Demirtaş, 20 ay sonra TRT Haber’de 24 Haziran seçimlerine yönelik propaganda konuşması yaptı. Demirtaş, tutuklu bulunmasına neden olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisinden korkmasını göstererek, “20 ay değil 20 yıl verseler bile boyun eğmeyeceğim” dedi.
HDP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş’ın propaganda konuşması TRT Haber’de yayınlandı.
HDP milletvekilleriyle birlikte tutuklandıklarını hatırlatan Demirtaş, “Siyasi tarihimiz açısından kara lekelerden biri olarak anılacak bu seçim kampanyasında, maalesef ki sizlere, Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinden seslenmek zorunda bırakılıyorum. 4 Kasım 2016 tarihinde, 12 milletvekili arkadaşımla birlikte, yasalar ayaklar altına alınarak cezaevine konulduk. 20 ayı aşkın süredir hukuksuz bir şekilde burada tutuluyorum” dedi.
Yargı sürecinin adil olmadığını belirten Demirtaş, “Bu 20 ay boyunca, tutuklu olduğum dosyada bile sadece iki defa mahkemeye çıkarıldım. Yargılama sürecim rahatlıkla tutuksuz yapılabilecekken, siyasi baskılar nedeniyle, her aşamada tutukluluğuma devam kararı verildi. Hakkımdaki suçlamaların tamamı, sizlerin de defalarca dinlediği konuşmalarımdır; başkaca da bir suçlamayla muhatap olmadım” diye konuştu.
“Benim halen burada olmamın tek nedeni, AKP’nin benden korkuyor olmasıdır” diyen Demirtaş, “Benim burada elimi kolumu bağlayıp, meydan meydan dolaşarak bana iftira atmayı mertlik sanıyorlar. Hakkımda tek bir mahkumiyet kararı bile yokken, beni suçlu ilan ederek hem açıkça anayasayı ihlal ediyor, hem de kamuoyunu yanlış bilgilendirerek yönlendirmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Hükümeti yalan söylemek ve iftira atmakla suçlayan Demirtaş, şöyle devam etti:
Aklanacağımdan kuşkunuz olmasın
“En kısa zamanda yargı önünde aklanacağımdan kuşkunuz olmasın. Yeter ki, yargı makamları iktidarın beklentilerini değil, hukukun üstünlüğünü esas alsınlar. Ama şunu da unutmasınlar ki, Seyit Rıza şöyle demişti: ‘Ben sizin hilelerinizle, yalanlarınızla baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de senin önünde diz çökmedim, bu da sana dert olsun’ Evelallah ben, sizin yalanlarınızla da baş edeceğim.”
Kutuplaşma korkutucu boyutlara ulaştı
“Bana uygulanan bu zorbalık ve hukuksuzluk, benimle sınırlı olsaydı bunları dile getirmeyi çok da gerekli görmezdim. Ama sizler, bu tür zorbalık ve hukuksuzlukları her gün yaşıyor veya çevrenizde yaşandığını görüyorsunuz. Bu zulmün mağdurusunuz zaten. Hayatınızın her anının büyük bir trajediye dönüştüğünü görüyor ve duyuyorum. Toplumun tamamını esir almaya çalışan derin bir umutsuzluk, korku ve karamsarlık var. Kamplaşma, kutuplaşma ve gerilim ürkütücü boyutlara ulaştı. Komşu komşudan, kardeş kardeşten şüphelenir, korkar hale geldi. Bunun yanı sıra işsizlik, yoksulluk, enflasyon, dövizdeki durdurulamayan artış, yaşamı iyiden iyiye çekilmez hale getirdi. AKP yönetimi saraylarda, köşklerde, villalarda lüks içinde gününü gün ederken, milyonlarca yurttaşımız ekmeğe muhtaç hale getirildi. Siyasi çıkarları uğruna, içerde ve dışarıda ölümü kutsayan savaş politikaları, evlatlarımızın canı pahasına sürdürülüyor.
Cumhuriyetin bütün kazanımları ortadan kaldırılacak
“Tercihinizi AKP ve Erdoğan’dan yana kullanmanız halinde, bundan sonra ülkenin tamamının kaderi tek bir kişinin iki dudağı arasında olacak. Yasama, yargı ve yürütme güçlerinin çok önemli yetkileri tek bir kişide toplanmış olacak. O tek kişinin yapacağı en küçük hatayı bile denetleyecek, kontrol edecek ya da sınırlayacak hiçbir kurum olmayacak. 81 milyonun kaderi, tamamen bir kişinin insafına terk edilmiş olacak.
Dünyanın geri kalanı demokrasi yolunda ilerlerken, Türkiye çağ dışı bir yönetim anlayışıyla yalnızlaşacak; otoriter, baskıcı, demokrasiden kopmuş bir ülkeye dönüşecek. Cumhuriyetin artısıyla eksisiyle bütün demokratik kazanımları bir gecede ortadan kalkmış olacak. Tek adam rejiminde karşı karşıya kaldığınız adaletsizlikler, haksızlıklar için başvurabileceğiniz hiçbir yer kalmayacak. Ne mahkemeler ne de diğer devlet daireleri sizin derdinize derman olmayacak. Her şey tek adamın isteğine, keyfine, çıkarlarına göre düzenlenecek. Bir korku ve istibdat rejiminde nefes alamaz hale gelecek, boğulur gibi hissedeceksiniz.”