“Greenpeace petrol baronu Rockefeller Vakfı gibi onlarca ‘hayırsever’ vakıftan topladığı fonların küçük bir kısmını döviz spekülasyonlarında kaybettiğini açıkladı.
Greenpeace’in finans danışmanının avro ile pound para birimleri arasındaki dalgalanmada, üzerinde işlem yaptığı paranın, 11 Milyon Liraya karşılık gelen 3 Milyon Pound gibi bir miktarını “üzülerek” kaybettiğini açıklaması dünya çapında haberlere ve tartışmalara konu oldu.
Greenpeace’in yalnızca kur farkıyla bu miktarda para kaybediyor olması, şirketlerden fon kabul etmeyen ama aynı şirketlerin vakıfları yoluyla yaptığı bağışları memnuniyetle kabul eden STK’nin aldığı fonların miktarı hakkında büyük bir tartışmaya yol açtı.”
Kaybedilen paranın “çevreci kampanyaları” sekteye uğratmayacağı Greenpeace merkez ofisi tarafından açıklanırken paraya gerçekte ne olduğu konusunda da ciddi şüpheler mevcut.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bu haber, söz konusu fonların ne denli büyük miktarlarda parasal bir akışa yol açtığını açıkça ortaya koyuyor.
İktisadi olarak detaylı bir analiz yapılırsa şüphesiz daha gerçekçi verilere ulaşılabilecektir. Ancak kabataslak bir hesaplamayla son günlerdeki avro-pound paritelerindeki dalgalanmaya göre kaybedilen paradan yola çıkılarak anaparanın miktarı hakkında yaklaşık bir yargıya varılabilir.
Avro-pound paritesi, Greenpeace International tarafından açıklamanın yapıldığı 15 Haziran tarihi öncesi son 1 aylık zaman diliminde sadece yüzde 1 oranında dalgalandı. Bu da 3 milyon poundun kaybedilebilmesi için 300 milyon poundluk bir alım satım işleminin yapıldığı anlamına geliyor. Yani sadece üzerinde işlem yapılan para yaklaşık 1 milyar 100 milyon Lira.
Truva atı STK’lerin (sivil toplum kuruluşu) maddi destek aldığı şirketlere ve kurumlara karşı mücadele ediyormuş gibi görünmesine kentlerde ve vadilerde pek çok kez tepki gösterilmişti. Mücadelenin öznesi yerellikler ve yaşam savunucusu örgütlenmeler çeşitli zeminlerde bu konuda açıklamalar, deşifrizasyonlar yapmışlardı.
Truva atı STK’lere karşı takınılan bu tavrın temelini oluşturan, yaşamı savunanlar ile yaşamı yok edenlerin bir araya gelemeyeceğini, aynı sözü söylüyormuş gibi davranamayacağından ileri gelmektedir. Yaşamı yok eden şirketler tarafından kurulan ve desteklenen çevreci vakıflar ve STK’ler hayata geçirdikleri “dünyayı kurtarma projeleri”ne yaptıkları katkılardan dolayı petrol, doğal gaz, sanayi, kimya, inşaat, medya şirketlerini çevreci ilan etmiş onları yeşile boyamıştır. Bu vakıfların ve STK’lerin asıl amacı şirketleri “yeşile boyama”dır.
Greenpeace bu STK’lerin belki de en kurnazı. Çünkü şirketlerden doğrudan para almayı reddediyor. Bu da onun gerçekten de halkın öz örgütlenmesiyle gerçekleştirdiği bir mücadele olduğu yanılgısını güçlendiriyor.
KİM TARAFINDAN KURULAN HANGİ VAKIFLAR?
GP International İnternet sitesinde belirttiği üzere “Greenpeace bireysel destekçilerin gönüllü bağışlarına ve vakıflarca desteklenen hibelere güvenir” deniyor. Bu söz ile GP güya şeffaflık gösterirken açık veriyor ve şu soru akıllara geliyor: Kim tarafından kurulan hangi vakıflar?
Rockefeller Brothers Fund, Inc., Charles Stewart Mott Foundation, The Trust for Mutual Understanding, Reiman Charitable Foundation, Inc., The Scherman Foundation, Inc., The Overbrook Foundation…
Liste böyle uzasa da çok uzatmaya gerek yok. Bir tek Rockefeller Vakfını incelemek yeterli olacaktır. Rockefeller Vakfının kurucusu John D. Rockefeller aynı zamanda 20. yüzyılın başında Shell dahil 25’ten fazla şirketi içine alarak büyük bir petrol tröstü haline gelen Standard Oil şirketinin de kurucusu.
Rockefeller Brothers Foundation İnternet sitesi rbf.org içinde sürdürülebilir kalkınma başlığı altından Greenpeace’e hangi zamanlarda, kaç kez, kaç yüz bin dolar bağış yapıldığı kolaylıkla öğrenilebilir.
Greenpeace adını yeşil koyarak yaşamı savunamaz, çünkü petrol şirketlerinden destek alarak petrolün açığa çıkardığı sorunlara karşı mücadele edilmez.
Greenpeace adını barış koyarak barıştan yana da olamaz, çünkü yeryüzündeki savaşların çoğu kendisini destekleyen petrol şirketlerinin çıkarları uğruna gerçekleştiriliyor.
Yolda karşınıza çıkıp sizden destek talep eden sevimli, modern, duyarlı, çevreci üniversite öğrencisi Greepeace’çilere bu soruları sorun. Muhtemelen kesinlikle şirketlerden bağış kabul etmediklerini söyleyecekler. Israrcı olup belgeleri söylediğinizde anlamazlıktan gelecek, belki ekip şefini çağıracak. Ekip şefi bu konu özelinde bir açıklama yapmayıp başka hikayelerle bu mevzuu kaynatmaya çalışacak. Ama siz bileceksiniz: Hesap ortada!
Milyon dolarların nereden geldiği belli.
Nasıl kaybolduğuna gelince; işte orası aslında tam bir muamma.