HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, partilerine yönelik baskıları, seçim sürecini ve AKP’nin Suriye politikalarını değerlendirdi. AKP’nin iç politikayı dizayn etmek için Kuzey Suriye’ye operasyon yapmayı planladığını dile getiren Hatimoğulları, iktidarın faşizmi derinleştirmek için savaş ve şiddete ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, partilerine yönelik baskıları, seçim sürecini ve AKP’nin Suriye politikalarını değerlendirdi. AKP’nin seçim öncesi muhalif kesimlere her dönem olduğu gibi bir kez daha “seçim kazanma operasyonu” yaptığını söyleyen Hatimoğulları, “Adana’da arkadaşlarımızı gözaltına almaya gelen polisler, ev aramasında direk; ‘sizin Seyhan Belediyesi Başkan adayınız kim? Kimi destekliyorsunuz?’ diye sormuşlar. Baskın esnasında sorulmuş bu sorular. Bu bize çok iyi gösteriyor ki; Cumhur İttifakı Türkiye’nin birçok yerinde kaybedeceğini hissetmiş durumda. Şu mesajı da paylaşmak isterim” dedi.
HDP ve demokrasi güçlerinin her türlü saldırı karşısında dik duracağını vurgulayan Hatimoğulları, “Cumhur ittifakı bu ülkenin barışı, kardeşliği, eşitliği ve demokrasisi karşısında yenilecektir. Bizim direnişimiz devam edecektir. Bu süreci salt bir seçim olarak değerlendirmiyoruz. Biz seçimleri bir mücadele alanı olarak görüyoruz. Biz bu mücadelemizi en iyi şekilde ve sonuç alacak bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
‘Hukuk partiye göre işletiliyor’
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ve açlık grevinin 60’ıncı gününe giren HDP Milletvekili Leyla Güven’in durumunu kıyaslayan Hattimoğulları, "Burada ötekinin ötekisi muamelesini gören bir HDP var. Fakat HDP ötekisinin ötekisi muamelesini görmesine rağmen biz hukuk devletini savunmaktan hiçbir zaman vazgeçmedik. İki milletvekilinin hukuki durumu aynı olmasına rağmen işte birini dışarıya çıkarıyor diğerinin ise tutuklu kalmasını sağlıyor. Bu çifte standardı, hukuku partiye ve ideolojiye göre kullandığını açık bir şekilde ifade etmekten hiçbir şekilde geri adım atmayacağız” ifadesinde bulundu.
‘Güven'in talepleri karşılansın’
Güven’in mücadelesini selamladığını belirten Hatimoğulları, “Leyla Güven haklıdır. Tecrit kalkmalıdır, diyoruz. Leyla Güven arkadaşımız bir milletvekili olarak bedenini açlığa yatırıyor. Meclis’in bir milletvekili olarak arkadaşımızın yeri cezaevi değil, Meclis’tir. Leyla Güven'in talepleri karşılanabilecek taleplerdir. Bir an önce talepleri kabul edilsin” dedi.
‘Erdoğan algı yönetiyor’
Erdoğan’ın aday tanıtım toplantısında sarf ettiği, “Hep söylediğim gibi milletimiz bize oy vermeye mecbur ve mahkum değildir. Tam tersine biz her yaştan, her kesimden insanla kurduğumuz gönül bağıyla, projelerimizle, yaptığımız hizmetlerle, duruşumuzla bu oyu hak etmeye mecburuz” sözlerine değinen Hatimoğulları, “Mevcut iktidar bir güç zehirlenmesi yaşıyor. Yaşanan bu güç zehirlenmesi karşısında Erdoğan, ‘mecbur değilsiniz’ sözü ile ‘siz bize mecbursunuz. AKP iktidarı olmazsa ülkede bir rahatlık olamaz. Gelen bu ülkeyi yönetemez’ demeye çalışıyor. Bu yanlış bir algıdır. Bu algı yönetmektedir. Biz asla ve asla bu algıya katılmıyoruz. Çünkü bu ülke son zamanlarda yaşayabileceği en kötü dönemleri yaşıyor. Bu ülkenin vatandaşlarının huzura ve rahatlığa ihtiyacı var. Nefes almaya ihtiyacı var” diye konuştu.
Seçim malzemesi savaş
AKP’nin iç politikayı dizayn etmek için Kuzey Suriye'ye operasyon yapmayı planladığını dile getiren Hatimoğulları, iktidarın faşizmi derinleştirmek için savaş ve şiddete ihtiyaç duyduğunu söyledi. AKP’nin Kuzey Suriye'ye operasyon meselesinin bir seçim malzemesi olarak kullanmak istediğinin altını çizen Hatimoğulları, “Mesele yerel seçimler meselesidir. Yine her seçim öncesi nasıl gözaltılar, operasyonlar ve şiddet bizlere da yapılıyorsa aynı şekilde sınır ötesi operasyonlar da bizlere dayatılıyor. Afrin Harekatı ondan önce düzenlenen sınır ötesi harekâtlar da. Bütün bunların aslında yine seçim arifesinde yine kendi tabanlarını konsolide etmek ve tutmak bağlamında bu operasyonları gerçekleştirmek istediklerini biliyoruz” diye belirtti.
Türkiye’nin bu sınırla ilgili bir güvenlik sorunu yaşamadığına vurgu yapan Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Her ülkede çeşitli şekillerde kendi sınırlarını koruyacaktır. Hiçbir ülke başka bir ülkenin sınırlarına saldırma gibi bir hakkı yoktur. Suriye hükümetinin de böyle bir talebi de yok. Suriye hükümeti de Türkiye durup dururken çağırmıyor. Ama neden Türkiye bu ülkeye asker göndersin. Ve şunu ifade etmek isterim. Sınırın ötesinde ve berisinde de savaşanlar bu ülkenin yoksul halklarının çocuklarıdır. Bugün bu savaşlara karar verenlerin çocukları gidip askerlikte yapmıyor. Biz hiçbir gencin ölmesini istemiyoruz Bu politikadan da derhal vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün Suriye'de özellikle yeni dönemde bir anayasa yazma çalışmaları başlamış durumda. Bu ülke kendi anayasasını yazarken oradaki halkların iradesini yansıtan bir anayasa tabii ki hepimizin canı gönülden isteyeceği ve destekleyici bir şeydir. Bizler kendi siyasal programımız itibariyle de halkların kendi kaderini tayin etme hakkına olduğuna dair önemli vurgularımız var.” Ülke ekonomisinin olası operasyonla daha da kötüye gideceğini dile getiren Hatimoğulları, şunları söyledi: “Savaş ve şiddetin hiç kimseye hiçbir yarar getirmeyeceği kanaatindeyiz. Bakın bugün Suriye'de yaşanan savaşın ağır bedellerini Suriye halkıyla birlikte Türkiye halkları da ödemektedir. Bugün milyonlarca Suriyeli eğer Türkiye'de bir ekmek ve yaşam kavgası içinde ise Türkiye'de yaşayan tüm insanlarında problemidir. Dolayısıyla sınır ötesi yapılacak bir operasyonun bize hiç bir anlamda ne maddi ne manevi ne de siyasal hiç bir katkı sağlamayacağı tam tersi ülkeyi daha da uçurumun kenarına sürükleyeceği kanaatindeyiz. O nedenle biz bu operasyonu kararının bir an önce sadece ertelenmesini değil doğrudan ortadan kaldırılmasını istiyoruz."
(Mezopotamya Ajansı)