CHP’de “yenilikçi” kesimde de cumhurbaşkanı seçim sonuçları tartışılıyor. HDP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı önerdiği İzmir Milletvekili Rıza Türmen, seçim sonuçlarını Cumhuriyet’ten Türey Köse’ye değerlendirdi. Rıza Türmen’in değerlendirmesi şöyle;
“Seçimler 2 şeyi gösterdi. Birincisi Türkiye siyasetinde bir taktik olarak Erdoğan tarafından gerçekleştirilen büyük bir kutuplaşma var. Bu kutuplaşma sonucunda toplumun ortasına bir duvar çekilmiştir. Bu duvarın bir yanındakiler öbür yanındakileri duymamaktadırlar, görmemektedirler. Duvarın bu yanında bütün söylenenler mutlak olarak eleştirilmeden doğru kabul edilmektedir; dost/düşman ayrımı vardır. Duvarın bu tarafındakiler dosttur, bizdendir, bütün söylenenler doğrudur, ‘Gezi darbedir, yolsuzluk iddiaları darbedir..’ bunlar hiç sorgulanmadan kabul edilir. Duvarın öbür tarafındakiler de düşmandır. Böyle bir kutuplaşma AKP seçmeninde kemikleşmeye yol açıyor, ne yaparsınız bunu değiştiremiyorsunuz. İkincisi ise bu kemikleşmeyi, bu duvarı aşmanın çaresi duvarın öbür tarafındakilere benzemek, o taraftan bir aday bulmak, o taraftakilerle özdeşleşmek değildir. Tam tersine o duvarı ortadan kaldırmak için bütün toplumu kucaklayacak, demokratik, uluslararası standartlara uygun, insan haklarına, temel özgürlüklere, hukuk devletine dayalı, herkesi kucaklayacak bir sosyal demokrat söylem ortaya çıkarabilmektir.
Bugün aslında Demirtaş’ın söylediklerinin CHP’nin söylemi olması gerekir. Yani; bir yandan ezilenin, garibanın, işçinin, yoksulun yanında olan, öbür taraftan bütün farklı kimlikleri kucaklayan, o farklı kimlikleri tanıyan, anlayan, onlara kamusal alanda yer açan yeni bir söylem gerekir. Sağdan aday göstererek, Erdoğan’ın dünya görüşünü paylaşan, o değerleri paylaşan bir aday göstererek hiçbir yere gidemiyorsunuz. Bu duvarı kaldıran bir söylem ortaya çıkarabilmek lazım. Ancak o şekilde o seçmene dokunabilirsiniz; yoksa duvarın öbür tarafından ödünç adam getirerek değil. Yeni bir vizyon, sol, sosyal demokrat, çoğulcu, katılımcı bir siyaset anlayışıdır.
CHP’nin umut verebilen, geçmişe değil geleceğe bakan, değişimin motoru olabilen, yerelde demokrasiyi savunabilen ve farklılıklara yer açan bir yeni vizyon, söylem geliştirebilmesi lazım. Belki daha uzlaşıcı bir siyaset tarzı… İktidardan çok uzun süre uzakta kalmış partiler nasıl iktidara geldi? Zapatero’nun İspanya’daki deneyimine bakalım. Parti büyük bir değişim geçiriyor, daha uzlaşıcı bir politika izliyor muhalefette. Bazı şeylere ‘hayır’ diyor ama bazı şeylere de ‘evet’ diyor. Duvarın öbür tarafındaki seçmene değebilecek, onunla iletişim kurabilecek bir siyaset izliyor. O değişimin sonunda Zapatero iktidara geliyor. 2015 seçimleri öncesinde CHP de yeni bir siyasal vizyon, yeni bir siyaset dili ortaya koymalı.
Genel Başkan güven tazeleme ihtiyacı hissediyorsa yararlı olabilir. Sonuçlar ortada, yeni bir vizyon ortaya çıkaracaksın, yeni bir kadroyla devam edeceksin. Yeni bir söylem ortaya koyacaksak, yeni bir kadroya ihtiyaç var. Ancak Genel Başkan devam etmeli mutlaka, bu işleri Genel Başkan’la yapacağız.’’