Ali İsmail Korkmaz’i döverek ölümüne yol açan polis memuru Mevlüt Saldoğan, bir aracın bagajında gezdirilerek dayak yiyen Tevfik Caner Ertay’ın davasında ifade verdi: Üç amirim bagaja kitlenen eylemciye vurdu.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Eskişehir’de, Ali İsmail Korkmaz’i döverek ölümüne yol açan polis memuru Mevlüt Saldoğan aynı gece Tevfik Caner Ertay adlı bir başka gence işkence ederek, aracının bagajında dolaştırdığı iddiası kapsamında ifade verdi. Polis Saldoğan, amirlerini suçlayarak, Ertay’ın dönemin İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün, Çevik Kuvvet Şube Müdürü Halil Kısalar ve İstihbarat Şube Müdürü Mustafa Arık tarafından dövülmeye çalışıldığını anlattı. Saldoğan, “Vurma girişimi sırasında ben üç müdürüme ‘Müdürüm zaten yaralı, ne uğraşıyorsunuz’ gibi bir söz de söyledim. Bu şahıs aracın arkasında kendi kendi ağlamaklı şekilde mırıldanıyordu” dedi. Üç müdür dövme iddiasını reddederken, aracın durduğunu ve bagajda tutulan Ertay’a baktıklarını kabul etti. Aygün ise Ertay’ın aracın içinde dövülmüş halde olduğunu belirtti.
Eskişehir’de Gezi Parkı gösterileri sırasında Ali İsmail Korkmaz’ın sopalarla dövülmesinden kısa bir süre sonra yakın bir noktada Tevfik Caner Ertay adlı üniversiteli de iddiaya göre polisler tarafından demir sopalarla darp edilerek, polis otosunun bagajına kilitlenmişti. Ertay, bagaja konduktan sonra aracın durduğunu ve bir grup polisin kendisini dışarıya çıkarmak için dövdüklerini iddia etmişti. Daha sonra şehirde dolaştırılan Ertay, iki ayrı hastaneye götürülmüştü. Eskişehir Devlet Hastanesi ve Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne ait kameralarda Ertay’ın bagajdan çıkarılıp hastaneye götürüldüğü ana ait kayıtlar ortaya çıkmıştı. Eskişehir Başsavcılığı, Emniyet’e yazı yazarak, Ertay’ın bagajında taşındığı aracı sormuştu. Gelen yazıda; Ertay’ın bindirildiği ‘26 A 0357’ plakalı ‘Ford Connect’ marka aracın C Büro Amirliği’ne ait olduğu kaydedilmişti. Aracın, Korkmaz’ın başına ve göğsüne tekme atarak ölümüne yol açan polis Saldoğan’a zimmetli olduğu ifade edilmişti.
Saldoğan’ın ifadesi üzerine üç müdürün ifadesi alındı. Eski Çevik Kuvvet Şube Müdürü ve hali hazırda Emniyet Müdür Yardımcılığı yapan Halil Kısalar, 6 Mart’ta alınan ifadesinde, Saldoğan’ın ifade ettiği şekliyle o gece bir aracın önlerinde durduğunu, arka kapı açıldığında içeride Ertay’ı gördüklerini belirterek, “Benim tahminime göre şahsı gözaltı otobüslerine götürmek için araç kapısı açılmıştı. Kimin açtığını hatırlamıyorum. Daha önceki bir olaydan tanımamız nedeniyle Ertay’a ben de baktım, sonra görevime devam ettim. Darp etmeye yönelik hamlem olmadı. Gözaltı talimatını kimin verdiğini bilmiyorum. Görebildiğim kadarıyla Ertay yaralıydı, darp edilmişti” dedi. Eski Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün de 12 Şubat’ta alınan ifadesinde, AKP binası önünde bekledikleri sırada, içinde Ertay’ın da bulunduğu aracın geldiğini belirterek, “Araç gelince ben dahil birçok müdür arkadaşımız ‘Ne oluyor’ diye baktık. Araçta yaralı bir şahıs vardı. Şahsın hastaneye götürülmesi yönünde talimat vermiş olabiliriz” dedi. Ancak bu şahsa vurmamız gibi bir durum olmamıştır” dedi. Mustafa Arık ise olay gecesi o noktada görevli olmadığını savunarak, Mevlüt Saldoğan’ı suçladı. Arık, “Saldoğan, Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünden sorumlu tutularak yargılandığı için bundan kendince bizi de sorumlu tutarak, husumet besleyip ismimi vermiş olabilir” dedi. Saldoğan’ın ifadesinde, Ertay’ı yaralı halde binadan çıkardıkları iddia edilen polis memuru Ahmet Kızıl ve Adem Arslan da iddiaları reddetti.
Yeni Eskişehir Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Kısalar, Yunus Emre Caddesi’nde toplanan göstericilere saat 20.00’den itibaren müdahale ettiklerini belirterek, “Gruplara birçok kez müdahale ederek süpürdük, püskürttük” ifadelerini kullandı. Emir gereği Çevik Kuvvet Şubesi’nin cadde üzerinde kaldığını, ara sokaklara girmediğini ve gözaltı işlemi yapmadığını belirten Kısalar, Çevik Kuvvet gözaltı işlemi uygulanmadı. Sadece süpürme hareketi yapıldı. Bize verilen emir ve talimatlar bu yöndeydi. Gözaltına alma işlemleri genellikle Güvenlik Şube ve Terör Şubesi görevlilerince yapıldı. Gözaltına alınan şahıslar bulunduğum yerde gözaltı otobüslerinin bekletilmesi nedeniyle AKP binası önüne getiriliyordu. Buradan gözaltı otobüsleriyle hastanelere sevk ediliyorlardı” dedi. Kısalar, gaz kullanmak için bizzat Vali Güngör Azim Tuna’dan izin alındığını anlattı.