Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda “Hayata Dönüş Operasyonu” olarak bilinen Ulucanlar Cezaevinde yapılan katliamda yakınlarını kaybeden kişilerin bireysel başvurusunu inceleyerek, manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, 26 Eylül 1999’da Ulucanlar Cezaevinde güvenlik görevlilerince yapılan ve kamuoyuna “Hayata Dönüş Operasyonu” olarak lanse edilen katliamda bazı mahkumların yaşamını yitirdiği hatırlatıldı.
Hayatını kaybedenlerin yakınları Adalet Bakanlığına başvurarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu. Taleplere cevap verilmemesi üzerine bakanlık aleyhine maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davanın, Ankara 6. İdare Mahkemesince kısmen kabulüne, kısmen de reddine karar verildi. Adalet Bakanlığının kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay 10. Dairesi, İdare Mahkemesinin kararının kabule ilişkinin kısmının bozulmasını, redde ilişkin kısmının onanmasını kararlaştırdı. İdare Mahkemesi ise Danıştayın bozma kararına direndi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Dairenin bozma kararını onarken, karar düzeltme başvurusu reddedildi.
Bunun üzerine, yakınlarını kaybedenler, yaşam hakkı, işkence yasağı, eşitlik ilkesi, etkili başvuru ve makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
‘Yaşam hakkı usul yönünden ihlal edildi’
Yüksek mahkeme, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasını “açıkça dayanaktan yoksun olması”; güvence altına alınan yaşam hakkının esas yönünden ihlal edildiği yönündeki iddiasını ise “başvuru yollarının tüketilmemesi” nedenleriyle kabul edilemez buldu. Ancak, yaşam hakkının usul yönünden ihlal edildiğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, makul sürede yargılanma hakkının da ihlal edildiğini kararlaştırarak, başvuruculara 20-25.000 liralık manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Kararda, Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı kapsamında devletin yerine getirmek zorunda olduğu pozitif yükümlülüklerin usulü boyutunun, yaşanan ölüm olayının tüm yönlerinin ortaya konulmasına ve sorumlu kişilerin belirlenmesine imkan tanıyan bağımsız bir soruşturmanın da yürütülmesini zorunlu kıldığı anlatıldı.