Demokrasi İçin Birlik’in toplumsal muhalefet güçlerine yaptığı çağrıyla toplanan Forum bugün Şişli Kültür Merkezi’nde yapıldı. Türmen, 2019 seçimine bir halk hareketi yaratılarak gidilmesi gerektiğini söyledi. Forum’da konuşan SYKP Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları da, en genişi muhalefet güçlerinin bir araya gelmesinin zorunlu olduğunu vurguladı.
Demokrasi İçin Birlik Forumu, Melda Onur’un açış konuşmasıyla başladı. Ardından Rıza Türmen bir sunum yaptı. Türmen’in sunumunun ardından Forum katılımcıları söz alarak demokrasi mücadelesinde neler yapılması gerektiği üzerine konuşmalar yaptı.
Forum’da, Lüleburgaz’daki Şişe Cam fabrikasından atılan ve İstanbul’a yürüyüşe geçen 90 cam işçisi adına bir konuşma da yapıldı. İşçi temsilcisinin konuşması ve işçilerin sloganları alkışlarla desteklendi.
Türmen, “Yeni bir mücadele platformu aramaktayız. Bu toplantının amacı budur. Çünkü demokrasiye yönelen tehdit yeni bir nitelik kazanmıştır. Bunun için ‘Ne yapmalıyız?’ diye yeniden düşünmek gerekiyor” dedi. Türmen 2019 seçimlerinin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “2019 seçimleri her şeyin kazanılacağı veya kaybedileceği bir dönüm noktası olacaktır. Bu seçime böyle bir örgütlenmeyle, bir halk harekete yaratılarak gidebilirsek, o zaman pek çok şeyi değiştirebileceğimize inanıyorum. Böyle bir hareket, yeni bir Türkiye’nin, yeni bir demokrasinin temellerini atar.”
Rıza Türmen konuşmasında şunları söyledi:
Otoriterlikten faşizme doğru yürüyen bu iktidarın bu yürüyüşü OHAL döneminde yeni bir evreye girdi. Demokrasi maskeleri ortadan kalktı.
Artık seçim güvenliği olmadığı anlaşıldı. Meclis’in bütün yetkileri OHAL döneminde yürütmeye devredildi. Yetkisiz bir Meclis kaldı. Bu yetmezmiş gibi Meclis’teki muhalefet partilerinin sesini kesen İç Tüzük değişikliği yapıldı. Bir siyasi parti kapatılmış olmasa bile fiilen çalışamaz hale getirildi. Eşbaşkanları, milletvekilleri içerde… Ana muhalefet partisi üzerinde büyük baskılar var. Bir milletvekili içerde…
Bütün bu demokrasi maskeleri ortadan kalktı.
Baskılar arttı, insan hakkı ihlalleri arttı, tahakküm arttı, büyük bir mağdurlar ordusu ortaya çıktı, OHAL hukuksuzlukları diz boyu…
Hukuksuzluk değil, hukuk boşluğu var. Hukuk rafa kalkmış durumda.
Türkiye’de barıştan söz etmek, terörle bağlantılı gibi gösteriliyor.
Bütün bunların karşısında yeni bir mücadele platformu aramaktayız. Bu toplantının amacı budur. Çünkü demokrasiye yönelen tehdit yeni bir nitelik kazanmıştır. Bunun için “Ne yapmalıyız?” diye yeniden düşünmek gerekiyor.
Siyasetin tek gündemi, etkili bir demokrasi mücadelesi nasıl verilir konusudur. Direniş, sadece kahramanlık yapmak değildir. Direniş gerçekte bir ağ kurabilmek, toplumsal bağlar kurabilmek, politik alana söz ve eylemle katılmak demektir.
Siyaset büyük kitlelerle yapılır. Siyasi Partiler, sivil toplum kuruluşları, demokratik platformlar, meslek örgütleri, sendikalar bir araya gelmelidir. Geniş halk kitlelerini harekete geçirmek en önemli amaçtır. Halkı radikal bir değişimin öznesi haline getirebilmeliyiz. Bunu nasıl yapacağız, bunun üzerine kafa yormalıyız. Tabandaki örgütlenmeler çok önemlidir. Bütün bunlar bir mücadele ağı ortaya çıkaracaktır. Siyasi partileri de içine almalıdır bu ağ.
İtirazı olan herkes bu ağın bir parçası haline gelmelidir. Kürtleri, Aleviler, işçileri, taşeron işçileri, KHK mağdurlarını, akademisyenleri, LGBTİ’leri kapsayan ve hepsini ağın bir düğümü haline getiren bir birliktelik ortaya çıkarabilmemiz lazım.
Bu kurultaydan, siyasi partileri ve yerel örgütlenmeleri, sivil toplum örgütlerini bir araya getiren bir yapı çıkmalıdır. Ama kolektif bir düşünce eksersizi yapabilecek olan bir yapı olabilir bu. Toplanırlar ve ne yapılacağına birlikte karar verirler.
2019 seçimleri her şeyin kazanılacağı veya kaybedileceği bir dönüm noktası olacaktır. Bu seçime böyle bir örgütlenmeyle, bir halk harekete yaratılarak gidebilirsek, o zaman pek çok şeyi değiştirebileceğimize inanıyorum. Böyle bir hareket, yeni bir Türkiye’nin, yeni bir demokrasinin temellerini atar.
Ezenden yana mıyız, ezilenden yana mıyız? Baskı, tahakkümden yana mıyız, demokrasiden özgürlükten yana mıyız? Barıştan yana mıyız, yoksa savaştan yana mıyız? Her yurttaş bu seçimi yapmak zorundadır.
Hatimoğulları: ‘DİB’in kendisi, muhalefet cephesini en geniş anlamda örgütlemenin ta kendisidir’
Forum’da konuşma yapan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da şunları söyledi: "Bizim başarısızlığımızın temel sebeplerinden biri muhalefetin parçalı duruşudur. Çünkü çeşitli sebeplerle bazı rezervler kalıyor. Bu rezervleri ortadan kaldırabilecek en önemli birleşim Demokrasi İçin Birlik’tir. Eğer biz DİB gibi bir oluşumda bu rezervleri ortadan kaldıramıyorsak, eğer DİB gibi bir oluşumda bizler, sosyal demokrattan AKP’nin içerisindeki muhalif kesime kadar bir kesime hitap edemiyorsak bunu başarmamız çok zordur. Bu nedenle bizlere çok önemli görevler düşüyor. Çünkü DİB’in kendisi, muhalefet cephesini en geniş anlamda örgütlemenin ta kendisidir."
“Bizler, Hrant Dink’in dediği gibi, güvercin ürkekliği ile bu ülkede yaşamak istemiyoruz: Bizler bu ülkenin asli unsurlarıyız, asli sahipleriyiz ve bu nedenle bu ülkede aslında güvercinlerin kent merkezlerinde yaşadığı gibi yaşamak istiyoruz. Böyle bir yaşamı kuracağımıza inanıyorum."