Daha önce cezaevinde homofobik saldırıya uğrayan şu an Giresun cezaevinde tutuklu bulunan Fransız Fabien Azoulay hayati tehlikesi olduğunu ifade ederek cesazının geri kalanını Fransa topraklarında çekmek istiyor.
İstanbul Ceza Mahkemesi, 2017 yılında Fabien Azoulay’ı 16 yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırdı. Avukatları ve akrabaları, o zamandan beri Fransa’ya geri gönderilmesi için savaşıyor. Yakın zamanda, Fransız hükümetine baskı yapmak amacıyla davasını kamuoyuna açıklamaya karar verdiler.
France24.com’dan HAPİSTE LGBTİ+ sivil toplum dergisinin aktardığı habere göre, Giresun hapishanesinden ailesine gönderdiği mektuplarda Azoulay, “Bir mucize için her gün dua ediyor ve ağlıyorum. Burada 16 yıl sekiz ay kalmayı hayal bile edemiyorum” diye yazdı.
43 yaşındaki Azoulay, “Yasaklanmış bir narkotik ürünü ithal ettiği” gerekçesiyle neredeyse dört yıldır hapiste, Fransız devletinden cezasının geri kalanını kendi ülkesinde çekebilmesi için onu ülkesine geri göndermesini istiyor.
Eşcinsel ve Yahudi olan Azoulay, günlük olarak tacize uğradığını, kötü muamele gördüğünü ve tehdit edildiğini söylüyor.
Azoulay’ın avukatlarından biri olan Carole-Olivia Montenot, müvekkilinin yaşadığı dehşeti duyduğunda bir acizlik hissettiğini ifade derek, “Korkunç. Göz korkutuluyor, mahpus arkadaşları ona İslam’a dönmesini ve günde beş kez namaz kılmasını söylüyor. Aynı zamanda cinsel yönelimi nedeniyle de tacize uğradığını söylüyor” dedi.
Think-thank Hexagon Society’nin kurucusu ve Fabien Azoulay Destek Komitesi başkanı Sophie Wiesenfeld, “Tutukluluk koşulları insan onuruna bir saldırıdır” dedi.
Azoulay’ın bir akrabasına gönderdiği mektupta “Burada küçük bir alanda pek çok kişiyle beraber yaşıyoruz. Geceleri tuvalete gitmek için uyuyan insanların üzerinde yürümek zorundayız. Uyandıklarında sinirleniyorlar ve kavga çıkıyor.” diye yazdı.
Azoulay, yaklaşık dört yıl önce Türkiye’ye yola çıktığında, sonunda bir Türk hapishanesine düşeceğini asla düşünmemişti. Saç ektirmek için İstanbul’a yaptığı gezi sırasında, parti çevrelerinde popüler, sentetik bir ilaç olan GBL’yi (Gamma-Butyrolactone) satın aldı. Litvanya menşeili bir web sitesi üzerinden 300 dolar ödeyerek aldığı ürünün oteline teslim edildi.
Montenot, “Ürün Türkiye’de sadece birkaç ay önce yasaklanmıştı. Ancak web sitesi onu yasaklayan ülkelerin listesini güncellememişti. Bu nedenle Azoulay, bu ürünün Türkiye’de yasadışı uyuşturucu olarak sınıflandırıldığından habersizdi” dedi.
Türk gümrüğü paketi yakaladı ve Azoulay’ın otel odasına kadar takip ederek onu tutukladı.
Montenot’a göre, tutuklamayı “her biri yaklaşık beş dakika süren art arda küçük duruşmalar” izledi. Azoulay’ın kaderinin 27 Şubat 2018’de, “tüm çeviriler dahil yaklaşık 15 dakika süren hızlandırılmış bir yargılamanın” sonunda belirlendiğini söyledi. Mahkeme Fransız vatandaşını 20 yıl hapis cezasına çarptırdı, daha sonra temyiz duruşmasında iyi halden 16 yıl sekiz aya indirdi.
Temyize ve yasal bir dilekçeye rağmen, Türk mahkemeleri ilk kararı onayladı. Azoulay’ın cezası Ocak 2019’da kesinleşti. Beş ay sonra avukatları, cezasını Fransız topraklarında çekmesine izin verecek bir geri dönüş talebinde bulundu.
Azoulay, ilk olarak İstanbul’un Maltepe ilçesinde bir ceza infaz kurumunda hapsedildi. Dini bağını gizlemenin gerekli olduğuna inanıyordu ve bir arkadaşına gönderdiği bir mektupta “cihatçıların diğer mahpusları radikalleştirmeye çalıştığını” açıkladı. Bu aşırı kalabalık hapishanede zorla ibadetlere, fiziksel şiddete maruz kaldığını ve hatta bir cinayete tanık olduğunu söyledi.
“Bir adam dört Suriyeli tarafından boğazı kesilerek öldürüldü. Ben uyuyordum ama diğer mahpusların çığlıkları beni uyandırdı. Her yerde kan görmek korkutucuydu, bir korku filminden daha beterdi. Daha sonra ölen mahpusun Suriyelilerden birine cinsel yaklaşımda bulunduğunu öğrendim. Allah adına eşcinselliğinden dolayı canıyla yaptığını ödemek zorunda kaldı” dedi.
Fabien ceza evinde homofobik saldırıya uğramış
Cinsel yönelimini diğer tutuklulardan saklamaya çalışsa da Azoulay, Kasım 2019’da homofobik bir saldırının kurbanı oldu. Montenot’un aktardığı üzere “Bir tutuklu, eşcinsel olduğunu biliyordu. Gecenin ortasında, Fabien’in vücudunun her yerine kaynar su fırlattı. Bu durum ikinci derece yanıklara sebep oldu, Fabien’in hastaneye kaldırıldı.”
Azoulay’ın avukatları durumu Fransa’nın dışişleri bakanlığına bildirdi ve acil toplantı çağrısında bulundu. Bakanlık, Azoulay’ın Türkiye’deki başka bir hapishaneye nakledilmesini önerdi. Azoulay’ın hukuk ekibi, bu öneriyi reddetti ve geri gönderilmesi için taleplerini yineledi.
Olayın ardından Azoulay şu anda bulunduğu hapishaneye İstanbul’a 800 km uzaklığa gönderildi. Wiesenfeld, “Orada İstanbul’dakinden daha izole durumda” diyor ve ekliyor: “Bölge cihatçılarla çevrili ve tehlikeli olduğu için ailesi artık onu ziyaret edemiyor.”
Ağabeyiyle mektuplaşmaları ve haftalık kısa bir telefon görüşmesi, ailesiyle olan tek iletişim aracı.
Geri dönüş süreci ise bir çıkmazda. Avukatları 8 Nisan’da yaptığı açıklamada, “Fabien Azoulay’ın durumunda Kasım 2019’da resmi olarak yapılan nakil talebinden bu yana neredeyse iki yıldır herhangi bir ilerleme görülmedi.” dedi ve “Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gergin olduğunun farkındayız, ancak Fabien Azoulay’ın bunun yükünü taşıması kabul edilemez. ” ekledi.