Suruç katliamını gerçekleştiren canlı bombanın Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu kesinleşince Diyarbakır’daki HDP mitingindeki patlama ile Suruç’taki patlama arasında benzerlikler ortaya çıktı. İki patlamanın failinin de Adıyamanlı olmasının yanında bomba düzeneklerinin benzerliği de şüpheleri arttırdı.
Suruç Katliamı’nı gerçekleştiren canlı bombanın 20 yaşındaki Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu yapılan DNA testi sonucu kesinleşti. Bunun ardından patlamanın Diyarbakır’daki HDP mitingine yapılan saldırı ile bağlantı ihtimali de dillendirildi. İki saldırıyı da gerçekleştirenlerin hikayeleri Adıyaman’da IŞİD örgütlenmesi yaptığı ifade edilen İslam Çay Ocağı’nda birleşiyor.
Suruç’ta patlamanın meydana geldiği yerde kimliği bulunan Adıyamanlın Şeyh Abdurrahman Alagözün, abisi Y.E.A ile birlikte Adıyaman’da ‘ İslam Çay Ocağı’ adında bir kafede çalıştığı iddia edildi. Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder’in de Suriye ’ye gitmeden önce bu çay ocağına sık sık gittiği ortaya çıktı. 2 katlı bir yer olan İslam Çay Ocağı’nın üst katı IŞİD yandaşlarının gitmeye başlamasıyla mescide dönüştürüldü.
İslam Çay Ocağı’na giden gençlerin hal ve hareketleri değişince aileler durumdan şüphelendi. Çocuklarının IŞİD’e katılmasını engelleyen aileler birkaç kez çay ocağını bastı. Hiçbir sonuç alınamayınca aileler kafe ile ilgili Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne başvurdu. Kafeye giden gençler Adıyaman Emniyet Müdürlüğü tarafından takip edildi. Çay ocağı iki kez Adıyaman Emniyet Müdürlüğü tarafından basıldı. Ancak IŞİD’e örgütleme adına hiçbir delil bulunamayınca kafenin geçmişi araştırıldı. Araştırmalar sonucunda kafenin ruhsatsız olduğu ortaya çıkınca Adıyaman Emniyeti çay ocağını mühürledi. Kafenin kapatılması üzerine Şeyh Abdurrahman Alagöz ile Y.E.A IŞİD’e katılmak için 6 ay önce Suriye’ye gitti.
Diyarbakır saldırısı sonrasında patlamayı gerçekleştiren Orhan Gönder’in annesi Hatice Gönder de İslam Çay Ocağı ile ilgili şöyle konuşmuştu:
“Burada oğlum ve arkadaşlarının beraber takıldığı ‘İslam’ adında bir kafe vardı. Aileler olarak o kafeye gittik. Kafe iki katlıydı. İkinci katta namaz kılınıyordu. IŞİD bayrakları duvarlara asılmıştı. Oradakilere oğlumu tanıyıp tanımadıklarını sordum. Yemin ederek tanımadıklarını söylediler. Aileler olarak üç dört kez oraya baskın yaptık. Durumu devlete de bildirerek oranın kapatılmasını istedim.”