Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, Merkez Yürütme Kurulu toplantısı esnasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin bir rejim değişikliği hesabıyla büyük bir kaosu sürüklendiğini belirten Bilgen, "Özellikle de geçmişte Gülen ile fotoğrafları olan isimlerin son günlerdeki sosyal medya paylaşımları, son olarak derneklere yönelik sözleri bu kaygımız artırıyor" dedi.
Bir iktidar partisi milletvekilinin "Bir devlet büyüğüne suikast girişiminden sonra halkın cezaevi basıp birilerini idam edeceğini" yazdığını hatırlatan Bilgen, "Bununla ilgili bir açıklama yapılmalıdır. Kendi içlerindeki hesaplaşmayı, kendi içlerindeki ‘sızıntı’yı bir an önce masaya yatırmazlarsa, belli ki provokatif planlar hayata geçirecek" şeklinde konuştu.
Tutsak edilen HDP Eş Başkanlarını ziyaret eden avukatların daha gözaltına alındığına dikkat çeken Bilgen, uluslararası bir basın kuruluşunun Demirtaş'tan röportaj istemesini gözaltı gerekçesi haline getirildiğini söyledi. Bilgen şöyle konuştu: "Bu gerekçe gösterilerek avukatlara baskı yapılması, avukat görüşmelerinin engellenmek istenmesi asla kabul edilebilecek bir yaklaşım değil."
'Kilit vurduk bitti' anlayışı asla kabul edilemez'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kapatılan derneklerle ilgili sözlerinin "örgütlenme özgürlüğü açısından tüyler ürpertici" olduğunu belirten Bilgen, şöyle devam etti: "Kapılarına kilit vurduk, bitti. Hadi açın bakalım' anlayışı toplumu anlamamanın tipik göstergesidir. Dernekler ihtiyaçlara binaen kurulmuşlardır. Binlerce, on binlerce üyeleri vardır. Daha düne kadar Türkiye derneklerin çok sayısının fazla olmasıyla övünüyordu. Çok saygın çalışmaları uluslararası arenada da bilinen, kritik çalışmalar yürüten derneklerin 'kapısına kilit vurduk bitti' anlayışı asla kabul edilemez. İhtiyaca dayalı örgütlenmeler kendilerini her şartta var eder. Buna inanıyoruz. Bir ihtiyaçlar var oldular, bir mühürle de ortadan kalkmazlar."
İçişleri Bakanı Soylu'nun geçmişte AKP’yi muhalefet ederken "Erdoğan’ı bitireceğim" dediğini hatırlatan Bilgen, "Anlaşılan o ki, muhalefetteyken yapamadığını şimdi yapacak" ifadelerini kullandı.
HDP Sözcüsü Bilgen, hükümetin yanlış politikalarının bedelini Türkiye toplumunun ödediğini söyledi, "bunun sorumlusu meydan okumalar ve tanımama sözleridir. Toplumun, siyasetçilerin sözleri nedeniyle bedel ödemesini doğru bulmuyoruz" dedi.
'Duyarlılık sergilemeli, çünkü yarın geç olabilir'
Bilgen, konuşmasının devamında Başkanlık sistemi ve anayasa tartışmalarına da dikkat çekti.
Demokratik model arayışlarının özgürce yapılabilmesi gerektiğini vurgulayan Bilgen, "Gerçekten özgürce tartışma olanakları varsa. Demokrasi olmadan cumhuriyetin var olamayacağını, özgürlükler olmadan barışın, adalet olmadan birlikte yaşam olamayacağını bilen kesimlerin duyarlılıklarını sergilemesi çağrısı yapıyoruz. Çünkü yarın geç olabilir" şeklinde konuştu.
HDP'nin darbe niteliğinde bir girişim ile Meclis dışına itilmeye çalışıldığını dile getiren Bilgen, "Şimdi anlıyoruz ki CHP de dışlanıyor. Yeni seçim sistemiyle de MHP, Meclis dışına itilecek. Çünkü tüm araştırmalar daraltılmış seçim sisteminin en büyük bedelini MHP’nin ödeyeceğini gösteriyor. İki partili Meclis hayali kuranlar aslında tek partili Meclis istiyor" dedi.
Bilgen, daha önce Meclis'te dört partinin eşit temsiliyle kurulan ve 61 madde üzerinde uzlaşma sağlanan Anayasa Komisyonu çalışmalarının CHP ve MHP'nin "başkanlığı konuşturmayız" tutumuyla sonlandığını hatırlattı. Bilgen şunları söyledi: "Sonra yine bir komisyon kurulmuştu. Şimdi ne değişti ki CHP 'Getirin teklifinizi konuşalım' diyor. MHP için nelerin değiştiğini anlıyoruz, biliyoruz ama belli ki CHP de kendisi üzerinde bir baskı hissediyor. Başkanlık denilen, uluslararası politikada bir eksen kaymasını beraberinde getirecek bir rejim değişikliğidir. Seçim sistemi değişikliğiyle yapılan, Türkiye’de tipik olarak yapılan, erimeye yüz tutan ve kaybetme korkusu yaşayan partilerin seçim sistemini değiştirerek raf ömürlerini uzatma girişimidir."
'Tehlike ne kadar büyükse, karşı tutum da o kadar kararlı olmak zorunda'
Bilgen açıklamanın sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bakanlar Kurulu sonrasında Numan Kurtulmuş'un "330’u bulduklarında anayasa değişikliğini Meclis'e getireceklerini" söylediği hatırlatılan Bilgen şunları kaydetti: "MHP’den nasıl bir taahhüt almışlar onu bilmiyoruz. Ama MHP’nin daha önce söyledikleri ortada. Bazı milletvekillerinin açıklamaları da var. Sadece MHP ile anayasa yapmanın ne demek olduğunu AKP seçmeni tabanı gayet iyi biliyor olsa gerek. Geniş katılımcı bir anayasa yapmak mümkün iken, bunu yapmayıp 'bul karayı al parayı' yoluyla olmaz. Referandumda kazansanız da yetmez. Çünkü sayılar tek başına meşruiyet sağlamaz."
Bilgen, özgürlüklere, basına, akademiye, siyasi partilere ve belediyelere yönelik baskılar nasıl toplumu doğrudan ilgilendiriyorsa ekonomik gelişmelerin de ilgilendirmesi gerektiğini vurguladı. Bilgen, "Dolayısıyla bunun karşısında herkesin elinden gelen gücü seferber etmesi gerekiyor. Ana muhalefet partisinin de bunu en fazla yapması gerekiyor. Ama galiba artık ittifakın toplumda kurulması gerekiyor. Bugün herkesin elinden geleni yapması gerek. Bakın birileri iç savaş planları içinde. Tehlike ne kadar büyükse, ona karşı tutum da o kadar kararlı, güçlü ve geniş katılımlı olmak zorunda."
Bilgen "Başkanlık tasarısı Genel Kurul’a geldiğinde HDP ne yapacak?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi: "Eşbaşkanlarımızın boşluğu bizim için önemli. Çalışmalara devam etmemiz onların isteği. Çalışmalarımız hiçbir boşluk olmadan sürdürüyoruz. Yarın grup toplantımızı yapacağız. Başkanlık yasa tasarısının geleceğinden emin değiliz. Biz de bu arada yerel tartışmalarımızı yapacağız. Biz Meclis’ten çekilme kararı değil, çalışmalara katılmama kararı aldık."
HDP sözcüsü Ayhan Bilgen'in basın toplantısına ilişkin görüntüler sosyal medya üzerinden yayınlandı.(ETHA)