SEÇTİKLERİMİZ – Doç. Dr. Behlül Özkan: Bugüne kadar Suriye’de savaşın derinleşmesini destekleyen AKP, dış politikada sıkışınca beş yıllık düşmanlığın ardından ‘normalleşme’ dedi. Peki bunun hesabını kim verecek? AKP ‘elimi yıkar geçerim’ diyemez, bedeli ağır olacak.
İsrail ile anlaşan ve Rusya’dan özür dileyen AKP Hükümeti, yeni hedefleri arasına Suriye ile normalleşmeyi de aldı. Başbakan Binali Yıldırım, “Rusya ve İsrail’le ilişkilerimizi normale döndürdük. İnşallah Suriye ile de ilişkilerimizi normale döndüreceğiz” dedi. Yrd. Doç. Dr Behlül Özkan ise, bu ‘u dönüş’ünün Mısır ve İsrail ile normalleşildiği gibi kolay olmayacağını belirterek, AKP’nin Suriye iç savaşında hayatını kaybeden 300 bin insanda payı olduğuna işaret etti. 5 sene boyunca Suriye’de Nusra gibi muhaliflerin Türkiye hükümeti tarafından silahlandırıldığına dikkat çeken Özkan, Türkiye’nin Esad ile anlaşması halinde muhaliflerin evlerine dönmeyeceğine, Türkiye içerisinde eylem yapabileceğine işaret etti. Özkan, Suriye ile normalleşme konusunda hükümetin “Nedir canım bu elimin kiri yıkar geçerim” diyemeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2012 yılında “Emevi Camisi’nde namazımızı kılacağız. Kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz” ifadesinin üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesi ile Türkiye Suriye politikasından dönüş yapıyor. AKP İl Başkanları toplantısından önce konuşan Başbakan Binali Yıldırım Suriye ile ilişkilerin normalleşeceğini söyledi. Yıldırım, “Rusya ve İsrail’le ilişkilerimizi normale döndürdük. İnşallah Suriye ile de ilişkilerimizi normale döndüreceğiz. Bölgedeki bütün hakim ülkeleri, koalisyon güçlerinin, stratejik ortakların yaşanan durumu bir kez daha değerlendirmesi ve rekabeti bir kenara bırakarak insanlığın yok olmasına göz yummamalarını bekliyoruz” diye konuştu.Yıldırım, “DAEŞ, Irak işgalinden sonra çıktı. Bugün günah çıkaranlar, bunun bedelini bölge insanlarına ödetiyorlar. Suriye ile, Irak ile, bütün komşularımızla iyi ilişkiler geliştirmek bizim vazgeçilmez hedefimizdir. Zor günlerimiz oldu atlattık, güzel günlerimiz oldu her şeyimizi paylaştık. Gelecek birlik, beraberlik, iyi komşulukla mümkündür. Gelecek ayrılıkta değil, birliktedir” ifadelerini kullandı.
'Elimi yıkarım geçer' denilemez
Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Behlül Özkan 5 sene boyunca Suriye’de Nusra gibi muhaliflerin Türkiye hükümeti tarafından silahlandırıldığına dikkat çekerek, Türkiye Hükümetinin Esad ile anlaşması halinde muhaliflerin Türkiye içerisinde eylem yapabileceğine işaret etti. Özkan, Suriye ile normalleşmek gerektiğini belirterek, Türkiye’nin iç savaşta ölen 300 bin insanın bedelinin uluslararası platformlarda ödemesi gerektiğini söyledi.
Behlül Özkan Suriye konusunda şu açıklamaları yaptı: Binali Yıldırım ulaştırma bakanlığından geldiği için ve duble yolların mucitlerinden biri olduğu için, Türkiye’de dış politikayı da otoyol yapmak gibi görüyor. Yani ‘Bir dönüş yaparız, hallolur’ gibi bakıyor. 2011 yılından bu yana Suriye’deki iç savaşta 300 bin insan öldü, insanlar evinden oldu ve Türkiye’nin Suriye’de iç savaşın çıkmasında, muhaliflerin silahlandırılmasında önemli bir rolü var. Bunun hesabı verilecek. Sadece Türkiye’yi kapsayan bir hesap değil. Uluslararası bir hesap verilecek, faturası daha konulacak Türkiye’nin önüne. Yani bu iş İsrail ile Mısır ile normalleşmeye benzemeyecek.
