Silvan ve Lice’ye giderek incelemelerde bulunun Barış Bloku heyeti, izlenimlerini kamuoyu ile paylaştı. Barış Bloku heyeti adına eş sözcüler Gençay Gürsoy ve Nuray Sancar, Silvan ve Lice’deki son durumu aktardı. Toplantıda HDK sözcüsü Sebahat Tuncel de konuştu. İlk sözü alan Barış Bloku Eş Sözcüsü Gençay Gürsoy, “İlk izlenimlerimiz Silvan’da Kobanê’yi anımsatan izlerin olduğu yönündeydi” dedi. Silvan’da 1990 yılarda yaşatılan devlet terörünün bir daha hayata geçirildiğine dikkat çeken Gürsoy, devletin yerel temsilcilerinin üstten yapılan baskılar sonucunda inisiyatif kullanamadıklarını gözlemlediklerini söyledi. Gürsoy, halktan aldıkları bilgiye göre, Silvan İlçe Jandarma Komutanı’nın ise 10 gün önce “Vatan için canımı veririm ama bazılarının iktidarının kurbanı olmam” diyerek, istifa ettiğini öğrendiklerini de ekledi.
Gürsoy, özellikle gençlerde devletin baskı ve katliam girişimlerine yönelik ciddi bir tepki ve kopuşun var olduğunu ifade ederek, orta yaşta olan yurttaşlarda ise bir tedirginliğin olduğunu ifade etti. Gürsoy, halkın, kendilerine Silvan’ın hedef alınmasının sebebini “Kürt hareketi burada mayalandı ve bunun için devlet tarafından hedef alındı” sözleri ile ifade ettiği söyledi. Gürsoy, yaşanan çatışmalardan kaynaklı birçok evin duvarının kurşunlarla tahrip edildiğini, bazı evlerin yakıldığını ve bir evde yaşanan yıkıntının ise boyutunun normal kurşunlarla oluşamayacak kadar ağır olduğunu gözlemlediklerini ve bu durumun ise ancak uçaksavar ve daha ağır silahlarla oluşabileceğini dile getirdi.
Gürsoy, ilçede hakla yaptıkları görüşmelerde, halkın 17 Ağustos’u 18 Ağustos’a bağlayan gece ilçeye TIR’larla 30’u aşkın askeri araç taşındığını ve ilçenin farklı noktalarına konumlandığını, özel timlerin ise sağlık ocağının yanına konumlandığını söylediğini aktardı. Halkın, özel timler tarafından sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen ‘dışarı çıkın’ şeklinde tehdit edildiğini anlattığını aktaran Gürsoy, yaptıkları görüşmeler sonucunda halkın devlet ile olan bağının kopma noktasına geldiğini, işin çığırından çıktığını ve iç savaşa doğru gidildiği izlenimi edindiklerini bu tehlikeli gidişata karşı ise barış ittifaklarına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
HDK adına heyette bulunan Sebahat Tuncel de “Devlet Kürtlere saldırıyor. Buna rağmen Kürtler barış istiyor. Asker de gerilla da ölmesin diyorlar. Devletin müdahalesi ile çatışmaların başladığu söyleyen köylüler artık kimse ölmesin diye nöbet tutuyor” şeklinde izlenimlerini aktardı.
Lice heyeti içerisinde yer alan Barış Bloku Eşsözcüsü Nuray Sancar ise, ilçeye girişlerinin asker tarafından engellendiğini ve köy yollarından canlı kalkan eyleminin devam ettiği noktaya vardıklarını söyledi. Köy yollarını kullanarak ilerledikleri yolda orman yakmalar sonucu Lice’de yaşanan doğa katliamına daha yakından tanık olduklarını söyleyen Sancar, bazı yerlerde daha da yangınlarının devam ettiğini söyledi. Çatışmaların yaşandığı Lice, Hani ve Kocaköy üçgeninde bulunan tepenin bir tarafından askerlerin, bir tarafından gerillanın bulunduğunu, aralarında ise halkın canlı kalkan olarak eylem başlattığını söyleyen Sancar, köylülerin kendilerine bölgeye 36 defa asker indirildiğini ve şu anda sadece üçgende 500’ün üzerinde askerin konumlandırıldığını aktardığını ifade etti. Sancar, bölgede bir OHAL görüntüsünün hakim olduğunu vurguladı. Sancar, canlı kalkan olan kadınlardan asker ailelerine “Savaşa karşı bir araya gelelim ve barışı haykıralım” çağrısının olduğunu dile getirerek, Türkiye halklarının da Kürdistan halkının çağrısına karşılık vermesi gerektiğini ifade etti. Karşılaştıkları polislerin kendilerine ‘iktidar kimse onun memuruyuz’ şeklinde yanıt verdiklerini ama askerler de ise bir tedirginlik ve savaşa inanmışlığını olmadığını gözlemlediklerini aktardı. (Evrensel)