Ahmet Saymadi – Diğer Yazıları
7 Haziran’da yapılan genel seçimlerde halk AKP’ye tek başına iktidar şansı tanımadı. Aldığı yüzde 41 oyla ancak 258 vekil çıkarabilen AKP, iktidar olabilmek için koalisyon yapmaya mahkum oldu. MHP’nin seçimlerden bu yana AKP’yi destekleyen ama koalisyona girmekten uzak tutumu ise AKP’yi CHP’yle koalisyon görüşmesi yapmak zorunda bıraktı.
Erdoğan’dan 7 Haziran seçimlerinden 32 gün sonra, 9 Temmuz’da hükümeti kurma yetkisi alan AKP, 45 gün içerisinde hükümeti kurmak zorunda ve bu sürenin bitmesine yaklaşık 10 gün kaldı. Koalisyon görüşmeleri sürüyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan fikrini açıkladı: Erken seçim. Hatta AKP’liler erken seçim için tarih bile konuşmaya başladı: 22 Kasım. AKP bu süre içerisinde savaş konseptini, kaos ortamını ve istikrarsızlığı körükleyerek, topluma ¨beni tek başıma iktidar yapmazsanız istikrar ve güven ortamı oluşmaz¨ mesajı veriyor. Toplumu ¨kırk katır mı kırk satır¨ seçenekleri arasında bir tercihe zorluyor.
Koalisyon görüşmeleri sürerken iktidar hala 12 bakanı milletvekili bile olmayan 62. AKP hükümetinde. Seçimler yaşandı, AKP iktidardan düştü ama seçimler olmamış gibi davranmaya devam ediyor. Oysaki halk AKP’nin halka dayattığı 40 katırı da 40 satırı da reddetti. AKP ise 13 yıllık iktidar sarhoşluğu ve güç zehirlenmesiyle durumun farkına varmak istemiyor.
Peki sadece AKP mi? Bir de, CHP içerisinde AKP’ye ¨Yetmez ama evet¨ diyenler bazı isimler var.
Gezi Direnişi’yle birlikte halkın büyük bir darbe vurduğu AKP, bakanların yolsuzluk dosyalarıyla birlikte dibe vurdu. Bütün iktidarı boyunca Fethullah Gülen Cemaati’yle birlikte yürüyen AKP; cemaatle yaşadığı yol ayrımını ve cemaatle girdiği iktidar kavgasını topluma anlatamadı ve buradan da bir darbe aldı. Ahmet Şık, harika bir tabirle, ¨Paralel yürüdüler o yollarda¨ dedi. AKP ve cemaat başta hukuksuz operasyonlar olmak üzere her işte ortaklardı. Üzerine Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde tarafsız davranmaması, Suriye’deki savaş politikası, IŞİD’i desteklemesi, silah taşıyan MİT tırları, Kürt halkına dönük yeniden savaş konseptini devreye sokması, Kobane halkına ve Suriye’deki Alevilere düşmanca tavrı, kadın düşmanlığı, kendilerinden olmayan herkesi aşağılamaları ve daha başka birçok nedenden ötürü, AKP toplumun geniş kesimleri arasındaki bütün meşruiyetini kaybetti.
Bugün sol-sosyalist aydınlar ve gazeteciler karşısında konuşabilen, fikrini savunabilen bir AKP’li, yandaş yazar, gazeteci kalmadı. Sol, teorik alandaki hegemonyasını yeniden kuruyor. AKP’lilerin itibar namına hiçbir şeyleri kalmamış durumda. Sosyal medyada bile trol ve sahte hesaplar üzerinden gündem yaratmaya çalışıyorlar. Satın aldıkları gazeteler ve yazarlar olmasa, AKP için kalem oynatacak, propaganda yaptıracak kimseyi bulamayacaklar.
Ancak bunun farkına varmayan bazı CHP’liler de var…
AKP, iktidar olamadığında, devletin gelir kaynaklarını kontrol edemediğinde, ihale veremediğinde etrafına toparladığı bütün gücün dağılacağını biliyor ve bu sebeple iktidarda kalmaya çalışıyor. Hatta koalisyon yerine tek başına iktidar olmanın yolunu arıyor. AKP, yeniden iktidar olabilmek için mecburen ana muhalefet partisi CHP’yle koalisyon görüşmelerine başladı. Bugüne dek, ¨İstikşafi¨ görüşmeler adını verdikleri ön görüşmeleri yaptılar ve bugün görüşmelerin sonucu açıklanacak. Muhtemelen koalisyon kurulmayacak ve AKP memleketi erken seçime gitmeye zorlayacak.
AKP’nin koalisyon görüşmesi talebine karşı CHP’nin görüşmeyi kabul etmesi ve bu görüşmeleri uzatma taktiği, CHP açısından çok yerindeydi. AKP’nin toplumu kutuplaştırma politikasına karşı uzlaşmacı tavrı doğruydu. AKP, güvensizlik ve istikrarsızlık yaratan bir tutum alırken, CHP ise topluma güven verici ve istikrar sağlayıcı bir tutum aldı. Bu tutumunun toplum tarafından olumlu karşılandığı açık. CHP’nin bu görüşmelerdeki tutumu bile olası bir erken seçimde CHP’ye iki puan kazandıracaktır.
AKP’yle görüşmeler sürse de CHP’nin içerisinde büyük bir çoğunluk AKP ile koalisyon yapılmasına karşı. CHP tabanında bunu ihanet olarak gören insanlar var. ¨AKP adeta bir veba gibi, AKP’ye değen veba olur¨ diyen CHP’li aydınlar ve yazarlar var.
Ama hala ısrarla görüşmelerin iyi gittiğini iddia eden, basına böyle bu tarz haberler sızdıran CHP’liler var. Sözcü, Gerçek Gündem, Çağdaş ses gibi CHP tabanının takip ettiği yayınlara, ¨Uzlaşma sağlandı¨ gibi haberler düşüyor. Kendi adının bakanlık için geçtiği haberlerini sızdıran CHP’liler olduğu konuşuluyor. İktidarın büyüsüne kapılan, AKP’nin en güçsüz ve bitmiş haline bile ¨Yetmez ama evet¨ diyen, cephanesi biten AKP’ye CHP’nin oyunu can suyu diye taşıma gayreti içerisine giren AKP’yle birlikte iktidar olma heveslisi olan bu isimleri, CHP içerisindeki sol kanadın bir yere not etmesinde fayda var.
CHP’nin seçim vaatlerine ve tabanına rağmen, AKP’yle iktidar kurma heveslisi olanlarda uç veren şey memleket sevdası değildir. Uç veren şey ihaleciliktir, Sarıgül’cülüktür… AKP kadar, AKP’ye ¨Yetmez ama evet¨ diyenlerle de mücadele etmek gerekir. Ahmed Arif’in bir mısrasıyla bitirelim, ¨Tanı bunları tanı da büyü¨