Türkiye’nin orada silahlandırdığı radikal dinci gruplar var. Bunların içinde de radikal Suriye kolu Nusra Cephesi geliyor. Suriye Arabistan ile birlikte fetih ordusu kurdu. Suriye ordusu şu anda Rusya ile birlikte Halep’te muhaliflerin elinde olan kent merkezinin bir kısmını da kıskaç altına almış durumda. Yani, Halep’in muhaliflerin elinden alınması operasyonunu başlatmış durumda. Türkiye’nin bu açıklaması Suriye’deki Esad yönetimi ile ilişkilerin normalleşmesi devam ederse, Suriye’de Esad rejimine karşı savaşan muhaliflere Türkiye’nin desteğini çekmesi anlamına gelir. Şimdi muhaliflerin elinde olan en büyük toprak parçası İdlip Hatay’a sınır. Dolayısıyla bütün bir silah sevkiyatı buradan yapılıyor. Silah sevkiyatını keserse Türkiye çok uzun olmayan bir süre zarfında yani; birkaç yıl içinde Suriye ordusu bu İdlip bölgesini tamamen muhaliflerden temizleyebilir ve ciddi anlamda iç savaşı bitirecek noktaya gelir ve eğer yaparsa Türkiye’nin bu ‘u dönüşü’, Suriye’deki bütün bu savaş tablosunu tersine çevirecektir. Dolayısıyla muhaliflerin elinde tuttuğu en büyük toprak parçası Türkiye’nin sınırında ve mühimmat buradan gidiyor. Zaten Rusya ile ilişkilerin normalleşmeye başlamasından bunun sinyallerini almıştık biz.
Bedeli ağır olacak
Bu silahlı örgütler ki içerisinde Nusra da var. Türkiye desteğini kestiği zaman ‘Aa iyi oldu güzel biz de evimize dönelim madem böyle’ demeyeceklerdir. Tıpkı IŞİD’in yaptığı gibi Türkiye içinde de silahlı eylemlere girişebilirler ve bu Türkiye’yi ciddi anlamda vurabilir. Bu tamamen Ortadoğu gerçekliğinden uzak Davutoğlu’nun hayallerine bina edilmiş dış politikadan geri adım atılıyor. Ve bunun bir bedeli olacak. Bunu hepimiz ödeyeceğiz. O bedel de çok ağır olacak. Yıldırım’ın normalleşeceğiz demesiyle olacak bir şey değil. Tabii. Esad rejimi muhalifleri temizlemek için Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek ister ama Türkiye’nin bu muhaliflere verdiği desteği uluslararası alanda ciddi anlamda bedelini ödetmek için girişimlerde bulunacaktır.
Normalleşmesin demiyoruz elbette normalleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu doğru bir adım yapılan ama 30 tane yanlış adım atıldıktan sonra bir tane doğru adım atılması Hükümetin ve bu iktidarın 4 senedir uyguladığı politikayı düzlüğe çıkartmaz. Nedir canım bu elimin kiri yıkar geçerim diyemez. Ölen 300 bin kişinin sorumluluğunu kim alacak? Muhalifleri silahlandırmanın bedelini kim ödeyecek, bu kadar mültecinin bedelini kim ödeyecek. Bunların hepsinde Türkiye’deki iktidarın bir sorumluluğu var. Bu bedeli Türkiye iç politikasında ödemekten kaçsa bile mutlaka görünür bir gelecekte uluslararası bir alanda hesabı konulacaktır Türkiye’nin önüne. Bu hep böyle olmuştur bakın Yugoslavya’da iç savaş sırasında bu iç savaşın çıkmasında sorumluluğu olan aktörler yargılandı. Bunun benzeri Türkiye’deki iktidarın başına da gelebilir ileride.
Evrensel – Çağrı Sarı