Barınma Hakkı Platformu, depremlerin ardından iktidarın uygulamaya koyduğu rezerv alan yasasına tepki göstererek, “Kentin üstüne kâbus gibi çöken rezerv alan yasasının işleyişi yetkililerin dudakları arasında, dolayısıyla sürekli değişmekte. Çelişkilerle dolu açıklamaları kabul etmiyoruz” dedi.
İktidar, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Hatay’da rezerv alan uygulaması başlattı. Deprem sonrası binaların yeniden inşası ve kentsel dönüşüm süreçlerinde önemli bir yer tutan rezerv alan uygulaması, yerel halk tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Depremlerin ardından barınma başta olmak üzere beslenme, sağlık ve birçok temel haktan yeteri kadar yararlanamayan Hatay halkı, rezerv alan uygulamasına ilişkin basın açıklaması düzenledi.
Barınma Hakkı Platformu çatısı altında bir araya gelen halk, rezerv alan uygulamasına tepki göstererek barınmayla ilgili sorunların çözümü için 3 Ağustos’ta Doğuş Okulları önünde toplanma çağrısı yaptı.
Rezerv alan yasasıyla ilgili yetkililerin açıklamalarının çelişkili olduğunu ifade eden platform üyeleri, “Kentin üstüne kâbus gibi çöken rezerv alan yasasının işleyişi yetkililerin dudakları arasında, dolayısıyla sürekli değişmekte. Çelişkilerle dolu açıklamaları kabul etmiyoruz. Bütün bu yaşananların altında anayasal hakkımız olan barınma hakkının sağlanmamış olması yatıyor” ifadelerini kullandı.
Barınma Hakkı Platformu tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“18. aydayız. Bir buçuk sene geçti depremin üzerinden. Hatay halkı olarak bizler bir buçuk senedir işsiz, kentsiz ve evsiziz. Uzun bir süre moloz yığını halinde bekleyen evlerimizin yeri koskoca bir boşluk şimdi, kent koskoca bir düzlük. Gözlerimize, bakışımıza büyük gelen bu yok oluşu türlü belirsizlikleriyle derinleştiren, bizleri çaresizliğe iten bir iktidar var üstelik karşımızda. Yaşadığımız felaketin ilk günlerinde çığlıklarımıza sağır, acımıza kör olan iktidar şimdi de riskli alan yasasıyla kentimizin kalbini, rezerv alan yasasıyla mahallemizin, sokağımızın kalbini avuçlarında tutmaya, söküp almaya çalışıyor.
18 aydır çadırlarda ve konteynerlerde sürdürmeye çalıştığımız yaşam türlü sorunla sınanıyor. Ekonomik krizi bu denli derin yaşarken zaten yetersiz olan kira desteğimiz kesiliyor. Kira desteği uygun koşullar sağlanana kadar sürdürülmeli, hatta arttırılmalıdır.
“Konutlarımız güvenli bir şekilde inşa edilmeli”
Kalıcı konutların inşasına dair kaygılarımız son süreçte Samandağ’da yaşanan intihar girişimlerinin ardından daha da arttı. Yetkililerin bugüne kadar yürüttüğü yanlış imar politikaları evlerimizin bizlere birer mezar olmasına sebep olmuşken bu kaygıyı yeniden yaşamak istemiyoruz! Konutlarımız güvenli bir şekilde inşa edilmelidir.
Anahtar teslimi yapılmış olsa dahi hiçbir TOKİ’nin yaşama elverişli olmadığı, alt yapı ve üst yapı ihtiyaçlarının tamamlanmamış olduğu malum. Konutlara sahip olmak için ne kadar borçlandırılacağımız dâhi belli değil. Konutların alt yapı ve üst yapı sorunları acilen çözülmeli; kalıcı konutlar bedelsiz ve hazır bir şekilde teslim edilmelidir.
Yetkililerin sözleri üzerine tadilatını yapıp yerleştiğimiz hasarsız ve az hasarlı evlerimize, ruhsat alıp güçlendirdiğimiz orta hasarlı evlerimize gelen tebligatları, boşaltma ve yıkım kararlarını kabul etmiyor, evlerimizi terk etmiyoruz.
“Sorularımıza cevap alamıyor, muhatap bulamıyoruz”
Rezerv alan tartışmalarının başladığı ilk günden bu yana sorularımıza cevap alamıyor, dahası muhatap bulamıyoruz. Kentin üstüne kâbus gibi çöken rezerv alan yasasının işleyişi yetkililerin dudakları arasında, dolayısıyla sürekli değişmekte. Çelişkilerle dolu açıklamaları kabul etmiyoruz.
Bütün bu yaşananların altında anayasal hakkımız olan barınma hakkının sağlanmamış olması yatıyor. Barınma Hakkı Platformu olarak kentte barınmaya dair her sorunun çözümü için sesimizi yükseltmek, kentimizin yeniden inşasına dair söz söylemek için bir araya geliyoruz. Aynı çatı altında barınma hakkımızı savunmak için 3 Ağustos’ta sesimizi sokaklardan yükseltiyoruz. Saat 16.00’da Doğuş Okulları önünde toplanıp Sevsen Nevzat Şahin Ortaokuluna yürüyoruz. Barınma hakkımızı akrabalarımızla, komşularımızla, arkadaşlarımızla savunuyoruz. Hatay bizim memleket bizim.”