Ragıp Zarakolu’nun yazdığı köşe yazısının ardından başlayan darbe tartışmalarına Disk Basın-İş de katıldı: ‘Darbe iddiası tam da bunu bir siyasi kampanya haline getirenlerin eseridir. Siyasi emellerinizi basına darbe yaparak değil esas rakiplerinizle hesaplaşarak yapın.’
Artı Gerçek'in haberine göre, DİSK Basın- İş, yayınlandığı günden itibaren; 'Makus kaderden kaçış yok' yazısından dolayı iktidarın en üstünden, trollere kadar saldırıya uğrayan Ragıp Zarakolu ve yazarı olduğu yayınlara ilişkin, 'Zarakolu, Artı Gerçek ve Evrensel'e saldırıdan vazgeçin' başlıklı açıklama yaptı.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü öncesi ve sonrası gazetecilere yönelik saldırıların arttığına dikkat çeken açıklamada, darbe söylemi iddiası ile suçlanan Zarakolu, Artı Gerçek ve Evrensel gazetesine yönelik baskılara ilişkin basın özgürlüğü vurgusu yapan Sendika, "Darbe iddiası tam da bunu bir siyasi kampanya haline getirenlerin eseridir. Siyasi emellerinizi basına darbe yaparak değil esas rakiplerinizle hesaplaşarak yapın. Darbe ve idam paranoyası içerisinde tek bir itham geçmeyen yazılara atfedilerek somutlaştırılamaz" dedi.
"3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’un kiraladığı arazide kaçak yapı yıkımını haber yapan gazeteciler hakkında soruşturma açılması ile karşılamıştık. 3 Mayıs’a dair, “Gazeteciler adliyelere haber yapmak için değil, ifade vermek için gidiyor” demiştik" denilen açıklamada İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un Üsküdar'da kaçak yapı haberini yapan gazetecilerin ve Ragıp Zarakolu'nun hedef gösterilmesi eleştirildi.
Yürütülen linç kampanyasının anlatıldığı açıklamada, "Altun’un paylaşımının ardından hazırlanmış troll ordusu ise Zarakolu ve Artı Gerçek’e saldırmaya, her yoldan küfür ve tehditler savurmaya başladı. Saldırıdan yazının yayınlandığı Evrensel gazetesi de nasibini aldı" ifadelerinin kullanıldı.
Suç duyurusu iddianame niteliğinde
Basın-İş: "Dün ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına avukatı; Ragıp Zarakolu, Artı Gerçek ve Evrensel Gazetesi hakkında suç duyurusunda bulundu. Neredeyse bir iddianame niteliğindeki suç duyurusunda “sözde gazeteci”, “sözde basın” ifadelerinin bolca yer aldı.
Dilekçede, "Ragıp Zarakolu’nun yazısında Erdoğan’ın hedef alındığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı alenen suç işlendiği" iddia edildi. Suç duyurusunda Ragıp Zarakoğlu’nun köşe yazısıyla "darbe çığırtkanlığı" yaptığı ileri sürüldü. Aynı zamanda basının neyi, nasıl haber yapması gerektiğine dair de iktidar sınırları çizildi.
Asıl darbe gazetecilere ve çalıştıkları basın kuruluşlarına yapılıyor
Siyasi iktidar ve çevresi “darbeyle tehdit ediyorlar” algısını her alanda dayatmaya devam ederken asıl darbe gazetecilere ve çalıştıkları basın kuruluşlarına yapılıyor. Gazeteciler gün aşırı ifade vermeye çağrılıyor ya da gözaltına alınıyor. Yetmezmiş gibi binlerce trol hesap ile cinsiyetçi, tehditkar bir üslupla adeta linç kampanyası yürütülüyor.
Zarakolu’nun yazısının yayınlandığı zaman diliminden itibaren kısa sürede sosyal medyadan hedef göstererek saldırıya geçenler suç duyurusu ile başı sonu hazır bir kampanya örgütlemiştir" tespitlerine yer verdi.
Ödüllü gazeteciye ifade özgürlüğü sınırı çizildi
Basın- İş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı suç duyurusunda ifade özgürlüğüne sınır çizildiğini belirterek, Zarakolu'nun çalışmaları nedeniyle defalarca ifade özgürlüğü ödülü aldığını hatırlatarak, yurt dışına çıkma sebebinin yine iktidarın baskıları sonucu olduğunu vurguladı.
Açıklamada, "12 Mart Darbesi’nde tutuklanan, 12 Eylül’ü yaşayan, 28 Şubat’ta yargılanan, Hrant Dink ile birlikte hedef gösterilen, İnsan Hakları Derneği’nde çalışmalar yürüten Zarakolu bir kez daha hedef gösterildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü, Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü, Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Ödülü, , PEN Jeri Laber Uluslararası Yayınlama Özgürlüğü Ödülü gibi mesleğini icraa edişi ödüllendirilen bir gazeteciye ifade özgürlüğü sınırları çiziliyor. Biz de iktidarın yetkisinin hukukun üstünlüğü gereğince sınırlı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz" ifadelerine yer verildi.
Rakiplerinizle hesaplaşın
Asıl darbenin gazetecilere ve çalıştıkları basın kuruluşlarına yapıldığını söyleyen Basın- İş, "Zorlu şartlarda, halkın haber alma hakkı için mesleklerini yapan, ifade özgürlüğünü yaptırımlara rağmen kullanmaktan çekinmeyen Rapıp Zarakolu, Artı Gerçek ve Evrensel gazetesinden bir an önce elinizi çekin. Darbe iddiası tam da bunu bir siyasi kampanya haline getirenlerin eseridir. Siyasi emellerinizi basına darbe yaparak değil esas rakiplerinizle hesaplaşarak yapın. Darbe ve idam paranoyası içerisinde tek bir itham geçmeyen yazılara atfedilerek somutlaştırılamaz.
Asıl darbe, infaz düzenlemesinde gazetecilere ve siyasi tutukluların kapsam dışı bırakılması ile başladı. Asıl darbe, koronavirüs salgınında zorunlu olmayan üretimin durdurulmayarak milyonlarca emekçiyi salgınla baş başa bırakarak yapıldı. Asıl darbe basın emekçilerini mesleklerini yapamaz hale getirerek, halkın haber alma hakkına yapıldı" dedi.