Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli ve Milletvekili Saliha Aydeniz, Kobanê Davası’nda ceza alan ve Sincan Cezaevi’nde tutulan Aynur Aşan, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Zeynep Ölbeci, Zeynep Karaman, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Bülent Parmaksız, Günay Kubilay, Nazmi Gür, İsmail Şengül’ü ziyaret etti.
Temelli ve Aydeniz, gerçekleştirdikleri ziyaret sonrası cezaevi kampüsü önünde basın açıklaması yaptı.
Aydeniz: Arkadaşlarımız boykotta
“Verilen kararlar siyasi soykırım ve demokrasi katliamıdır” diyen Aydeniz şöyle konuştu:
“Bu cezalarla dayanışmaya bir ceza verildi. Görüşe gittiğimiz arkadaşlar da bunu ifade ettiler. Bugün Türkiye’de bir tecrit sistemi ve rejimi var. Bu tecrit rejiminden kaynaklı cezaevlerinde hat safhada ihlaller var. Bu tecrit sisteminin cezaevlerine yansımasında dolayı arkadaşlarımız bir boykottalar. Görüşlere çıkmıyorlar. Bugün de arkadaşlarımızın hepsiyle görüşme yapamadık ama temsilen üç arkadaşla görüştük.
‘Kobane’yi sahiplenmeye devam edeceğiz’
Mücadele kararlılığımız ilk günkü gibi devam ediyor. Herkesin çok çok selamlarını ilettiler. Dayanışma o günden bugüne ve öncesinde de Kobanê ruhunun yaratmış olduğu dayanışma ve cezalardan sonra da en geniş yelpazede gösterilen dayanışmadan dolayı herkese tek tek teşekkür ettiler. Ve herkese, ‘biz ilk gün nasıl mücadelemizi sürdürdüysek Kobanê düşmesin diye insanlık onuru düşmesin diye kadın devriminin yaratmış olduğu ruhu nasıl sahiplendiysek, budan sonra da bu sahiplenmemiz devam edecek’ diye ısrarla söylediler. Onlardan moral aldığımızı da kamuoyunun bilmesini steriz. Biz de nu mücadelenin yanında olacağız. Demokrasi ve özgülük mücadelesi tam da Kobanê’yi savunmaktan geçer.”
Temelli: Türkiye’deki adaletsizliğin fotoğrafı
Temelli ise şunları söyledi: “Herkes biliyor ki Kobanê Davası Türkiye’deki adaletsizliğin bir fotoğrafıdır. Bu cezaevi kampüsünün önünü çok defa geldik. Adaletsizliği çok defa teşhir ettik. Dedik ki ‘siz Kobanê Kumpas davası ile Türkiye’ye büyük bir kötülük yapıyorsunuz. Siyasi krizi derinleştiriyor, demokratikleşmenin önünü kapatıyorsunuz’ dedik. Bunun arkasında Kürt düşmanlığı var. HDP’ye olan düşmanlık var, tecrit var… Kürt sorunun demokratik çözümünden kaçmak var. Arkadaşlar dava ve hayatları boyunca demokrasi ve barış için mücadele etmiştir. Kürt sorunundaki demokratik çözüm Türkiye’de barış ve demokrasinin olmasının olmazsa olmaz koşuludur. Bu bilinçle biz mücadelemizi bugüne kadar getirdik.
Demokrasi mücadelesine çağrı
Bu dava siyasettin üzerine çökmüştür. Bu davanın bu karanlık sonuçlarından kurtulmanın yolu hukuktur, hukuk mücadelesi vermektir. O yüzden bütün toplumu hukuk adalet demokrasi mücadelesine bir kez daha bu dava ve bu kararlar özelinde çağırıyoruz, davet ediyoruz. Herkesin hukuk, demokrasi ve barış adına yapabileceği mutlaka bir şey vardır, şimdi tam zamanıdır. Şimdi bu dava kararlarına karşı direnme zamanıdır.”
(MA)