtılması sonucu ortaya çıkan bir değerdir. Bizim de bunu savunup desteklememiz de abes bir durum değildir” ifadesini kullandı. Sarısülük, son olarak “Bütün ezilenlerin ve yoksulların olması gereken yer HDP çatısıdır. Bu mücadele bu şekilde anlamlıdır. Türkiye halkları 7 Haziran’da bir tokat attı. Bugün de neo-Osmancılığı savunan AKP’ye onların deyimiyle okkalı bir ‘Osmanlı tokadı’ atacağından hiç şüphemiz yok” diye konuştu. (Kaynak: http://www.diclehaber.com/tr)