Cizre ilçesinin Suriye sınırına İsrail’in Filistin topraklarında yaptığına benzer biçimde, Kürt coğrafyasını bir kez daha bölen beton duvar örülüyor.
Cizre ilçesinin Suriye sınırına İsrail'in Filistin topraklarında yaptığına benzer biçimde, Kürt coğrafyasını bir kez daha bölen beton duvar örülüyor.
Cizre’de 14 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonrasında Cizre-Nusaybin arasında bulunan 1 kilometre uzunluğundaki sınır hattına 2 metre genişliğe sahip 3 metre yüksekliğindeki beton bloklardan oluşan bir duvar örüldü. Suriye’den Cizre’ye devlet kontrolü dışında yapılan giriş-çıkışı engellemek için sınıra örülen beton duvar, Cizre’nin Suriye sınırında bulunan Yafes Mahallesi’nden görülebiliyor.
Radikal'den İdris Emen'in haberine göre, Nusaybin-Cizre arasında kalan Saklan Deresi mevkiinden Dicle Nehri’ne kadar süren 1 kilometrelik alana örülen beton duvarın tamamlanması üzerine Cizre-Silopi arasında bulunan Suriye sınırına da beton duvar örülmesi için çalışmalara başlandı. Cizre-Silopi arasındaki Suriye sınırına beton duvar örülmesi için 3 metre yüksekliğindeki beton bloklar Dicle Nehri’nin iki ilçe arasında kalan bölümüne taşındı.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde ise daha önce kazılan hendeklerin yerine beton duvar örülmesi için geçtiğimiz hafta çalışmalara başlanmıştı. Nusaybin, Cizre ve Silopi’nin Suriye sınırında yapımı devam eden beton duvarlar sınır hattı boyunca tamamlanırsa Suriye sınırına yaklaşık 128 kilometre uzunluğa sahip bir beton duvar örülmüş olacak.
Kürt coğrafyası yeniden bölünüyor
İsrail'in Filistin topraklarını parçalamak için yaptığı duvarın bir benzerini Türkiye devleti bu kez Kürdistan coğrafyasını yeniden bölmek için inşa ediyor. Bilindiği gibi Türkiye'nin Suriye ve Irak'la olan sınırları, hiçbir etnik, kültürel, insani boyut hesaba katılmadan, çoğu yerde akrabaları, hatta aileleri bölecek şekilde çizilmiş sınırlardır. Bu sınırlara rağmen bölge halkı sınırın öte yanıyla daima bir insani, ekonomik ve kültürel alış-verişi sürdürmüştü. Sınıra çekilen bu duvar, sınırın iki yanındaki aynı halktan insanların temasını tümüyle kesme amacını güdüyor. Bu anlamda Kürdistan'ın yeniden bölünmesi anlamına geliyor.