Gençlik örgütleri, İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlediği açıklama ile, “Yaşamın, barışın sesini yükseltmek suç değildir” dedi, İzmir ve İstanbul’da tutuklanan arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi.
Gençlik örgütleri, Afrin’e yönelik askeri müdahaleye karşı sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulunan ve yürüyüşlere katılanların gözaltına alınması ve tutuklanması ile ilgili İstanbul’da İnsan Hakları Derneği’nde açıklama düzenledi.
Açıklamaya, Öğrenci İnisiyatifi adına Roza Kahya, Öğrenci Kolektifleri adına Ayşenur Gürel, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) adına Ali Deniz, Dev Güç adına Ulaş Bedri ve Kaldıraç adına Azat Aksoy katıldı.
Öğrenci İnisiyatifi Roza Kahya ise barış isteyenlerin tutuklanırken faşist çetelerin cezasız kaldığını kaydederek şunları ekledi:
“Afrin’e yapılan saldırı, Türkiye’de ve uluslararası kanatta Kürt düşmanlığı üzerinden bu savaş çığırtkanlığının başlamış olduğu şeklinde görülmelidir. Barış istemek her zaman suç sayılmıştır. Barış isteyenler sokağa çıktığında alenen terörist ilan edilerek gözaltı ve tutuklamalarla baskı süreci başlatılmıştır. Tüm paramiliter güçlerin, faşist güçlerin ise sokakta herhangi bir insana saldırdığında cezasız kalmasını meşrulaştırmıştır. Bu son KHK ile de savaşın bize ne getireceği göstermiştir.”
Öğrenci Kolektifleri adına söz alan Ayşenur Gürel, Tek Adam’ın OHAL ve KHK’lerle ülkeyi yönetebilme kapasitesinin sonuna geldiği anda Afrin’de bir savaş başlattığını söyleyerek başladığı konuşmasında “Bu savaş tek adamın kendi çıkarına ülke içinde ve ülke dışında halklara yönelik baskı ve şiddetini meşrulaştırma çabasından ibarettir” dedi. Gürel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu memleketin geleceği gericiliğin, şovenizmin, erkekliğin iktidarının çıkarı uğruna başlatılan savaşta değil; eşitlik, laiklik, özgürlükten yana olan gençliğin yükselttiği barış talebindedir. Barış talebi bugün kardeşçe ve özgürce bir yaşamın talebidir. Yaşamın, barışın sesini yükseltmek suç değildir. İzmir’de, İstanbul’da barış istediği için gözaltına alınan, tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın. Tarihin bize öğrettiği gibi savaş çığırtkanları kaybedecek, barış isteyenler kazanacak.”
SGDF adına söz alan Ali Deniz gençliğin üstünde yasakçı bir zihniyetin olduğunu ifade etti. Referandum öncesinde de benzer bir furya olduğunu hatırlatan Deniz, “Afrin protestoları sırasında Suruç gazimiz Koray Türker gözaltına alındı. Bu saldırılar Suruç’un anısına yönelik saldırıların ilki değil” dedi.
Dev Güç‘ten Ulaş Bedri Saray rejiminin içeride ve dışarıda krizlerle boğuştuğunu kaydetti. Suriye sınırında yıllardır IŞİD, Nusra Cephesi gibi cihatçı örgütler varken hareket etmeyen iktidarın, bir anda Afrin’de güvenlik endişesi taşımaya başladığını dile getiren Bedri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz söylenen gerekçenin bu olmadığını biliyoruz. Bu işgal operasyonunun gerekçesi Erdoğan-saray rejiminin içeride yaşamış olduğu krizlerden kaynaklı. Yönetememekteler. İçeride ve dışarıda her gün yeni krizlerle boğuşmakta, krizlerin altından kalkamamaktalar.”
Kaldıraç adına söz alan Azat Aksoy da AKP’nin sokağa çıkan her muhalif sesten korktuğunu ve bu durumu bastırmak için de her yolu denediğini belirterek, “Buradan gözaltında olan ve tutuklanan arkadaşlarımıza sözümüz olsun. Sokağa daha gür sesimiz ile çıkmaya devam edeceğiz. Sesimizi kısamayacaklar” dedi.
Sendika.Org