İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında, Berkin Elvan’ın ölümüyle ilgili soruşturmanın geciktirilmesi ve faillerin gizlenmesi iddiasıyla soruşturma izni istenmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı talebi geri çevirdi: Soruşturma evrakına baktık, iddiaların delili yok!
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre İstanbul ’daki Gezi Parkı gösterilerinde polisin attığı biber gazı fişeğiyle yaralanarak hayatını kaybeden 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturmayı sürüncemede bıraktıkları ve fail ya da failleri gizledikleri iddiasıyla İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Ön inceleme yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ilginç bir gerekçeyle kovuşturma izni vermedi. Kararda, “Berkin Elvan’la ilgili soruşturma evrakında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı şube müdürlüklerinden istenilen bilgilerin gizlendiğine veya kasten geciktirildiğine ilişkin delillere rastlanılmadığı” ve “İstanbul Emniyet Müdürü veya Valisi tarafından faillerin tespitini engelleme amacını güden herhangi bir yazısının ve tanık ifadesinin bulunmadığı” savunuldu.
Gülsüm ve Sami Elvan, avukatları Oya Aslan aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, Berkin Elvan’a ilişkin soruşturmanın olayın meydana geldiği 16 Haziran 2013’ten beri sürdüğü, bu süreçte dört savcının değiştiği, şüpheli dört polisin görüntüleri mahkemeye sunulduğu halde hiçbir kimlik tespitinin yapılmadığı, İstanbul Valiliği ve Emniyeti tarafından faillerin gizlendiği ve soruşturmanın sürüncemede bırakıldığı iddiasıyla, Vali ve Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı ön inceleme sonucunda, fail veya faillerin tespiti amacıyla ‘titiz bir araştırma yapıldığını’ ileri sürerek, ilgili kolluk birimlerine gerekli talimatların bildirildiği, birçok kere bilirkişi incelemesine ve kesin kanıya varabilmek için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması yoluna gidildiği, aile avukatlarının defalarca bilgilendirildiği belirtildi. “Berkin Elvan’la ilgili soruşturma evrakında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı şube müdürlüklerinden istenilen bilgilerin gizlendiğine veya kasten geciktirildiğine ilişkin delillere rastlanılmadığı gibi, İstanbul Emniyet Müdürü veya Valisi tarafından soruşturmanın sonuçlandırılmasına ve olayın faillerinin tespitini engelleme amacını güden herhangi bir yazısının ve tanık ifadesinin bulunmadığı” savunuldu. Bu nedenle, iki kamu görevlisi hakkında soruşturma açılması için, “soruşturma izni talebini haklı kılan ‘makul şüphe’ oluşturmaya yeterli delillerin bulunmadığı” kaydedildi. Dolayısıyla kovuşturmaya yer olmadığına ve soruşturma evrakının işlemden kaldırılmasına karar verildi.
Avukat Oya Aslan, karara geçen 22 Ocak’ta itiraz etti. Aslan, itiraz dilekçesinde; Elvan’ın vurulduğu ana ilişkin görüntüler ortaya çıktığı halde Emniyet tarafından yanıt verilmediği için şüpheli polislerin kimliğinin belirlenemediğini anlattı. Olay yerinde görevli polislerin fotoğraflarının beş ay sonra gönderildiği, bir kısım personelinkinin ise “kendileri ile ilişkisinin kesildiği gerekçesiyle” hiç gönderilmediği vurgulandı. Delillerin sürekli gizlendiği, MOBESE ve güvenlik kameralarıyla ilgili tartışmalı yanıtlar verildiği, şüpheli polislerin çalıştıkları birimlerin belirtilmediği, zimmetli silah listesinin saklandığı ileri sürüldü.