Sinema ve tiyatro sanatçısı Haluk Bilginer, siyasi gündeme dair yaptığı açıklamalarda Gezi parkında gördüğü gençliğin umutlarını tekrardan yeşerttiğini kaydederken, 91 yıldır Türkiye’de hiç demokrası olmadığını, Hitler’in de seçimle iktidara geldiğinin unutulmaması gerektiğini kaydetti.
Bilginer, “Biz halen daha demokrasiden bahsedelim. Ne demokrasisi yahu? 91 yıldır Türkiye’de hiçbir zaman demokrasi olmadı. Hitler’in seçimle geldiğini de hiç kimse unutmasın” dedi.
OT Dergi’den Nurhak Kaya’ya konuşan Bilginer, Gezi eylemlerinde gördüğü gençliğin ‘umudunu kaybetmiş yaşlı bir adam olarak umutlarını tekrar yeşerttiğini’ söyledi; eylemlerin Türkiye’nin miladı olduğunu belirtti.
Bilginer, “Biz yarın öbür gün öleceğiz, fakat bundan 50 yıl sonra, bundan 75 yıl, 100 yıl sonra Gezi mutlaka anılacaktır. Öncesinde ve sonrasında ne olursa olsun; hiçbir şey hatırlanmaz ama Gezi hatırlanır” diye konuştu.
Doğum gününü Gezi Parkı’nda kutladığını söyleyen Bilginer, akıllara kazınan Antikapitalist Müslümanlar grubunun parkta namaz kıldığı sahneyle ilgili de şunları söyledi: “Oradaki çocukların hâli, o dayanışma, o birliktelik; Müslümanlar namaz kılıyor, sosyalistler başlarında nöbet tutuyordu, kimse onları rahatsız etmesin diye. Al sana Türkiye’nin geleceği! Bu muhteşem bir şey! Beni heyecanlandıran ve umutlandıran bir şey. Gezi’ye ve Gezi’deki mizaha tanık olduğum için çok mutlu oldum.”
‘Atatürk milliyetçiliği’ni de tarifi bir zor şey olarak tanımlayan Bilginer, “Atatürk milliyetçiliği nedir? Kimse bilmez. Ama Atatürk milliyetçiliği için insanlar ölüyor bu ülkede, Atatürk milliyetçiliği için darbeler yapıldı geçmişte. Ben hiçbir şey bilmiyorum mesela bu konuda ve birinin beni aydınlatmasını bekliyorum” dedi.
Bilginer, sözlerine şöyle devam etti: “Anlamı olmayan, ezberlenmiş, hiçbir derinliği olmayan, kimsenin ne anlama geldiğini anlatamayacağı cümlelerle gidiyoruz. Bize altı yaşımızdan beri her sabah “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye bağırmayı öğrettiler okulda. Bir gün bile düşünmedik bu söz ne anlama geliyor diye. Benim varlığım neden Türk varlığına armağan oluyor? Anlamıyorum.”
‘Koca koca insanlar Andımız’ı okuyor’
Bilginer, ‘Andımız‘ tartışmasını da eleştirerek altı yaşındaki kızından örnek verdi: “Benim evladımın, benim küçücük kızımın varlığı Türk varlığına armağan olacakmış ha? Benim kızım, benim altı yaşındaki meleğim: “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye bağıracak ha? “Allah korusun” diye bağırıyorum arkasından, beklerken her seferinde okuldan çıkmasını. Ve gün geliyor; “Andımız yasaklansın” diye bir kanun çıktığında önce solcular itiraz ediyor; çünkü AKP istedi ya böyle bir şeyi. Koca koca insanlar meydanlara çıkıp Andımız’ı okudular. Anlamını bile bilmedikleri bir şeyi, altı yaşından beri bağırdıkları bir şeyi yeniden bağırdılar.”
‘Kafamı duvarlara vurmak istiyorum’
Bilginer, ‘Vatan sağolsun’ sözlerine de eleştiri getirdi. Bilginer,“Türk olsun, Kürt olsun fark etmiyor; 20 yaşındaki delikanlılar yaşamadan ölüyor ve bir anne çıkıp da “Vatan sağolsun, bir çocuğum daha olursa onu da gönderirim’ dediği zaman kafamı duvarlara vurmak istiyorum. Bir anne bu cümleyi kuramaz ya da biz sadece öyle diyenleri izliyoruz, sadece onlar gösteriliyor bizlere” diye konuştu.
Konuşmasını şöyle noktaladı Bilginer: “Geçtiğimiz yıllarda bir annenin evlatları ölmüştü Güneydoğu’da. Anne dedi ki: “Benim oğlum şehit filan değil! Ne idüğü belirsiz bir cinayete kurban gitti.” O kadının sözlerini de sansürlediler zaten, bir daha da görülmedi.”